“Sâmiha Ayverdi hakkında araştırma yapan edebiyatçılar, eserlerinin 1908'den sonra gelişen Türk edebiyâtının en güzel örneklerinden olduğu, Türk dilinin kudretli kalemi olarak eserlerinde imparatorluk dilinin bütün haşmetini ve güzelliğini sergilediği, İstanbul Türkçesi'nin bugüne kadar ulaştığı en mükemmel bir dille ve sehl-i mümtenî kolaylığında yazdığı noktasında birleşirler.
Eski Türk terbiyesinin canlı bir örneği, Osmanlı medeniyetinin temsilcisi, Türk-İslâm kültürünün mîrasçısı ve Türk tasavvuf edebiyâtını son devir mümessili olduğunu ifâde ederler ki, biz bu özelliklerini her zaman büyük bir zevkle tekrarlamaktayız."
“Sâmiha Ayverdi hakkında araştırma yapan edebiyatçılar, eserlerinin 1908'den sonra gelişen Türk edebiyâtının en güzel örneklerinden olduğu, Türk dilinin kudretli kalemi olarak eserlerinde imparatorluk dilinin bütün haşmetini ve güzelliğini sergilediği, İstanbul Türkçesi'nin bugüne kadar ulaştığı en mükemmel bir dille ve sehl-i mümtenî kolaylığında yazdığı noktasında birleşirler.
Eski Türk terbiyesinin canlı bir örneği, Osmanlı medeniyetinin temsilcisi, Türk-İslâm kültürünün mîrasçısı ve Türk tasavvuf edebiyâtını son devir mümessili olduğunu ifâde ederler ki, biz bu özelliklerini her zaman büyük bir zevkle tekrarlamaktayız."