Her cemiyet kendi özel bünye ve yapısına sahiptir. Bu çeşitlilik içinde genel prensiplerin ve kanunların varlığına dair şüphe etmekten daima kaçınılmaktadır. Esasen, Sosyal Yapı ve Sosyal Bünyede geçerli olan prensip ve kanuniyetleri görebilmek, bugün düne nazaran daha kolay olacaktır. Çünkü, bu yolda yürüyenlerin sayıları çoğalmış bulunmaktadır. Bu sebeple, ilkin bugüne kadar yapılmış teorik ve pratik mahiyetteki sosyolojik çalışmaları incelemek ve bu çalışmalarla ulaşılan genel ya da özel hükümler üzerine eğilerek sosyolojik alanı açık ve seçik olarak yan alanlarından ayıklamak suretiyle görebilmek mümkün olacaktır. Nitekim, biz de çalışmalarımızda bunu yapmağa çalıştık. Her şeyden evvel, sosyal yapı ile sosyal bünye mefhumlarının gerçekten kesin olarak ayrıntılarını göstermeğe gayret sarfettik. Bizi bu işe sürükleyen sebep, şimdiye kadar yazılmış bulunan hemen bütün sosyolojik eserlerde sosyal yapı ile sosyal bünye mefhumlarının birbirinin yerini alırcasına karıştırılmış, aralarındaki farkların gözönüne alınmamış olmasıdır. Çoğu zaman sosyal bünye yerine sosyal yapı ya da sosyal yapı yerine sosyal bünye mefhumunun kullanıldığı görülmektedir. Oysa ki, bunlar birbirlerinden apayrı özelliklere, prensiplere ve kanuniyetlere sahiptirler.
İşte elimizdeki bu çalışma, her şeyden önce bu iki mefhumun ayrıntılarını özellikleriyle, dayandığı prensipleri de kanuniyetleriyle ortaya koymayı hedeflemiştir. Eser, birinci kısmında sosyal yapının elemanlarını ve değişkenlerini ve bunların karşılıklı bağıntılarını göstermektedir. İkinci kısmında ise sosyal bünyenin faktörlerini belirlemekte, sistemlerin analizini yaparak genel prensipleri açıklamakta ve buradan da bünyenin kanunlarına ulaşmak istemektedir. Üçüncü kısmında da problemin somutlaştırılması yapılmakta ve örnekler verilerek yapının ve bünyenin farklılıkları gösterilirken, ayni zamanda yapıdaki unsur ve değişkenler ile bünyedeki faktör ve sistemlerin sosyal hayattaki somut durumları gösterilmeğe çalışılmaktadır. (Giriş'ten)
Her cemiyet kendi özel bünye ve yapısına sahiptir. Bu çeşitlilik içinde genel prensiplerin ve kanunların varlığına dair şüphe etmekten daima kaçınılmaktadır. Esasen, Sosyal Yapı ve Sosyal Bünyede geçerli olan prensip ve kanuniyetleri görebilmek, bugün düne nazaran daha kolay olacaktır. Çünkü, bu yolda yürüyenlerin sayıları çoğalmış bulunmaktadır. Bu sebeple, ilkin bugüne kadar yapılmış teorik ve pratik mahiyetteki sosyolojik çalışmaları incelemek ve bu çalışmalarla ulaşılan genel ya da özel hükümler üzerine eğilerek sosyolojik alanı açık ve seçik olarak yan alanlarından ayıklamak suretiyle görebilmek mümkün olacaktır. Nitekim, biz de çalışmalarımızda bunu yapmağa çalıştık. Her şeyden evvel, sosyal yapı ile sosyal bünye mefhumlarının gerçekten kesin olarak ayrıntılarını göstermeğe gayret sarfettik. Bizi bu işe sürükleyen sebep, şimdiye kadar yazılmış bulunan hemen bütün sosyolojik eserlerde sosyal yapı ile sosyal bünye mefhumlarının birbirinin yerini alırcasına karıştırılmış, aralarındaki farkların gözönüne alınmamış olmasıdır. Çoğu zaman sosyal bünye yerine sosyal yapı ya da sosyal yapı yerine sosyal bünye mefhumunun kullanıldığı görülmektedir. Oysa ki, bunlar birbirlerinden apayrı özelliklere, prensiplere ve kanuniyetlere sahiptirler.
İşte elimizdeki bu çalışma, her şeyden önce bu iki mefhumun ayrıntılarını özellikleriyle, dayandığı prensipleri de kanuniyetleriyle ortaya koymayı hedeflemiştir. Eser, birinci kısmında sosyal yapının elemanlarını ve değişkenlerini ve bunların karşılıklı bağıntılarını göstermektedir. İkinci kısmında ise sosyal bünyenin faktörlerini belirlemekte, sistemlerin analizini yaparak genel prensipleri açıklamakta ve buradan da bünyenin kanunlarına ulaşmak istemektedir. Üçüncü kısmında da problemin somutlaştırılması yapılmakta ve örnekler verilerek yapının ve bünyenin farklılıkları gösterilirken, ayni zamanda yapıdaki unsur ve değişkenler ile bünyedeki faktör ve sistemlerin sosyal hayattaki somut durumları gösterilmeğe çalışılmaktadır. (Giriş'ten)