#smrgKİTABEVİ Sivas Kayseri Niğde Aksaray Nevşehir Kırşehir Yozgat Çorum Kırıkkale Çankırı Yöresi Oğuz Boyları 1: Bozoklar - Aşiret Oymak Cemaatler - 2015
Kitabımızda görüldüğü üzere alınan soyadlarının secere takibinde önemli bir etken olduğu kabul edilmiş, insanların ekseriyetinin aldıkları soyadını bağlı boy, aşiret ve oymaklarına göre aldığı gösterilmiştir.
“15 Maddeden oluşan 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nda “Aşiret, oymak, cemaat ve taifeleri” yakından ilgilendiren bazı maddeler,
Madde 3- Rütbe ve memuriyet, aşiret, yabancı ırk ve millet isimleri ile umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılmaz.
Madde 5- Mümeyyiz olan reşit, soyadını seçmekle serbesttir.Madde 6- En büyük mülkiye memurunun vereceği müzekkere üzerine Cumhuriyet müddei umumisi, 3'üncü maddedeki memnuniyete uygun olmayarak soyadı kullananların bu adı değiştirmelerini ve tarihte ün almış olanlara ilişkin anlatan adların hilafını iddia ile kullanılmamasını mahkemeden isteyebilir.
Madde 10- Bu Kanunun tayin ettiği müddet geçtikten sonra soyadlarını değiştirmek isteyenler Kanunu Nedeninin bu baptaki hükümlerine tabi olurlar.
Madde 11- Soyadlarını nüfus kütüğü ve doğum kağıtlarına yazma işinde ihmali görülen memurlar hakkında kaymakamlar bir haftalığa, valiler on beş günlüğe kadar maaş kesme cezası verebilirler. Bu kararlar kati olup ilk ödenecek maaştan kesilir.” denilmektedir.
1934 yılında yürürlüğe giren kanunun içeriği ve uygulanmasından anlaşıldığı üzere, “Mümeyyiz olan reşit, soyadını seçmekle serbesttir. Ancak, yabancı ırk-millet, rütbe, memuriyet, aşiret ve umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç, gülünç olan soyadları alınamaz” maddeleri ile
- “Ermeni, Rum, Arap” gibi Türk olmayan unsurlar kendilerine özgü soyadı alamayacakları ve aldıkları soyadının Türk ve Müslüman geleneğine uygun olması zorunluluğu, - Rütbe, Memuriyet sözcüğü ile “Müdür, Amir, Doktor, Tabip, Mühendis, Paşa, Albay, Yarbay, Binbaşı, Çavuş, Onbaşı” gibi unvanlar kastedilerek unvan ve rütbelerin soyadı alınamayacağı,
- Aşiret sözcüğü ile günümüzde kullanılan “cemaat sözcüğü” kastedilmiş ve “Yesevi, Vefai, Kalenderi, Babai, Şadiyye, Bektaş-i, Mevlevi, Bayram-i, Safevi, Haydari, Nakşi…” gibi tarikat adlarının soyadı alınamayacağı belirtilmiştir. Ancak, kişi “Bektaşoğlu, Bayramoğlu, Şadiyye” gibi tarikat kurucuları ile aynı silsileden geliyorsa bunun kapsam dışı olduğu kanunun uygulanışından anlaşılmaktadır.
Anadolu'da yurt tutmuş “Ermeni, Rum, Arap” gibi Türk olmayan unsurlar, kendi din ve milliyetlerine özgü soyadı alamamışlar, aldıkları soyadlarını zorunlu olarak Türk-İslam kültürüne uydurmuşlardır.
Günümüzde üzerinde büyük oyunlar oynanarak Oğuz kimliğinden uzaklaştırılmaya çalışılan Kürt ve Kürt Alevi'si adı almış aşiretlerimiz, bu gün olduğu gibi geçmişte de Oğuz kabul edilmiş ve “Kurmanç, Kurman, Kavili, Türkan, Terken, Koçkiri, Çakal, Rişvan” gibi aşiretlerinin ismi soyadı alınmasına kanuni sorun oluşturulmamıştır.
Kitabımızda görüldüğü üzere alınan soyadlarının secere takibinde önemli bir etken olduğu kabul edilmiş, insanların ekseriyetinin aldıkları soyadını bağlı boy, aşiret ve oymaklarına göre aldığı gösterilmiştir.
“15 Maddeden oluşan 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nda “Aşiret, oymak, cemaat ve taifeleri” yakından ilgilendiren bazı maddeler,
Madde 3- Rütbe ve memuriyet, aşiret, yabancı ırk ve millet isimleri ile umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılmaz.
Madde 5- Mümeyyiz olan reşit, soyadını seçmekle serbesttir.Madde 6- En büyük mülkiye memurunun vereceği müzekkere üzerine Cumhuriyet müddei umumisi, 3'üncü maddedeki memnuniyete uygun olmayarak soyadı kullananların bu adı değiştirmelerini ve tarihte ün almış olanlara ilişkin anlatan adların hilafını iddia ile kullanılmamasını mahkemeden isteyebilir.
Madde 10- Bu Kanunun tayin ettiği müddet geçtikten sonra soyadlarını değiştirmek isteyenler Kanunu Nedeninin bu baptaki hükümlerine tabi olurlar.
Madde 11- Soyadlarını nüfus kütüğü ve doğum kağıtlarına yazma işinde ihmali görülen memurlar hakkında kaymakamlar bir haftalığa, valiler on beş günlüğe kadar maaş kesme cezası verebilirler. Bu kararlar kati olup ilk ödenecek maaştan kesilir.” denilmektedir.
1934 yılında yürürlüğe giren kanunun içeriği ve uygulanmasından anlaşıldığı üzere, “Mümeyyiz olan reşit, soyadını seçmekle serbesttir. Ancak, yabancı ırk-millet, rütbe, memuriyet, aşiret ve umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç, gülünç olan soyadları alınamaz” maddeleri ile
- “Ermeni, Rum, Arap” gibi Türk olmayan unsurlar kendilerine özgü soyadı alamayacakları ve aldıkları soyadının Türk ve Müslüman geleneğine uygun olması zorunluluğu, - Rütbe, Memuriyet sözcüğü ile “Müdür, Amir, Doktor, Tabip, Mühendis, Paşa, Albay, Yarbay, Binbaşı, Çavuş, Onbaşı” gibi unvanlar kastedilerek unvan ve rütbelerin soyadı alınamayacağı,
- Aşiret sözcüğü ile günümüzde kullanılan “cemaat sözcüğü” kastedilmiş ve “Yesevi, Vefai, Kalenderi, Babai, Şadiyye, Bektaş-i, Mevlevi, Bayram-i, Safevi, Haydari, Nakşi…” gibi tarikat adlarının soyadı alınamayacağı belirtilmiştir. Ancak, kişi “Bektaşoğlu, Bayramoğlu, Şadiyye” gibi tarikat kurucuları ile aynı silsileden geliyorsa bunun kapsam dışı olduğu kanunun uygulanışından anlaşılmaktadır.
Anadolu'da yurt tutmuş “Ermeni, Rum, Arap” gibi Türk olmayan unsurlar, kendi din ve milliyetlerine özgü soyadı alamamışlar, aldıkları soyadlarını zorunlu olarak Türk-İslam kültürüne uydurmuşlardır.
Günümüzde üzerinde büyük oyunlar oynanarak Oğuz kimliğinden uzaklaştırılmaya çalışılan Kürt ve Kürt Alevi'si adı almış aşiretlerimiz, bu gün olduğu gibi geçmişte de Oğuz kabul edilmiş ve “Kurmanç, Kurman, Kavili, Türkan, Terken, Koçkiri, Çakal, Rişvan” gibi aşiretlerinin ismi soyadı alınmasına kanuni sorun oluşturulmamıştır.