Solun, siyasal ortamın ve sağ otoriter hareketlerin/partilerin yükselişinin ifade ettiği meydan okuyuşu ana akım yaklaşımlara hapsolmadan ivedilikle kavraması gerektiğine dair kanaat bu kitabın temelini oluşturuyor. Neoliberal hegemonyanın krizine tanık olduğumuz bir dönemde, Chantal Mouffe otoriter rejimlerin yükselmesi ve yerleşmeleri kadar, daha demokratik bir düzenin inşa edilme olasılığına işaret ediyor. Radikal demokratik dönüşüm fırsatını kaçırmamak için son otuz yıldır maruz kaldığımız dönüşümlerin doğasıyla ve bunların demokratik politika açısından sonuçlarıyla yüzleşmeye çağırıyor.
Sol ve sağ karşıtlığının artık geçersiz olduğunu iddia eden “merkezde konsensüs” yaklaşımı, politikayı teknokratik biçimde düzenleyerek, kitlelerin siyasal olana yabancılaşmasını hızlandırdı. Chantal Mouffe, Sol Popülizm'de, bu gelişme karşısında sol politikaların neden ve nasıl yetersiz kaldıklarını tespit edip, sınıf özcülüğüne saplanmadan, hasımcı siyasal anlayış temelinde, radikal bir demokrasi mücadelesini yeniden canlandırmayı öneriyor. “Popülizm siyasal bir sınır inşa etmek için yürütülen bir söylemsel stratejidir. Bu sınır çizme konusu çok önemli. Post-politikayı tanımlayan şey sınırın ortadan kalkmasıdır. Üçüncü yol yaklaşımının tipik sloganı olan ‘sağ-sol farkı bitti' gibi. Buna karşı popülizm aşağıdakiler ve yukarıdakiler ayrımı üzerine siyasi sınırı çizer. Müesses nizama karşı halk gibi.”