Sanat, hayata dair bir uğraş olmasaydı, insan elinin mağara duvarına ilk kez bizonu çizdiği günden beri ulu bir ırmak akmazdı bu dünyada.
Dinlediğiniz müziği, okuduğunuz kitabı, sadece kendi tercihlerinizle seçiyor olsaydınız, Schopenhauer, "İnsanlar istediğini yapabilirler, ama istediğini isteyemezler," demezdi.
"Livaneli", sadece Ömer Zülfü Livaneli adındaki kişiyle ilgili bir konu olsaydı, üzerinde düşünme gereği duymazdınız.
Halk, eskisi gibi kendi sanatını belirlemeye, sanatçısını yaratmaya devam edebilseydi, bir "Anadolu Meleği" dile gelmezdi bu kitapta.
Hayata müdahale etme isteğimiz ve yeni ozanlar yaratma umudumuz olmasaydı, "Son Ozan Livaneli" diye bir kitabımız olmazdı.
Sanat, hayata dair bir uğraş olmasaydı, insan elinin mağara duvarına ilk kez bizonu çizdiği günden beri ulu bir ırmak akmazdı bu dünyada.
Dinlediğiniz müziği, okuduğunuz kitabı, sadece kendi tercihlerinizle seçiyor olsaydınız, Schopenhauer, "İnsanlar istediğini yapabilirler, ama istediğini isteyemezler," demezdi.
"Livaneli", sadece Ömer Zülfü Livaneli adındaki kişiyle ilgili bir konu olsaydı, üzerinde düşünme gereği duymazdınız.
Halk, eskisi gibi kendi sanatını belirlemeye, sanatçısını yaratmaya devam edebilseydi, bir "Anadolu Meleği" dile gelmezdi bu kitapta.
Hayata müdahale etme isteğimiz ve yeni ozanlar yaratma umudumuz olmasaydı, "Son Ozan Livaneli" diye bir kitabımız olmazdı.