Kül rengi pis elbiseleri içinde donuk ve mağmum asker sürüleri yolunüzerinde adım adım yürüyorlar.
Çelik miğferler altında soluk, renksiz, sefalet ve açlıkla harap olmuş simalar, kendilerinde dehşet, cesaret ve ölümün bıraktığı izlerden başka bir şey kalmamış simalar..
Sessiz yürüyorlar; evet ses çıkarmadan; nasıl o kadar yolları katettiler, o kadar vagonlarda oturdular, o kadar siperler altında çömeldiler, nasıl obüsler tarafından açılmış nice çukurda uyudularsa yine öyle sessiz olarak kendilerini vatana ve sulha götüren yol üzerinde ilerliyorlar. (Kitaptan)
Kül rengi pis elbiseleri içinde donuk ve mağmum asker sürüleri yolunüzerinde adım adım yürüyorlar.
Çelik miğferler altında soluk, renksiz, sefalet ve açlıkla harap olmuş simalar, kendilerinde dehşet, cesaret ve ölümün bıraktığı izlerden başka bir şey kalmamış simalar..
Sessiz yürüyorlar; evet ses çıkarmadan; nasıl o kadar yolları katettiler, o kadar vagonlarda oturdular, o kadar siperler altında çömeldiler, nasıl obüsler tarafından açılmış nice çukurda uyudularsa yine öyle sessiz olarak kendilerini vatana ve sulha götüren yol üzerinde ilerliyorlar. (Kitaptan)