#smrgKİTABEVİ Sonsuz Düşünce - 2016
Kitabın planı daha ilk yazıyla birlikte açığa çıkıyor. Badiou felsefenin, her biri günümüz dünyasından gelen güçlü saldırılara maruz kalan dört boyutu olduğunu söylüyor: Felsefe, diyor, "temelde bir isyan boyutunu içerir: Düşünme dünyanın mevcut haliyle yüz yüze geldiğinde bir hoşnutsuzluğa kapılmıyorsa felsefe de olmaz. Ama felsefenin arzusu mantığı da içerir; yani muhakeme ve aklın gücüne duyulan bir inancı. Dahası, felsefenin arzusu evrenselliği de beraberinde getirir: Felsefe düşünen varlıklar olarak bütün insanlara hitap eder. Son olarak, felsefe risk alır: Düşünme bağımsız bakış açılarını destekleyen bir karardır daima." Günümüzün başat felsefi yönelimleri, yorumbilgisel, analitik ve postmodern felsefeler, hakikatin yerine anlamı ikame ettikleri ve kendilerini dil oyunları çokluğunu tasvir etmekle kısıtladıkları için felsefeyi felsefe yapan bu dört boyuta yönelik saldırılara karşılık vermekten acizler. Badiou bu yüzden yeni bir "felsefe üslubu" oluşturmaya ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor.
Sonsuz Düşünce, işte böyle bir felsefi üslubun, şiirden siyasete, sinemadan psikanalize uzanan geniş bir alanda ne kadar ufuk açıcı olabileceğini gösteriyor. Birbirini gösteren aynalar misali çoğalan genelgeçer kanaatlerin düşünme zannedildiği bir ortamda, Badiou bizi tekrar düşünmenin gücüne ikna etmeyi başarıyor.
Kitabın planı daha ilk yazıyla birlikte açığa çıkıyor. Badiou felsefenin, her biri günümüz dünyasından gelen güçlü saldırılara maruz kalan dört boyutu olduğunu söylüyor: Felsefe, diyor, "temelde bir isyan boyutunu içerir: Düşünme dünyanın mevcut haliyle yüz yüze geldiğinde bir hoşnutsuzluğa kapılmıyorsa felsefe de olmaz. Ama felsefenin arzusu mantığı da içerir; yani muhakeme ve aklın gücüne duyulan bir inancı. Dahası, felsefenin arzusu evrenselliği de beraberinde getirir: Felsefe düşünen varlıklar olarak bütün insanlara hitap eder. Son olarak, felsefe risk alır: Düşünme bağımsız bakış açılarını destekleyen bir karardır daima." Günümüzün başat felsefi yönelimleri, yorumbilgisel, analitik ve postmodern felsefeler, hakikatin yerine anlamı ikame ettikleri ve kendilerini dil oyunları çokluğunu tasvir etmekle kısıtladıkları için felsefeyi felsefe yapan bu dört boyuta yönelik saldırılara karşılık vermekten acizler. Badiou bu yüzden yeni bir "felsefe üslubu" oluşturmaya ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor.
Sonsuz Düşünce, işte böyle bir felsefi üslubun, şiirden siyasete, sinemadan psikanalize uzanan geniş bir alanda ne kadar ufuk açıcı olabileceğini gösteriyor. Birbirini gösteren aynalar misali çoğalan genelgeçer kanaatlerin düşünme zannedildiği bir ortamda, Badiou bizi tekrar düşünmenin gücüne ikna etmeyi başarıyor.