“Ben merkeziyetçiliği emekçi kitleler için asgari geçimlik sağlamanın bir aracı olarak görüyorum. Ben yerel Sovyet örgütleri için en geniş özerklikten yanayım, ama aynı zamanda ülkeyi bilinçli bir şekilde dönüştürme çalışmamızın verimli olması için, kesin olarak tanımlanmış tek bir maliye politikamız olması ve talimatların yukarıdan aşağıya uygulanması gerektiğine inanıyorum.”
“Sınıfları kaldırmak için, ilkin, toprak sahiplerinin ve kapitalistlerin alaşağı edilmesi gerekir. Görevimizin bu kısmı başarılmıştır, ama bu yalnızca bir kısmıdır, üstelik de en zor kısmı değildir. Sınıfları kaldırmak için, ikinci adım olarak, fabrika işçisi ile köylü arasındaki farkı ortadan kaldırmak, bunların hepsini işçi haline getirmek gerekir.”
“Teorik düzlemde konuşacak olursak, sosyalizmin çıkarları açısından devlet tekeli illa en iyi sistem değildir. Sanayiye sahip bir köylü ülkesinde -eğer bu sanayi işliyorsa ve eğer belli miktarda mal varsa- vergilendirme ve mübadele özgürlüğü sistemi geçiş önlemi olarak kullanılabilir.”
“Kendine özgü Savaş Komünizmi sırasında, köylüden bütün artı ürününü -hatta bazen gerekli ihtiyaçlarının da bir kısmını- ordunun ihtiyaçlarını karşılamak ve işçileri beslemek amacıyla aldık. Bunun çoğunu borç olarak, kâğıt para karşılığında aldık. Bunu yapmasaydık, mahvolmuş bir küçük köylü ülkesinde büyük toprak sahiplerini ve kapitalistleri yenmemiz mümkün olmayacaktı.”
“Yeni Ekonomi Politikası, iaşeye el koyma yerine vergi uygulamasına geçilmesi anlamına geliyor. Bu belli bir oranda kapitalizme geri dönüş demektir, ama ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Yabancı kapitalistlere imtiyazlar ve işletmelerin özel kapitalistlere kiralanması kuşkusuz kapitalizmi geri getirmek anlamına geliyor ve Yeni Ekonomi Politikası'nın temel bir parçası budur.”
“‘Çalışmayana ekmek yok.' Sosyalizmin pratik emri budur. İşlerimizi pratikte bu ilkeye göre örgütlemeliyiz. ‘Komünlerimiz'in ve işçi-köylü örgütçülerimizin gurur duymaları gereken pratik başarıları bunlardır. Dahası bu, aydınlar arasındaki örgütçüler için özellikle geçerlidir (özellikle diyorum, çünkü genel talimatlarla ve kararlarla gurur duyma alışkanlığı aydınlarda çok ileri, hem de bir hayli ileri düzeydedir).”
“Ben merkeziyetçiliği emekçi kitleler için asgari geçimlik sağlamanın bir aracı olarak görüyorum. Ben yerel Sovyet örgütleri için en geniş özerklikten yanayım, ama aynı zamanda ülkeyi bilinçli bir şekilde dönüştürme çalışmamızın verimli olması için, kesin olarak tanımlanmış tek bir maliye politikamız olması ve talimatların yukarıdan aşağıya uygulanması gerektiğine inanıyorum.”
“Sınıfları kaldırmak için, ilkin, toprak sahiplerinin ve kapitalistlerin alaşağı edilmesi gerekir. Görevimizin bu kısmı başarılmıştır, ama bu yalnızca bir kısmıdır, üstelik de en zor kısmı değildir. Sınıfları kaldırmak için, ikinci adım olarak, fabrika işçisi ile köylü arasındaki farkı ortadan kaldırmak, bunların hepsini işçi haline getirmek gerekir.”
“Teorik düzlemde konuşacak olursak, sosyalizmin çıkarları açısından devlet tekeli illa en iyi sistem değildir. Sanayiye sahip bir köylü ülkesinde -eğer bu sanayi işliyorsa ve eğer belli miktarda mal varsa- vergilendirme ve mübadele özgürlüğü sistemi geçiş önlemi olarak kullanılabilir.”
“Kendine özgü Savaş Komünizmi sırasında, köylüden bütün artı ürününü -hatta bazen gerekli ihtiyaçlarının da bir kısmını- ordunun ihtiyaçlarını karşılamak ve işçileri beslemek amacıyla aldık. Bunun çoğunu borç olarak, kâğıt para karşılığında aldık. Bunu yapmasaydık, mahvolmuş bir küçük köylü ülkesinde büyük toprak sahiplerini ve kapitalistleri yenmemiz mümkün olmayacaktı.”
“Yeni Ekonomi Politikası, iaşeye el koyma yerine vergi uygulamasına geçilmesi anlamına geliyor. Bu belli bir oranda kapitalizme geri dönüş demektir, ama ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Yabancı kapitalistlere imtiyazlar ve işletmelerin özel kapitalistlere kiralanması kuşkusuz kapitalizmi geri getirmek anlamına geliyor ve Yeni Ekonomi Politikası'nın temel bir parçası budur.”
“‘Çalışmayana ekmek yok.' Sosyalizmin pratik emri budur. İşlerimizi pratikte bu ilkeye göre örgütlemeliyiz. ‘Komünlerimiz'in ve işçi-köylü örgütçülerimizin gurur duymaları gereken pratik başarıları bunlardır. Dahası bu, aydınlar arasındaki örgütçüler için özellikle geçerlidir (özellikle diyorum, çünkü genel talimatlarla ve kararlarla gurur duyma alışkanlığı aydınlarda çok ileri, hem de bir hayli ileri düzeydedir).”