Çalışma İstanbul Sosyoloji'den başlıyor. Bir yönü itibariyle de orada öğrenilenlerin bir zorlaması oluyor. Ham materyalle de uğraşarak sosyoloji yapma ısrarının bir göstergesi. Bunu ilahiyatçılar, bunu tarihçiler yerine sosyologların yapabileceğine, hem de daha iyi yapabileceğine dair bir ısrar. Bu ısrar daha önce yayınlanan doktora tezinde de sürüyor. Bunun öneminin altının belirgin bir şekilde çizilmesi lazım. Kadim Doğu-Batı sorunu. Bu sorun sürüyor ve de sürecek. Dolayısıyla hemen her metinde bir başka yanıyla sorgulanması gerek. Kısa sürede tüketilebilecek bir konu da değil. Üzerinde derinlemesine durulmayı gerektirecek temel bir mesele.
Bu kitapta yer alan metinler düşün dünyamızın geçmişine dair. Tekin Alp'ten, Halim Sabit'e ve bazı dergilere kadar bir yorumlama denemesi, bir anlama gayreti. Bunlarla belki tam tekmil bir tarihsel sosyolojiye yönelinmiyor ama Türkiye'de bazı şeylerin Batıya bağımlı olarak yapılmadığının, yapılmayabileceğinin de önemli bir göstergesi. İstanbul Sosyoloji'den başlayan bir serüvenin el yordamıyla bir devamı mahiyetinde. Bu açıdan önemli. Bu tarz çalışmaların bir başka türlüsü. Metinlerin kendini anlatmasından ziyade metinleri anlama çabası. Bir biçimde sosyoloji yapma denemesi. Örnekleri arasında da bazı vasıfları, yorumlama vasfı itibariyle temayüz edebilecek bir deneme. Bu nedenle durduğu yeri doğru tespit etmek gerek.
Kitapta yer alan denemeler bütünü başı sonu şekillenmiş bütünlüklü metinlerden daha olumlu bir noktada duruyor. Bütünlüklü çalışmalar daha genel anlamda sosyoloji yapmayı deniyor. Sosyoloji yapmayı daha soyut düzeyde denerken belki de zaman zaman Türkiye'de sosyoloji yaptığını, Türk sosyolojisi yaptığını unutuyor. Halbuki genel anlamda Yıldız Akpolat Türkiye'de sosyoloji yaptığının farkında. Doğu- Batı farklılaşmasının temel bir ayrım olduğunun hala bilincinde. Çalışma bir ölçüde biraz farklı bir şeylerin olduğunun da bir işareti. Sanki pek belirgin olmayan bir değişim gibi. Bu noktanın üzerinde biraz dâ olsa durulmalı.
Ama her şey bir yana sosyoloji yapmayı deneyen bir sosyoloğun Türkiye'de sosyoloji yapmanın şartlarını düşündüğü sürece bu kitapların daha âlâlarını yazacak bir donanıma sahip olduğu aşikâr. Dolayısıyla bu kitaplar hakkında yapılacak tahliller, sadece mevcut metinler üzerinde düşünce beyan etmek değil, bir süreç hakkında mütalaada bulunmak anlamına geliyor. -Kurtuluş Kayalı (Önsözden)
Çalışma İstanbul Sosyoloji'den başlıyor. Bir yönü itibariyle de orada öğrenilenlerin bir zorlaması oluyor. Ham materyalle de uğraşarak sosyoloji yapma ısrarının bir göstergesi. Bunu ilahiyatçılar, bunu tarihçiler yerine sosyologların yapabileceğine, hem de daha iyi yapabileceğine dair bir ısrar. Bu ısrar daha önce yayınlanan doktora tezinde de sürüyor. Bunun öneminin altının belirgin bir şekilde çizilmesi lazım. Kadim Doğu-Batı sorunu. Bu sorun sürüyor ve de sürecek. Dolayısıyla hemen her metinde bir başka yanıyla sorgulanması gerek. Kısa sürede tüketilebilecek bir konu da değil. Üzerinde derinlemesine durulmayı gerektirecek temel bir mesele.
Bu kitapta yer alan metinler düşün dünyamızın geçmişine dair. Tekin Alp'ten, Halim Sabit'e ve bazı dergilere kadar bir yorumlama denemesi, bir anlama gayreti. Bunlarla belki tam tekmil bir tarihsel sosyolojiye yönelinmiyor ama Türkiye'de bazı şeylerin Batıya bağımlı olarak yapılmadığının, yapılmayabileceğinin de önemli bir göstergesi. İstanbul Sosyoloji'den başlayan bir serüvenin el yordamıyla bir devamı mahiyetinde. Bu açıdan önemli. Bu tarz çalışmaların bir başka türlüsü. Metinlerin kendini anlatmasından ziyade metinleri anlama çabası. Bir biçimde sosyoloji yapma denemesi. Örnekleri arasında da bazı vasıfları, yorumlama vasfı itibariyle temayüz edebilecek bir deneme. Bu nedenle durduğu yeri doğru tespit etmek gerek.
Kitapta yer alan denemeler bütünü başı sonu şekillenmiş bütünlüklü metinlerden daha olumlu bir noktada duruyor. Bütünlüklü çalışmalar daha genel anlamda sosyoloji yapmayı deniyor. Sosyoloji yapmayı daha soyut düzeyde denerken belki de zaman zaman Türkiye'de sosyoloji yaptığını, Türk sosyolojisi yaptığını unutuyor. Halbuki genel anlamda Yıldız Akpolat Türkiye'de sosyoloji yaptığının farkında. Doğu- Batı farklılaşmasının temel bir ayrım olduğunun hala bilincinde. Çalışma bir ölçüde biraz farklı bir şeylerin olduğunun da bir işareti. Sanki pek belirgin olmayan bir değişim gibi. Bu noktanın üzerinde biraz dâ olsa durulmalı.
Ama her şey bir yana sosyoloji yapmayı deneyen bir sosyoloğun Türkiye'de sosyoloji yapmanın şartlarını düşündüğü sürece bu kitapların daha âlâlarını yazacak bir donanıma sahip olduğu aşikâr. Dolayısıyla bu kitaplar hakkında yapılacak tahliller, sadece mevcut metinler üzerinde düşünce beyan etmek değil, bir süreç hakkında mütalaada bulunmak anlamına geliyor. -Kurtuluş Kayalı (Önsözden)