#smrgKİTABEVİ Sovyet Kadını - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6051726236
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Çeviren:
Deniz Tuna
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
The Soviet Woman
Kategori:
indirimli
91,00
Havale/EFT ile:
88,27
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199216573
603180
https://www.simurgkitabevi.com/sovyet-kadini-2023
Sovyet Kadını - 2023 #smrgKİTABEVİ
91.00
Aleksandra Kollontay (1872-1952), Rus devrimci hareketinin etkili önderlerinden, sınıflar üstü bir kadın mücadelesine kararlılıkla karşı çıkan Marksist bir düşünür, Ekim Devrimi'nin ardından Bolşevik hükümette yer alan ilk kadın komiser (bakan), barış için gösterdiği çabalarla dünyanın saygısını kazanmış bir kadın diplomat...
Kollontay'ın fikirleri, Sovyet Rusya tarihi içinde de Marksist feminizmin düşünsel mirası içinde de yeterince tartışılmamıştır. Oysa Kollontay'ın boyun eğmeyen, dolaysız bir üslupla kaleme aldığı yazıları, radikal bir düşünürün ve Sovyet Rusya'da geliştirilmeye çalışılan sosyalist pratiğe sorumluluk hissiyle bağlı bir yöneticinin derinlikli ve önemli düşünceleriyle doludur.
Sovyet Kadını, Kollontay'ın siyasi yaşamının farklı evrelerinde zihnini meşgul eden çeşitli meseleler üzerine yazdığı yazılardan ve yaptığı konuşmalardan derlenmiş on iki makaleden oluşuyor. Yeni bir toplumun yaratılmasına dair güçlü umutlarla ortaya konduğu açıkça hissedilen bu makaleler, sosyalist kadın hareketinin talepleri, çağdaş burjuva toplumunun yarattığı “cinsel kriz”in nasıl aşılacağı, kadınların özgürleşmesi için sosyalist devletin sorumlulukları gibi pek çok konuda bugün de tartışmalar açabilecek parlak gözlemler içeriyor.
Son bölümde yer verilen Kollontay'ın anıları ise siyaset ve mücadeleyle geçmiş bu ömrün, yeni bir dünya yaratma ülküsünden hiç vazgeçmediğini gösteriyor: “Benim hayatım, bir örnek olarak eskimiş çifte standart garabetini diğer kadınların hayatından da defetmeye hizmet edebilir. Bu, şahsi varoluşumun en önemli anlamıdır.”
Kollontay'ın fikirleri, Sovyet Rusya tarihi içinde de Marksist feminizmin düşünsel mirası içinde de yeterince tartışılmamıştır. Oysa Kollontay'ın boyun eğmeyen, dolaysız bir üslupla kaleme aldığı yazıları, radikal bir düşünürün ve Sovyet Rusya'da geliştirilmeye çalışılan sosyalist pratiğe sorumluluk hissiyle bağlı bir yöneticinin derinlikli ve önemli düşünceleriyle doludur.
Sovyet Kadını, Kollontay'ın siyasi yaşamının farklı evrelerinde zihnini meşgul eden çeşitli meseleler üzerine yazdığı yazılardan ve yaptığı konuşmalardan derlenmiş on iki makaleden oluşuyor. Yeni bir toplumun yaratılmasına dair güçlü umutlarla ortaya konduğu açıkça hissedilen bu makaleler, sosyalist kadın hareketinin talepleri, çağdaş burjuva toplumunun yarattığı “cinsel kriz”in nasıl aşılacağı, kadınların özgürleşmesi için sosyalist devletin sorumlulukları gibi pek çok konuda bugün de tartışmalar açabilecek parlak gözlemler içeriyor.
Son bölümde yer verilen Kollontay'ın anıları ise siyaset ve mücadeleyle geçmiş bu ömrün, yeni bir dünya yaratma ülküsünden hiç vazgeçmediğini gösteriyor: “Benim hayatım, bir örnek olarak eskimiş çifte standart garabetini diğer kadınların hayatından da defetmeye hizmet edebilir. Bu, şahsi varoluşumun en önemli anlamıdır.”
Aleksandra Kollontay (1872-1952), Rus devrimci hareketinin etkili önderlerinden, sınıflar üstü bir kadın mücadelesine kararlılıkla karşı çıkan Marksist bir düşünür, Ekim Devrimi'nin ardından Bolşevik hükümette yer alan ilk kadın komiser (bakan), barış için gösterdiği çabalarla dünyanın saygısını kazanmış bir kadın diplomat...
Kollontay'ın fikirleri, Sovyet Rusya tarihi içinde de Marksist feminizmin düşünsel mirası içinde de yeterince tartışılmamıştır. Oysa Kollontay'ın boyun eğmeyen, dolaysız bir üslupla kaleme aldığı yazıları, radikal bir düşünürün ve Sovyet Rusya'da geliştirilmeye çalışılan sosyalist pratiğe sorumluluk hissiyle bağlı bir yöneticinin derinlikli ve önemli düşünceleriyle doludur.
Sovyet Kadını, Kollontay'ın siyasi yaşamının farklı evrelerinde zihnini meşgul eden çeşitli meseleler üzerine yazdığı yazılardan ve yaptığı konuşmalardan derlenmiş on iki makaleden oluşuyor. Yeni bir toplumun yaratılmasına dair güçlü umutlarla ortaya konduğu açıkça hissedilen bu makaleler, sosyalist kadın hareketinin talepleri, çağdaş burjuva toplumunun yarattığı “cinsel kriz”in nasıl aşılacağı, kadınların özgürleşmesi için sosyalist devletin sorumlulukları gibi pek çok konuda bugün de tartışmalar açabilecek parlak gözlemler içeriyor.
Son bölümde yer verilen Kollontay'ın anıları ise siyaset ve mücadeleyle geçmiş bu ömrün, yeni bir dünya yaratma ülküsünden hiç vazgeçmediğini gösteriyor: “Benim hayatım, bir örnek olarak eskimiş çifte standart garabetini diğer kadınların hayatından da defetmeye hizmet edebilir. Bu, şahsi varoluşumun en önemli anlamıdır.”
Kollontay'ın fikirleri, Sovyet Rusya tarihi içinde de Marksist feminizmin düşünsel mirası içinde de yeterince tartışılmamıştır. Oysa Kollontay'ın boyun eğmeyen, dolaysız bir üslupla kaleme aldığı yazıları, radikal bir düşünürün ve Sovyet Rusya'da geliştirilmeye çalışılan sosyalist pratiğe sorumluluk hissiyle bağlı bir yöneticinin derinlikli ve önemli düşünceleriyle doludur.
Sovyet Kadını, Kollontay'ın siyasi yaşamının farklı evrelerinde zihnini meşgul eden çeşitli meseleler üzerine yazdığı yazılardan ve yaptığı konuşmalardan derlenmiş on iki makaleden oluşuyor. Yeni bir toplumun yaratılmasına dair güçlü umutlarla ortaya konduğu açıkça hissedilen bu makaleler, sosyalist kadın hareketinin talepleri, çağdaş burjuva toplumunun yarattığı “cinsel kriz”in nasıl aşılacağı, kadınların özgürleşmesi için sosyalist devletin sorumlulukları gibi pek çok konuda bugün de tartışmalar açabilecek parlak gözlemler içeriyor.
Son bölümde yer verilen Kollontay'ın anıları ise siyaset ve mücadeleyle geçmiş bu ömrün, yeni bir dünya yaratma ülküsünden hiç vazgeçmediğini gösteriyor: “Benim hayatım, bir örnek olarak eskimiş çifte standart garabetini diğer kadınların hayatından da defetmeye hizmet edebilir. Bu, şahsi varoluşumun en önemli anlamıdır.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.