#smrgSAHAF Söyleyeceklerim Var: Aydınlığa Ulaşan Bir Mücadele Öyküsü -

Stok Kodu:
1199064172
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
117 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199064172
450109
Söyleyeceklerim Var: Aydınlığa Ulaşan Bir Mücadele Öyküsü -
Söyleyeceklerim Var: Aydınlığa Ulaşan Bir Mücadele Öyküsü - #smrgSAHAF
0.00
....Annem ve babam dini sohbetlere gidiyorlardı. Mahmut Efendi Hazretleri" dedikleri bir şeyh ile onun öğrencilerinin sohbetlerine katılıyorlar ve onlara hayran oluyorlardı. Mahmut Efendiciler'in şeriata ve sünnete tam uygun yasadıklarını söylüyorlardı. İslama tam uygun yasayanlara da "şuurlu Müslüman"' deniliyordu. Babam birkaç sakallı, şalvarlı arkadaş edindi. Evimizin yapımı da tamamlanmıştı. Artık evde haremlik-selamlık oturuyorduk..."

"....Abidin Amca dördüncü sınıfa giden kızı Gülsüm'ün sol elinin bileğini hırsızlık yaptığı gerekçesiyle kesmişti! Ufak bir yara değildi, çok derindi, çok korkunçtu. Karısını ve çocuklarını İslama göre yaşamadıklarında hep döverdi ama bu çok aşırıydı bana göre. Biz, Abidin Amca"yı asla kadın yüzüne bakmadığından ve kadınlarla konuşmadığından (bu kadınlara kız çocukları da dahildi), namazını hep camide kıldığından ve kocaman bir sarığı olduğundan dolayı çök şuurlu bir Müslüman olarak görüyorduk.... "

"...Ben yine camide açılan Kuran kursuna başladım.... Bir gün genç erkek hocamız bize; "Bugün anlatacaklarımı iyi dinleyin" dedi ve başladı anlatmaya: "Size okullarınızda yanlış bilgiler veriyorlar. Atatürk aslında Türk değildir.... Atatürk'ün okulda zorla sevdirilmeye çalışıldığını düşünüyor ve hakkında bir sürü şey bilmem gereken bu adamı pek de sevmiyordum zaten. Genç hocamın dediklerine yıllarca inandım. Hocam sonra onun İngiliz ajanı olduğunu ve daha bir sürü hatırlayamadığım hikaye anlattı. Bu hocam, yıllar sonra imam-hatip lisesinde öğretmen olarak karşıma çıkacaktı...." (Arka kapaktan)

....Annem ve babam dini sohbetlere gidiyorlardı. Mahmut Efendi Hazretleri" dedikleri bir şeyh ile onun öğrencilerinin sohbetlerine katılıyorlar ve onlara hayran oluyorlardı. Mahmut Efendiciler'in şeriata ve sünnete tam uygun yasadıklarını söylüyorlardı. İslama tam uygun yasayanlara da "şuurlu Müslüman"' deniliyordu. Babam birkaç sakallı, şalvarlı arkadaş edindi. Evimizin yapımı da tamamlanmıştı. Artık evde haremlik-selamlık oturuyorduk..."

"....Abidin Amca dördüncü sınıfa giden kızı Gülsüm'ün sol elinin bileğini hırsızlık yaptığı gerekçesiyle kesmişti! Ufak bir yara değildi, çok derindi, çok korkunçtu. Karısını ve çocuklarını İslama göre yaşamadıklarında hep döverdi ama bu çok aşırıydı bana göre. Biz, Abidin Amca"yı asla kadın yüzüne bakmadığından ve kadınlarla konuşmadığından (bu kadınlara kız çocukları da dahildi), namazını hep camide kıldığından ve kocaman bir sarığı olduğundan dolayı çök şuurlu bir Müslüman olarak görüyorduk.... "

"...Ben yine camide açılan Kuran kursuna başladım.... Bir gün genç erkek hocamız bize; "Bugün anlatacaklarımı iyi dinleyin" dedi ve başladı anlatmaya: "Size okullarınızda yanlış bilgiler veriyorlar. Atatürk aslında Türk değildir.... Atatürk'ün okulda zorla sevdirilmeye çalışıldığını düşünüyor ve hakkında bir sürü şey bilmem gereken bu adamı pek de sevmiyordum zaten. Genç hocamın dediklerine yıllarca inandım. Hocam sonra onun İngiliz ajanı olduğunu ve daha bir sürü hatırlayamadığım hikaye anlattı. Bu hocam, yıllar sonra imam-hatip lisesinde öğretmen olarak karşıma çıkacaktı...." (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat