#smrgKİTABEVİ Suç ve Cezaların Şahsileştirilmesi İlk Çağlardan Bugüne - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6254087950
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199236069
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
134,00
Havale/EFT ile: 128,65
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199236069
623100
Suç ve Cezaların Şahsileştirilmesi İlk Çağlardan Bugüne -        2025
Suç ve Cezaların Şahsileştirilmesi İlk Çağlardan Bugüne - 2025 #smrgKİTABEVİ
134.00
Suç ve cezaların şahsileştirilmesi başlıklı bu çalışma, esasında sadece hukuki bir çalışma değildir. Muhtevası isminden daha fazla şey ifade etmektedir. İlk Çağlardan bugüne gelinceye kadar toplumların siyasi, iktisadi ve sosyal yönlerden hangi badirelerden geçtiği incelenmiş ve görülmüştür ki ceza hukuku, tek başına anlaşılması mümkün olan bir müessese değildir. Toplumlar, içinde bulundukları şartlara göre onun şümulünü genişletebilir veya daraltabilirler. Nitekim, öyle de olmuştur.

Ceza hukuku, toplumların iktisadi yapısının organik enerjiye dayandığı devrelerde oldukça katı olarak tatbik edilmiş ve birçok fiil ceza hukukunun sahasına sokularak ağır müeyyidelerle karşılanmıştır. Zira bu devrelerde toplumların siyasi rejimleri de kaçınılmaz olarak mutlak monarşi olmuş, ceza hukuku ve bu hukukun suç ve ceza anlayışı da bu rejimi desteklemeye hizmet etmiştir. Yine çalışmada bu vesileyle şu da görülüyor ki toplumların suç ve ceza anlayışı, müstakil olarak ele alınabilecek bir husus değildir. Bu, toplumların bulundukları çağla, yer aldıkları coğrafi mevkiyle, siyasi rejimleriyle ve sahip oldukları iktisadi güçle alakalıdır. Dolayısıyla cezanın gayesi, -iptidai çağlar da dâhil- tarihin hiçbir devresinde münhasıran adaleti tecelli ettirmekten çok toplum düzenini korumaya hizmet etmek olmuştur. Bu, bugün de böyledir.
Suç ve cezaların şahsileştirilmesi başlıklı bu çalışma, esasında sadece hukuki bir çalışma değildir. Muhtevası isminden daha fazla şey ifade etmektedir. İlk Çağlardan bugüne gelinceye kadar toplumların siyasi, iktisadi ve sosyal yönlerden hangi badirelerden geçtiği incelenmiş ve görülmüştür ki ceza hukuku, tek başına anlaşılması mümkün olan bir müessese değildir. Toplumlar, içinde bulundukları şartlara göre onun şümulünü genişletebilir veya daraltabilirler. Nitekim, öyle de olmuştur.

Ceza hukuku, toplumların iktisadi yapısının organik enerjiye dayandığı devrelerde oldukça katı olarak tatbik edilmiş ve birçok fiil ceza hukukunun sahasına sokularak ağır müeyyidelerle karşılanmıştır. Zira bu devrelerde toplumların siyasi rejimleri de kaçınılmaz olarak mutlak monarşi olmuş, ceza hukuku ve bu hukukun suç ve ceza anlayışı da bu rejimi desteklemeye hizmet etmiştir. Yine çalışmada bu vesileyle şu da görülüyor ki toplumların suç ve ceza anlayışı, müstakil olarak ele alınabilecek bir husus değildir. Bu, toplumların bulundukları çağla, yer aldıkları coğrafi mevkiyle, siyasi rejimleriyle ve sahip oldukları iktisadi güçle alakalıdır. Dolayısıyla cezanın gayesi, -iptidai çağlar da dâhil- tarihin hiçbir devresinde münhasıran adaleti tecelli ettirmekten çok toplum düzenini korumaya hizmet etmek olmuştur. Bu, bugün de böyledir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat