#smrgKİTABEVİ Sükkeri: Hayatı Edebi Kişiliği ve Divanı - 1994

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Yücel Ofset
Dizi Adı:
Dîvânlar Dizisi: 2
ISBN-10:
9751604642
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199002597
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
8 + 302 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1994
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
28,50
Havale/EFT ile: 27,65
Stoktan teslim
1199002597
388761
Sükkeri: Hayatı Edebi Kişiliği ve Divanı  -        1994
Sükkeri: Hayatı Edebi Kişiliği ve Divanı - 1994 #smrgKİTABEVİ
28.50
Araştırma konusu olarak seçip, incelemesini yaptığımız Zekeriyya Sükkerî, Onyedinci yüzyıl şâirlerimizdendir. Bu yüzyıl sanat ve edebiyat hareketlerinin genişlemeğe ve yükselmeğe devam etmesine muk'abil, devlet idaresinin zaafa düşerek sosyal, ekonomik ve siyasî açıdan çökmeğe başladığı devredir.

Onyedinci yüzyılın bu kötü gidişinden etkilenmeyen yegâne dal sanat ve edebiyat olmuştur. Onbeşinci yüzyılda Şeyhî, Ahmed Paşa ve Necâtî gibi şâirlerimiz edebiyatımızı iyi temeller üzerine oturtmuşlar, Onaltıncı yüzyılda da Fuzûlî, Bâkî ve Nev'î gibi şâirler, bu sağlam temeller üzerine iyi binalar yapmışlardır. Ancak, Onyedinci yüzyılda devlet büyüklerinin sanatkârları, edip ve şâirleri, eski geleneğe uyarak, koruyup desteklemeleri, nihayet bu yüzyılda da Nef'î, Yahyâ, Nâ'ilî ve Nâbî gibi değerli şâirlerin yetişmiş olmaları, devrin kötü gidişinden edebiyatımızın etkilenmeyişinin ana sebepleridir, denilebilir.

Geçmişten günümüze kadar, Türk Edebiyatı konusunda yapılan araştırmalara şöyle bir bakacak olursak, hep zirvedeki edebî kişilerle uğraşılmış, buna mukabil pek tanınmamış şâir ve eserlere el atılmamış olduğunu görürüz. Son yıllarda bu eksikliğin farkına varılarak zirveye tırmanabilmiş kişilerin etrafını oluşturup, edebiyat ve sanat sahnesindeki rollerini ifâ ederek gelip geçmiş kimselerin de araştırma ve inceleme konusu yapılmağa başlanıldığını müşahede etmekteyiz. İşte Sükkerî gibi pek tanınmamış bir şâirin araştırılması ve inceleme konusu yapılması da bu yolda atılan adımlardan birisidir.

Zekeriyya Sükkerî'yi araştırmak üzere ele aldığımız zaman, şâir ve aynı zamanda hattat olmasından hareketle, kendi el yazısıyla olmasa bile, hattat arkadaşlarının bir cemîle yaparak, divanın güzel nüshalarını kütüphanelere "armağan" etmiş olabilecekleri düşüncesindeydik. Bu maksatla yurt içi ve yurt dışındaki kütüphane kataloglarını taradık. Üzülerek gördük ki, elimizdekinden başka bir nüshası yoktur. Ümidimizi kaybetmiş değiliz. Çalışmamızın sonlarına geldiğimiz bu günlerde bile, Sükkerî Divanı'nın bir başka nüshasına rastlayabilme ümidini taşımaktayız. (Önsözden)

Araştırma konusu olarak seçip, incelemesini yaptığımız Zekeriyya Sükkerî, Onyedinci yüzyıl şâirlerimizdendir. Bu yüzyıl sanat ve edebiyat hareketlerinin genişlemeğe ve yükselmeğe devam etmesine muk'abil, devlet idaresinin zaafa düşerek sosyal, ekonomik ve siyasî açıdan çökmeğe başladığı devredir.

Onyedinci yüzyılın bu kötü gidişinden etkilenmeyen yegâne dal sanat ve edebiyat olmuştur. Onbeşinci yüzyılda Şeyhî, Ahmed Paşa ve Necâtî gibi şâirlerimiz edebiyatımızı iyi temeller üzerine oturtmuşlar, Onaltıncı yüzyılda da Fuzûlî, Bâkî ve Nev'î gibi şâirler, bu sağlam temeller üzerine iyi binalar yapmışlardır. Ancak, Onyedinci yüzyılda devlet büyüklerinin sanatkârları, edip ve şâirleri, eski geleneğe uyarak, koruyup desteklemeleri, nihayet bu yüzyılda da Nef'î, Yahyâ, Nâ'ilî ve Nâbî gibi değerli şâirlerin yetişmiş olmaları, devrin kötü gidişinden edebiyatımızın etkilenmeyişinin ana sebepleridir, denilebilir.

Geçmişten günümüze kadar, Türk Edebiyatı konusunda yapılan araştırmalara şöyle bir bakacak olursak, hep zirvedeki edebî kişilerle uğraşılmış, buna mukabil pek tanınmamış şâir ve eserlere el atılmamış olduğunu görürüz. Son yıllarda bu eksikliğin farkına varılarak zirveye tırmanabilmiş kişilerin etrafını oluşturup, edebiyat ve sanat sahnesindeki rollerini ifâ ederek gelip geçmiş kimselerin de araştırma ve inceleme konusu yapılmağa başlanıldığını müşahede etmekteyiz. İşte Sükkerî gibi pek tanınmamış bir şâirin araştırılması ve inceleme konusu yapılması da bu yolda atılan adımlardan birisidir.

Zekeriyya Sükkerî'yi araştırmak üzere ele aldığımız zaman, şâir ve aynı zamanda hattat olmasından hareketle, kendi el yazısıyla olmasa bile, hattat arkadaşlarının bir cemîle yaparak, divanın güzel nüshalarını kütüphanelere "armağan" etmiş olabilecekleri düşüncesindeydik. Bu maksatla yurt içi ve yurt dışındaki kütüphane kataloglarını taradık. Üzülerek gördük ki, elimizdekinden başka bir nüshası yoktur. Ümidimizi kaybetmiş değiliz. Çalışmamızın sonlarına geldiğimiz bu günlerde bile, Sükkerî Divanı'nın bir başka nüshasına rastlayabilme ümidini taşımaktayız. (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat