#smrgKİTABEVİ Sultan'ın Nehirleri: Osmanlı İmparatorluğunda Dicle ve Fırat - 2023
“Özgün ve derinlemesine araştırılmış olan Sultan'ın Nehirleri, hem Osmanlı Irak'ının önemli bir yeni tarihidir hem de Orta Doğu çevre tarihine önemli bir katkıdır. Ekolojik, sosyal ve politik bakış açılarını birleştirerek, Osmanlı yönetiminin doğası ve dönüşümü hakkında hayati bilgiler sunuyor.” - Sam White
Dicle ve Fırat nehirleri, Orta Doğu'nun tam ortasından akarak Mezopotamya'da birleşir. Bu iki nehrin dünya tarihinde uzun ve çalkantılı bir siyasi geçmişi vardır. Dicle ve Fırat nehirleri, 16. yüzyılda gücünün ve zenginliğinin zirvesinde olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolü altına girdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın önderliğinde iki nehir dağdan okyanusa kadar Osmanlı'nın oldu. Bölge tek bir hanedana bağlı, tek bir merkezden talimat alan, ortak dine mensup ve ortak dili konuşan Bağdat Paşalığı tarafından idare edildi.
Osmanlı yönetimi, Dicle ve Fırat'tan faydalanan bütün unsurlar arasında kurumsal bir iş birliği kurdu. Nehirler Osmanlı Devleti için denizcilik, gıda, güvenlik, taşımacılık ve ekonomi kaynağı olurken; devletin üretim fazlası kaynakları da bölgeyi ihya etti. Dicle-Fırat havzası ile başkent İstanbul arasındaki bu iş bölümü sayesinde Osmanlı İmparatorluğu, doğuda Safevi sınırına yakın topraklarında siyasi varlığını güçlendirdi.
Sultan'ın Nehirleri dünya tarihi açısından önemi inkâr edilemeyen Dicle ve Fırat'ı merkeze alarak geniş ve mukayeseli bir tarih anlatısı vadediyor. Faisal H. Husain bu eserinde Erken Modern dünyadaki devlet-toplum, metropol - evre, ve tabiat-kültür arasındaki yakın ilişkileri tüm katmanlarıyla gözler önüne seriyor.
“Özgün ve derinlemesine araştırılmış olan Sultan'ın Nehirleri, hem Osmanlı Irak'ının önemli bir yeni tarihidir hem de Orta Doğu çevre tarihine önemli bir katkıdır. Ekolojik, sosyal ve politik bakış açılarını birleştirerek, Osmanlı yönetiminin doğası ve dönüşümü hakkında hayati bilgiler sunuyor.” - Sam White
Dicle ve Fırat nehirleri, Orta Doğu'nun tam ortasından akarak Mezopotamya'da birleşir. Bu iki nehrin dünya tarihinde uzun ve çalkantılı bir siyasi geçmişi vardır. Dicle ve Fırat nehirleri, 16. yüzyılda gücünün ve zenginliğinin zirvesinde olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolü altına girdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın önderliğinde iki nehir dağdan okyanusa kadar Osmanlı'nın oldu. Bölge tek bir hanedana bağlı, tek bir merkezden talimat alan, ortak dine mensup ve ortak dili konuşan Bağdat Paşalığı tarafından idare edildi.
Osmanlı yönetimi, Dicle ve Fırat'tan faydalanan bütün unsurlar arasında kurumsal bir iş birliği kurdu. Nehirler Osmanlı Devleti için denizcilik, gıda, güvenlik, taşımacılık ve ekonomi kaynağı olurken; devletin üretim fazlası kaynakları da bölgeyi ihya etti. Dicle-Fırat havzası ile başkent İstanbul arasındaki bu iş bölümü sayesinde Osmanlı İmparatorluğu, doğuda Safevi sınırına yakın topraklarında siyasi varlığını güçlendirdi.
Sultan'ın Nehirleri dünya tarihi açısından önemi inkâr edilemeyen Dicle ve Fırat'ı merkeze alarak geniş ve mukayeseli bir tarih anlatısı vadediyor. Faisal H. Husain bu eserinde Erken Modern dünyadaki devlet-toplum, metropol - evre, ve tabiat-kültür arasındaki yakın ilişkileri tüm katmanlarıyla gözler önüne seriyor.