Yeni milenyum mesihlerinin Range Rover, gözetleme kameraları, alışveriş çılgınlığı, "kalite" sözcüğüyle ambalajlanmış steril ortamlar/sağlıklı bedenler, uyuşturucu ve şiddetle beslenen seks törenleri eşliğinde önerdikleri "yeni kapitalist cennet"in fotoğrafını çekiyor Ballard. Ahlâktan bağımsızlaşarak kendi özgürlüklerini kuran bu yetenekli ve hırslı "cennet insanları" için "iş oyundur, oyun da iş"; gerçek doyuma bir tek işyerinde ulaşır, işten arta kalan zamanlarında da kamusal alanın bütün kurallarına fütursuzca saldırırlar. Vicdani kaygılarını "delilik" kisvesine sığınarak unutan bu "elit grup" için şiddet meşrudur. Psikopatça ve rastgele sergilenen her tür aşırılığın teşvik edildiği, histerinin sağduyuyu ezip geçtiği bir şiddettir kastedilen. Faili meçhul cinayetler, Ölesiye dövülen fahişeler, fuhuşa zorlanan çocuklar bu insanları yaşama bağlayan tek "bağ" olmuştur. Bir tek bu "şiddetli bağ" kaybolmaya yüz tutmuş bir enerjiyi açığa çıkararak şirketlerin kârını artırmakta, borsa endekslerini tavana fırlatmaktadır... Bilgi, başarı ve paraya doymayan bu insanların aynı zamanda bir gelecek tasarımı vardır: Zayıflığı reddeden, insani bağları olmayan güçlü ve köksüz bir ırktan oluşan yeni Avrupa...
Tüketim alışkanlıklarımızı biçimlendiren en küçük ayrıntının bile vahşi ve karanlık bir geçmişi olabileceğini, vicdanımızdan vazgeçerek ne tip bir bedel ödediğimizi bir kez daha gösteriyor Ballard...
Ballard'ın her romanının çıkışı hep büyük bir edebi olay olmuştur. O, ülkesinin yetiştirdiği üç beş sahici gerçeküstücüden biridir, insanı hem dehşete düşüren hem de canlandıran imgelemiyle ulusal bir hazinedir. -Nicholas Royle, Guardian (Arka kapaktan)
Yeni milenyum mesihlerinin Range Rover, gözetleme kameraları, alışveriş çılgınlığı, "kalite" sözcüğüyle ambalajlanmış steril ortamlar/sağlıklı bedenler, uyuşturucu ve şiddetle beslenen seks törenleri eşliğinde önerdikleri "yeni kapitalist cennet"in fotoğrafını çekiyor Ballard. Ahlâktan bağımsızlaşarak kendi özgürlüklerini kuran bu yetenekli ve hırslı "cennet insanları" için "iş oyundur, oyun da iş"; gerçek doyuma bir tek işyerinde ulaşır, işten arta kalan zamanlarında da kamusal alanın bütün kurallarına fütursuzca saldırırlar. Vicdani kaygılarını "delilik" kisvesine sığınarak unutan bu "elit grup" için şiddet meşrudur. Psikopatça ve rastgele sergilenen her tür aşırılığın teşvik edildiği, histerinin sağduyuyu ezip geçtiği bir şiddettir kastedilen. Faili meçhul cinayetler, Ölesiye dövülen fahişeler, fuhuşa zorlanan çocuklar bu insanları yaşama bağlayan tek "bağ" olmuştur. Bir tek bu "şiddetli bağ" kaybolmaya yüz tutmuş bir enerjiyi açığa çıkararak şirketlerin kârını artırmakta, borsa endekslerini tavana fırlatmaktadır... Bilgi, başarı ve paraya doymayan bu insanların aynı zamanda bir gelecek tasarımı vardır: Zayıflığı reddeden, insani bağları olmayan güçlü ve köksüz bir ırktan oluşan yeni Avrupa...
Tüketim alışkanlıklarımızı biçimlendiren en küçük ayrıntının bile vahşi ve karanlık bir geçmişi olabileceğini, vicdanımızdan vazgeçerek ne tip bir bedel ödediğimizi bir kez daha gösteriyor Ballard...
Ballard'ın her romanının çıkışı hep büyük bir edebi olay olmuştur. O, ülkesinin yetiştirdiği üç beş sahici gerçeküstücüden biridir, insanı hem dehşete düşüren hem de canlandıran imgelemiyle ulusal bir hazinedir. -Nicholas Royle, Guardian (Arka kapaktan)