#smrgKİTABEVİ Suriye: Cehenneme Düşüş - Çağdaş Haberciliğin Unutulmaz Antolojisi 2011 - 2014 -
Yaklaşık 3 milyon sığınmacının Suriye'den kaçtığını ve milyonlarcasının da ülke içinde başka yerlere göçtüğünü dikkate alırsak, rakamların burada da hiç iç açıcı olmadığını söylemek gayet mümkün. Peki, işler bu noktaya nasıl vardı? Bu sorunun yanıtını, ülkede yaşanan trajediyi gözler önüne seren bir dizi makalede bulmak mümkün.
Robert Fisk, Patrick Cockburn ve Kim Sengupta gibi bölgede önemli tecrübeye sahip ve alanlarında rakipsiz muhabirlerin öncülük ederek kaleme aldıkları yazılarla dünya, yaşanan bu pervasızlığı ve olayların içyüzünü görebilme imkanına kavuştu. Suriye'de yaşanan trajedi henüz sona ermiş değil. Ama günün birinde, tarihçiler, böylesine köklü ve görkemli bir medeniyetin nasıl olup ta bir harabeye dönüştürüldüğünü, yüz yıllık bir geçmişe sahip bölgesel bir yerleşimin nasıl da önemsiz bir hale getirildiğini, bir nesil dolusu masum sivilin perperişan bir savaş bölgesi içinde nasıl kısır bir döngünün içinde yaşamak durumunda bırakıldığını elbette kendilerine soracaklardır.
Bizler, tarihçiler bu sorularla yüzleştikleri vakit, elinizde tuttuğunuz bu kitapta yer alan tanıklıkların ve analizlerin, değerli bir başlangıç noktası olacağına ve tarihe ışık tutacağına inanıyoruz.
Yaklaşık 3 milyon sığınmacının Suriye'den kaçtığını ve milyonlarcasının da ülke içinde başka yerlere göçtüğünü dikkate alırsak, rakamların burada da hiç iç açıcı olmadığını söylemek gayet mümkün. Peki, işler bu noktaya nasıl vardı? Bu sorunun yanıtını, ülkede yaşanan trajediyi gözler önüne seren bir dizi makalede bulmak mümkün.
Robert Fisk, Patrick Cockburn ve Kim Sengupta gibi bölgede önemli tecrübeye sahip ve alanlarında rakipsiz muhabirlerin öncülük ederek kaleme aldıkları yazılarla dünya, yaşanan bu pervasızlığı ve olayların içyüzünü görebilme imkanına kavuştu. Suriye'de yaşanan trajedi henüz sona ermiş değil. Ama günün birinde, tarihçiler, böylesine köklü ve görkemli bir medeniyetin nasıl olup ta bir harabeye dönüştürüldüğünü, yüz yıllık bir geçmişe sahip bölgesel bir yerleşimin nasıl da önemsiz bir hale getirildiğini, bir nesil dolusu masum sivilin perperişan bir savaş bölgesi içinde nasıl kısır bir döngünün içinde yaşamak durumunda bırakıldığını elbette kendilerine soracaklardır.
Bizler, tarihçiler bu sorularla yüzleştikleri vakit, elinizde tuttuğunuz bu kitapta yer alan tanıklıkların ve analizlerin, değerli bir başlangıç noktası olacağına ve tarihe ışık tutacağına inanıyoruz.