#smrgKİTABEVİ Tanrı'nın Gölgesi Yavuz Sultan Selim ve Bilinmeyen Hikayesi - 2022
Dünya tarihi alanındaki çalışmalarda uzun süredir ihmal edilmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılda gücünün zirvesinde bir jeopolitik güç ve çoğulcu yönetimin merkeziydi. Osmanlılar, askeri hâkimiyetleri ve ticaret yolları üzerindeki tekelleri ile Avrupalıları Akdeniz'den uzaklaştırıp yeni dünyaya gitmeye zorlayarak daha fazla toprağa ve tüm dünya güçlerinden daha fazla nüfusa sahip oldular. Modern dünyanın yükselişindeki etkisine ve merkeziliğine rağmen, Osmanlı İmparatorluğu'nun görkemli tarihi yüzyıllar içinde çarpıtıldı, yanlış yansıtıldı ve özellikle Batı'da görmezden gelinip bastırıldı. Tanrı'nın Gölgesi ile Alan Mikhail, Osmanlı'nın bir döneminin hayati öneme sahip yeni bir anlatısını sunuyor ve Osmanlı'nın fetih hikâyesini Sultan Selim'in hayatı üzerinden taptaze bir tarihi bakışla anlatıyor.
Bir cariye olan annesiyle padişah babasının sekiz oğlundan dördüncüsü olan Selim'in tahtı devralışı bugün hâlâ tartışma konusudur. Güçlü, katı karakteri ve askeri cesaretinin yanı sıra annesi Gülbahar'ın da rehberliğiyle tahta geçen Selim, büyük bir hırsla Osmanlı'nın topraklarını üç katına çıkararak yeni bir idari yapı inşa etti ve imparatorluğun yükselişinde istikrarın simgesi oldu. Mikhail'in orijinal haritalar ve çarpıcı çizimler eşliğindeki ezber bozan metni, Selim'in hayatını olağanüstü akıcı ve ustalıklı bir üslupla aktarırken İslam tarihi hakkındaki önyargıları da yıllardan beri egemen olan “Batı'nın yükselişi” teorileriyle birlikte altüst ediyor. Kristof Kolomb'un Amerika'ya yaptığı yolculukları Müslümanları katletmeye yönelik beceriksizce girişimler olarak hikâye edişini, Osmanlı'da kölelerin toplumun seçkinleri hâline gelişini, Hıristiyan devletlerin köle ticaretinde dünyaya saldığı vahşeti aktarırken, Selim'in Osmanlı'sının dünya tarihindeki önemine dair bakışımızı tazeliyor.
Tanrı'nın Gölgesi, bir tarih kitabını o savaş meydanında, o sarayda, o otağın içinde, o gemide, o haremde, o limanda, o sofradaymış gibi hissederek okumak isteyenler için...
Dünya tarihi alanındaki çalışmalarda uzun süredir ihmal edilmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılda gücünün zirvesinde bir jeopolitik güç ve çoğulcu yönetimin merkeziydi. Osmanlılar, askeri hâkimiyetleri ve ticaret yolları üzerindeki tekelleri ile Avrupalıları Akdeniz'den uzaklaştırıp yeni dünyaya gitmeye zorlayarak daha fazla toprağa ve tüm dünya güçlerinden daha fazla nüfusa sahip oldular. Modern dünyanın yükselişindeki etkisine ve merkeziliğine rağmen, Osmanlı İmparatorluğu'nun görkemli tarihi yüzyıllar içinde çarpıtıldı, yanlış yansıtıldı ve özellikle Batı'da görmezden gelinip bastırıldı. Tanrı'nın Gölgesi ile Alan Mikhail, Osmanlı'nın bir döneminin hayati öneme sahip yeni bir anlatısını sunuyor ve Osmanlı'nın fetih hikâyesini Sultan Selim'in hayatı üzerinden taptaze bir tarihi bakışla anlatıyor.
Bir cariye olan annesiyle padişah babasının sekiz oğlundan dördüncüsü olan Selim'in tahtı devralışı bugün hâlâ tartışma konusudur. Güçlü, katı karakteri ve askeri cesaretinin yanı sıra annesi Gülbahar'ın da rehberliğiyle tahta geçen Selim, büyük bir hırsla Osmanlı'nın topraklarını üç katına çıkararak yeni bir idari yapı inşa etti ve imparatorluğun yükselişinde istikrarın simgesi oldu. Mikhail'in orijinal haritalar ve çarpıcı çizimler eşliğindeki ezber bozan metni, Selim'in hayatını olağanüstü akıcı ve ustalıklı bir üslupla aktarırken İslam tarihi hakkındaki önyargıları da yıllardan beri egemen olan “Batı'nın yükselişi” teorileriyle birlikte altüst ediyor. Kristof Kolomb'un Amerika'ya yaptığı yolculukları Müslümanları katletmeye yönelik beceriksizce girişimler olarak hikâye edişini, Osmanlı'da kölelerin toplumun seçkinleri hâline gelişini, Hıristiyan devletlerin köle ticaretinde dünyaya saldığı vahşeti aktarırken, Selim'in Osmanlı'sının dünya tarihindeki önemine dair bakışımızı tazeliyor.
Tanrı'nın Gölgesi, bir tarih kitabını o savaş meydanında, o sarayda, o otağın içinde, o gemide, o haremde, o limanda, o sofradaymış gibi hissederek okumak isteyenler için...