Tektanrıcılığın Doğuşu
Yüce Varlık: Fenomenolojik Yapı ve Tarihsel Gelişim
Tanrının Sıfatları Üzerine
Mitin Hakikati
Köken ve Yaratılış Mitleri
Din İlminde Tarih ve Fenomenoloji
Ek
Mircea Eliade ile Rafaelle Pettazzoni Arasındaki İlişkiler (Arka kapaktan) Tanrı düşüncesine dair bakış açımın "ilkel tek tanrıcılık teorisi" kadar "evrimci teori"den de ne kadar ırak olduğu açıktır. Evrimci teoriye göre tek tanrıcılık, çok sayıda ve çok az farklı ruhların çokluğu inancıyla başlayan, ilahın birliği düşüncesine doğru bir seri azalmayla ortaya çıkan ideolojik, tedrici bir gelişmenin sonucu olarak takdim edilir. Bu, tek tanrıcılığın oluşumuna yönelik entelektüalist bir bakış tarzıdır. Ben bu konumu, daha az entelektüel ve haklı olarak da, çok daha dini bir bakışa sahip olmak maksadıyla terk ediyorum. Diğer yandan, tarihsel açıdan kendimi "ilkel tek tanrıcılık" teorisine de bağlayamam. Her hangi birinin yapması gerektiği ve benim de yaptığım gibi, eğer tarihin büyük tek tanrıcı dinlerinde ortaya çıktığı gibi çok tanrıcılığın inkarına tek tanrıcılık ismini verirsek, bundan tek tanrıcılığın çok tanrıcılığı reddettiği temel gerçeğine rağmen, tek tanrıcılığın çok tanrıcılığı önceden var saydığı sonucu ortaya çıkar. İlkel tek tanrıcılık teorisinin kabul ettiği gibi tek tanrıcılık, çok tanrıcılığın bir inkarı olmasına rağmen, dinin ilk şekli olamaz. Medeni olmayan halklar arasında bulduğumuz, tarihsel olarak kabul edilebilir anlamdaki bir tek tanrıcılık değildir; yalnızca bir Yüce Varlık düşüncesi/inancıdır. Bu inancın/düşüncenin hakiki tek tanrıcılıkla hatalı özdeşleştirilmesi ve yanıltıcı bir benzetme, yalnızca yanlış anlamalara sebep olabilir. Bu yüzden tek tanrıcılık, çok tanrıcılıktan daha sonradır. Ancak, evrimci teorinin kabul ettiği gibi, ondan gelişmemiştir. Çok tanrıcılıktan evrimci bir süreçle gelişmekten ziyade, tek tanrıcılık devrimci vasıtalarla oluşur. Tek tanrıcı bir dinin her gelişi, dini bir devrime bağlıdır. Spekülatif düşünceden doğmak yerine tek tanrıcılığın oluşumu, beşeri tarih boyunca ve yalnızca uygun şartların alışılmamış şekildeki birlikteliği ve ancak nadiren var olan kamil bir dini hayattan neşet eder. (Tanıtım Bülteninden)
Tektanrıcılığın Doğuşu
Yüce Varlık: Fenomenolojik Yapı ve Tarihsel Gelişim
Tanrının Sıfatları Üzerine
Mitin Hakikati
Köken ve Yaratılış Mitleri
Din İlminde Tarih ve Fenomenoloji
Ek
Mircea Eliade ile Rafaelle Pettazzoni Arasındaki İlişkiler (Arka kapaktan) Tanrı düşüncesine dair bakış açımın "ilkel tek tanrıcılık teorisi" kadar "evrimci teori"den de ne kadar ırak olduğu açıktır. Evrimci teoriye göre tek tanrıcılık, çok sayıda ve çok az farklı ruhların çokluğu inancıyla başlayan, ilahın birliği düşüncesine doğru bir seri azalmayla ortaya çıkan ideolojik, tedrici bir gelişmenin sonucu olarak takdim edilir. Bu, tek tanrıcılığın oluşumuna yönelik entelektüalist bir bakış tarzıdır. Ben bu konumu, daha az entelektüel ve haklı olarak da, çok daha dini bir bakışa sahip olmak maksadıyla terk ediyorum. Diğer yandan, tarihsel açıdan kendimi "ilkel tek tanrıcılık" teorisine de bağlayamam. Her hangi birinin yapması gerektiği ve benim de yaptığım gibi, eğer tarihin büyük tek tanrıcı dinlerinde ortaya çıktığı gibi çok tanrıcılığın inkarına tek tanrıcılık ismini verirsek, bundan tek tanrıcılığın çok tanrıcılığı reddettiği temel gerçeğine rağmen, tek tanrıcılığın çok tanrıcılığı önceden var saydığı sonucu ortaya çıkar. İlkel tek tanrıcılık teorisinin kabul ettiği gibi tek tanrıcılık, çok tanrıcılığın bir inkarı olmasına rağmen, dinin ilk şekli olamaz. Medeni olmayan halklar arasında bulduğumuz, tarihsel olarak kabul edilebilir anlamdaki bir tek tanrıcılık değildir; yalnızca bir Yüce Varlık düşüncesi/inancıdır. Bu inancın/düşüncenin hakiki tek tanrıcılıkla hatalı özdeşleştirilmesi ve yanıltıcı bir benzetme, yalnızca yanlış anlamalara sebep olabilir. Bu yüzden tek tanrıcılık, çok tanrıcılıktan daha sonradır. Ancak, evrimci teorinin kabul ettiği gibi, ondan gelişmemiştir. Çok tanrıcılıktan evrimci bir süreçle gelişmekten ziyade, tek tanrıcılık devrimci vasıtalarla oluşur. Tek tanrıcı bir dinin her gelişi, dini bir devrime bağlıdır. Spekülatif düşünceden doğmak yerine tek tanrıcılığın oluşumu, beşeri tarih boyunca ve yalnızca uygun şartların alışılmamış şekildeki birlikteliği ve ancak nadiren var olan kamil bir dini hayattan neşet eder. (Tanıtım Bülteninden)