#smrgKİTABEVİ Tarihçi Leon Cahun ve Muallim Barthold'a Göre - Cengiz Han - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Ertem Basım
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256953284
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x23
Sayfa Sayısı:
84
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
67,00
Havale/EFT ile:
64,99
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199218225
604846
https://www.simurgkitabevi.com/tarihci-leon-cahun-ve-muallim-bartholda-gore-cengiz-han-2023
Tarihçi Leon Cahun ve Muallim Barthold'a Göre - Cengiz Han - 2023 #smrgKİTABEVİ
67.00
Türk Devrimi'nin önde gelen düşünür ve eylemcilerinden Yusuf Akçura'nın 1911 yılında vermiş olduğu "Cengiz Han" konulu konferansıyla birlikte "Türk ve Tatarlar Birdir, Türkler Medeniyete Hizmet Etmiştir" başlıklı konferansı ve yazarın Ahmed Zeki Velîdî'nin Türk ve Tatar Tarihi kitabı üzerine eleştirisi bir araya getirildi: “Tarihçi Leon Cahun ve Muallim Barthold'a Göre Cengiz Han”.
“Osmanlı Devleti'ne pek çok zararı dokunmuş Napolyon'a, en ziyade şöhretini Osmanlı Türklerine galebeleriyle kazanmış Katerina'ya, tarihlerimizde, hiç çekinmeden, hiç sıkılmadan ‘Büyük' diyoruz da, Timur'dan, Cengiz'den bahsedecek olunca, isimlerini aşağılayıcı bir sıfatla çiftleştirmeden bir türlü telaffuz edemiyoruz!.. Cengiz'e Farsların taktığı ‘fitne-engîz' [fitne koparan], Timur'a bilmem kimlerin uydurduğu ‘pür-şûr' [çok kavgacı] vasıfları, lisanımızda, o büyük isimlerin tamamlayıcısı gibi gelir!.. Cengiz'in kopardığı fitne, mesela İskender-i ‘Kebîr'inkinden daha ziyade midir? Timur'un döktüğü kan, faraza ‘Büyük' Ramses'inkinden daha fazla mıdır? Öteden beri ‘büyük', ‘kebîr' övünçlü unvanlarını kazanan fatihlerin ayırıcı karakterleri geniş ülkeler zapt etmek ve bunun için de çok muharebeler edip çok kan dökmek olduğu halde, Cengiz ve Timur'a büyüklük isnat ettirtmeyen, onları devamlı kendi millettaşlarının hakaretlerine maruz kılan illet acaba nedir?..
Kendi büyüklerimizi devamlı tahkir ve tel'în edegelmemizin sebebi, onların hakikaten tahkir ve tel'îne müstahak olmalarından değil, asla değil, ancak onları başkalarının gözüyle görmemizden, başkalarının beyniyle anlamamızdandır.
Biz kendimize, kavmimize, ırkımıza, yabancıların gözümüze taktığı gözlükle bakıyoruz. Eğer Türkleri, Türklerin mazisini olduğu gibi görmek istersek, yabancıların taktığı gözlüğü kırıp atarak, vakalara öz Türk gözümüzle bakmalıyız; yani babalarımızın bıraktığı eser ve vesikaları bizzat inceleyerek ona göre bir hüküm vermeye çalışmalıyız.”
“Osmanlı Devleti'ne pek çok zararı dokunmuş Napolyon'a, en ziyade şöhretini Osmanlı Türklerine galebeleriyle kazanmış Katerina'ya, tarihlerimizde, hiç çekinmeden, hiç sıkılmadan ‘Büyük' diyoruz da, Timur'dan, Cengiz'den bahsedecek olunca, isimlerini aşağılayıcı bir sıfatla çiftleştirmeden bir türlü telaffuz edemiyoruz!.. Cengiz'e Farsların taktığı ‘fitne-engîz' [fitne koparan], Timur'a bilmem kimlerin uydurduğu ‘pür-şûr' [çok kavgacı] vasıfları, lisanımızda, o büyük isimlerin tamamlayıcısı gibi gelir!.. Cengiz'in kopardığı fitne, mesela İskender-i ‘Kebîr'inkinden daha ziyade midir? Timur'un döktüğü kan, faraza ‘Büyük' Ramses'inkinden daha fazla mıdır? Öteden beri ‘büyük', ‘kebîr' övünçlü unvanlarını kazanan fatihlerin ayırıcı karakterleri geniş ülkeler zapt etmek ve bunun için de çok muharebeler edip çok kan dökmek olduğu halde, Cengiz ve Timur'a büyüklük isnat ettirtmeyen, onları devamlı kendi millettaşlarının hakaretlerine maruz kılan illet acaba nedir?..
Kendi büyüklerimizi devamlı tahkir ve tel'în edegelmemizin sebebi, onların hakikaten tahkir ve tel'îne müstahak olmalarından değil, asla değil, ancak onları başkalarının gözüyle görmemizden, başkalarının beyniyle anlamamızdandır.
Biz kendimize, kavmimize, ırkımıza, yabancıların gözümüze taktığı gözlükle bakıyoruz. Eğer Türkleri, Türklerin mazisini olduğu gibi görmek istersek, yabancıların taktığı gözlüğü kırıp atarak, vakalara öz Türk gözümüzle bakmalıyız; yani babalarımızın bıraktığı eser ve vesikaları bizzat inceleyerek ona göre bir hüküm vermeye çalışmalıyız.”
Türk Devrimi'nin önde gelen düşünür ve eylemcilerinden Yusuf Akçura'nın 1911 yılında vermiş olduğu "Cengiz Han" konulu konferansıyla birlikte "Türk ve Tatarlar Birdir, Türkler Medeniyete Hizmet Etmiştir" başlıklı konferansı ve yazarın Ahmed Zeki Velîdî'nin Türk ve Tatar Tarihi kitabı üzerine eleştirisi bir araya getirildi: “Tarihçi Leon Cahun ve Muallim Barthold'a Göre Cengiz Han”.
“Osmanlı Devleti'ne pek çok zararı dokunmuş Napolyon'a, en ziyade şöhretini Osmanlı Türklerine galebeleriyle kazanmış Katerina'ya, tarihlerimizde, hiç çekinmeden, hiç sıkılmadan ‘Büyük' diyoruz da, Timur'dan, Cengiz'den bahsedecek olunca, isimlerini aşağılayıcı bir sıfatla çiftleştirmeden bir türlü telaffuz edemiyoruz!.. Cengiz'e Farsların taktığı ‘fitne-engîz' [fitne koparan], Timur'a bilmem kimlerin uydurduğu ‘pür-şûr' [çok kavgacı] vasıfları, lisanımızda, o büyük isimlerin tamamlayıcısı gibi gelir!.. Cengiz'in kopardığı fitne, mesela İskender-i ‘Kebîr'inkinden daha ziyade midir? Timur'un döktüğü kan, faraza ‘Büyük' Ramses'inkinden daha fazla mıdır? Öteden beri ‘büyük', ‘kebîr' övünçlü unvanlarını kazanan fatihlerin ayırıcı karakterleri geniş ülkeler zapt etmek ve bunun için de çok muharebeler edip çok kan dökmek olduğu halde, Cengiz ve Timur'a büyüklük isnat ettirtmeyen, onları devamlı kendi millettaşlarının hakaretlerine maruz kılan illet acaba nedir?..
Kendi büyüklerimizi devamlı tahkir ve tel'în edegelmemizin sebebi, onların hakikaten tahkir ve tel'îne müstahak olmalarından değil, asla değil, ancak onları başkalarının gözüyle görmemizden, başkalarının beyniyle anlamamızdandır.
Biz kendimize, kavmimize, ırkımıza, yabancıların gözümüze taktığı gözlükle bakıyoruz. Eğer Türkleri, Türklerin mazisini olduğu gibi görmek istersek, yabancıların taktığı gözlüğü kırıp atarak, vakalara öz Türk gözümüzle bakmalıyız; yani babalarımızın bıraktığı eser ve vesikaları bizzat inceleyerek ona göre bir hüküm vermeye çalışmalıyız.”
“Osmanlı Devleti'ne pek çok zararı dokunmuş Napolyon'a, en ziyade şöhretini Osmanlı Türklerine galebeleriyle kazanmış Katerina'ya, tarihlerimizde, hiç çekinmeden, hiç sıkılmadan ‘Büyük' diyoruz da, Timur'dan, Cengiz'den bahsedecek olunca, isimlerini aşağılayıcı bir sıfatla çiftleştirmeden bir türlü telaffuz edemiyoruz!.. Cengiz'e Farsların taktığı ‘fitne-engîz' [fitne koparan], Timur'a bilmem kimlerin uydurduğu ‘pür-şûr' [çok kavgacı] vasıfları, lisanımızda, o büyük isimlerin tamamlayıcısı gibi gelir!.. Cengiz'in kopardığı fitne, mesela İskender-i ‘Kebîr'inkinden daha ziyade midir? Timur'un döktüğü kan, faraza ‘Büyük' Ramses'inkinden daha fazla mıdır? Öteden beri ‘büyük', ‘kebîr' övünçlü unvanlarını kazanan fatihlerin ayırıcı karakterleri geniş ülkeler zapt etmek ve bunun için de çok muharebeler edip çok kan dökmek olduğu halde, Cengiz ve Timur'a büyüklük isnat ettirtmeyen, onları devamlı kendi millettaşlarının hakaretlerine maruz kılan illet acaba nedir?..
Kendi büyüklerimizi devamlı tahkir ve tel'în edegelmemizin sebebi, onların hakikaten tahkir ve tel'îne müstahak olmalarından değil, asla değil, ancak onları başkalarının gözüyle görmemizden, başkalarının beyniyle anlamamızdandır.
Biz kendimize, kavmimize, ırkımıza, yabancıların gözümüze taktığı gözlükle bakıyoruz. Eğer Türkleri, Türklerin mazisini olduğu gibi görmek istersek, yabancıların taktığı gözlüğü kırıp atarak, vakalara öz Türk gözümüzle bakmalıyız; yani babalarımızın bıraktığı eser ve vesikaları bizzat inceleyerek ona göre bir hüküm vermeye çalışmalıyız.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.