Korkut Boratav meslektaşı Ergun Türkcan'ı aşağıdaki satırlarla değerlendiriyor: İktisat düşüncesinin iki rakip akımına baktığımızda, değeri ister "nedret" ile ister, "içerilen emek" ile ölçünüz; Ergun Türkcan'ın bu derlemede yer alan yapıtları iki ölçüte göre de değerlidir. Bir kere, yazarının önemli bir özelliği, uzmanlığı reddetmesidir. Bilim ve düşün ürünlerinin aşırı uzmanlaşma ile (Türkiye'ye özgü) omurgasız lâfazanlık arasına sıkıştığı bir ortamda, istisnaîleşen bu "aydın türü"nün yazıları da alışılmışın dışındadır; aykırıdır; kaybolmakta olan "nadir" bir perspektifi içerdiği için değerlidir. Öte yandan elli yılı aşan, hem yoğun, hem de nitelikli bir emek sürecinin ürünleri olarak da değerlidir.
Atilla İlhan da, Mart 1986 yılında Ergun Türkcan için şöyle yazmıştı: "Haco Hanım Vay" henüz yayınlanmıştı, Dr. Ergun Türkcan okumuş, bir de eleştiri yazmış, "Sanat Olayı"na ulaştırdı. Önce 'meslekten' eleştirmenlerin değerlendirmelerini görelim istedik, yazısını yayınlamadık. Artık, herkes 'meslekten' eleştirmenin (hiç değilse önemli bir kısmının) nasıl gördüğünü biliyor. Dr. Türkcan'ın eleştirmesini okumalarının sırasıdır: Adam, iktisat hocası, teknoloji uzmanı, üzerine kitap yazmış; ama metodu bilimsel, bakışı nesnel, ufku geniş, değerlendirmesi hem çok taraflı hem de çok değişkenli; bilmem ya 'meslekten' eleştirmenlerimizin bir kısmı vırt zırt ofsayta düşmek istemiyorlarsa, bilim adamlarının yazdıklarını iyice incelemelidirler!
Korkut Boratav meslektaşı Ergun Türkcan'ı aşağıdaki satırlarla değerlendiriyor: İktisat düşüncesinin iki rakip akımına baktığımızda, değeri ister "nedret" ile ister, "içerilen emek" ile ölçünüz; Ergun Türkcan'ın bu derlemede yer alan yapıtları iki ölçüte göre de değerlidir. Bir kere, yazarının önemli bir özelliği, uzmanlığı reddetmesidir. Bilim ve düşün ürünlerinin aşırı uzmanlaşma ile (Türkiye'ye özgü) omurgasız lâfazanlık arasına sıkıştığı bir ortamda, istisnaîleşen bu "aydın türü"nün yazıları da alışılmışın dışındadır; aykırıdır; kaybolmakta olan "nadir" bir perspektifi içerdiği için değerlidir. Öte yandan elli yılı aşan, hem yoğun, hem de nitelikli bir emek sürecinin ürünleri olarak da değerlidir.
Atilla İlhan da, Mart 1986 yılında Ergun Türkcan için şöyle yazmıştı: "Haco Hanım Vay" henüz yayınlanmıştı, Dr. Ergun Türkcan okumuş, bir de eleştiri yazmış, "Sanat Olayı"na ulaştırdı. Önce 'meslekten' eleştirmenlerin değerlendirmelerini görelim istedik, yazısını yayınlamadık. Artık, herkes 'meslekten' eleştirmenin (hiç değilse önemli bir kısmının) nasıl gördüğünü biliyor. Dr. Türkcan'ın eleştirmesini okumalarının sırasıdır: Adam, iktisat hocası, teknoloji uzmanı, üzerine kitap yazmış; ama metodu bilimsel, bakışı nesnel, ufku geniş, değerlendirmesi hem çok taraflı hem de çok değişkenli; bilmem ya 'meslekten' eleştirmenlerimizin bir kısmı vırt zırt ofsayta düşmek istemiyorlarsa, bilim adamlarının yazdıklarını iyice incelemelidirler!