İnsan ve toplum olguları, bir madalyonun iki yüzü gibi, birbirinin tamamlayıcısıdır. Hatta sosyoloji bilimi de bu iki olgunun varlığından doğmuştur. Toplumun en temel unsuru insandır. Ancak toplum, insanların sıradan bir araya gelmesiyle vücut bulmaz. Daha net bir ifadeyle toplum, insanların sıradan birlikteliğinden doğmaz. Bu soyut gerçeklik bunun çok daha ötesinde bir realitedir.
Ancak bunlardan, toplumun bizden uzak, bizimle alakası olmayan bir gerçeklik olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Tersine toplum biz insanların eseridir. İnsan - toplum arasında karmaşık bir ilişki vardır. Toplumu biz insanlar inşa eder, ama toplum da bizleri şekillendirir, bizlerin hayatına yön verir. Biz bireyler de toplumu planlamada, korumada, geliştirmede ve toplumsal sorunların çözümünde aktif ve belirleyici rol oynarız.
Konuya yapısal-işlevselci açıdan bakıldığında, bireyler arası ilişkilerden toplumsal kurumların, toplumsal kurumlardan da toplumsal yapının doğduğu söylenebilir. Toplumda altı temel kurum vardır. Kurumları şekillendiren roller arasında olduğu gibi, toplumsal yapıyı teşkil eden kurumlar arasında da bir eşgüdüm ve karşılıklı bağımlılık vardır. Hiç bir kurum kendi başına var olamaz; diğer kurumları etkilediği gibi, kendi de diğer kurumlardan etkilenir. Zaten toplumsal yapı, karşılıklı ilişki ve etkileşim içindeki kurumlardan oluşur. Toplumsal yapı içinde her kurumun üstlendiği birtakım görevler ve yerinde getirdiği önemli işlevler vardır.
Görüldüğü gibi toplum ve toplumsal yapı, herkesi ilgilendiren, evrensel olgulardır. Bu oldukça geniş kapsamlı, çok boyutlu ve çok önemli olguları anlayıp açıklamak için girişilen süreçte, son derece büyük bir ekiple yola koyulduk.
Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi bu kitabımızda da, ortak aklın ürünü bir eser ortaya koymayı hedefledik. Birbirinden çok farklı birikim ve tecrübeye sahip çok sayıda bilim insanı-araştırmacı, bu hedefe yönelik olarak bir araya geldik. Bu sayede okurlarımızı günlük hayatı, toplumsal gerçekliği ve toplumsal yapıyı, çok daha geniş bir bakış açısıyla görebilme imkânı buldu. - Ali Arslan
İnsan ve toplum olguları, bir madalyonun iki yüzü gibi, birbirinin tamamlayıcısıdır. Hatta sosyoloji bilimi de bu iki olgunun varlığından doğmuştur. Toplumun en temel unsuru insandır. Ancak toplum, insanların sıradan bir araya gelmesiyle vücut bulmaz. Daha net bir ifadeyle toplum, insanların sıradan birlikteliğinden doğmaz. Bu soyut gerçeklik bunun çok daha ötesinde bir realitedir.
Ancak bunlardan, toplumun bizden uzak, bizimle alakası olmayan bir gerçeklik olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Tersine toplum biz insanların eseridir. İnsan - toplum arasında karmaşık bir ilişki vardır. Toplumu biz insanlar inşa eder, ama toplum da bizleri şekillendirir, bizlerin hayatına yön verir. Biz bireyler de toplumu planlamada, korumada, geliştirmede ve toplumsal sorunların çözümünde aktif ve belirleyici rol oynarız.
Konuya yapısal-işlevselci açıdan bakıldığında, bireyler arası ilişkilerden toplumsal kurumların, toplumsal kurumlardan da toplumsal yapının doğduğu söylenebilir. Toplumda altı temel kurum vardır. Kurumları şekillendiren roller arasında olduğu gibi, toplumsal yapıyı teşkil eden kurumlar arasında da bir eşgüdüm ve karşılıklı bağımlılık vardır. Hiç bir kurum kendi başına var olamaz; diğer kurumları etkilediği gibi, kendi de diğer kurumlardan etkilenir. Zaten toplumsal yapı, karşılıklı ilişki ve etkileşim içindeki kurumlardan oluşur. Toplumsal yapı içinde her kurumun üstlendiği birtakım görevler ve yerinde getirdiği önemli işlevler vardır.
Görüldüğü gibi toplum ve toplumsal yapı, herkesi ilgilendiren, evrensel olgulardır. Bu oldukça geniş kapsamlı, çok boyutlu ve çok önemli olguları anlayıp açıklamak için girişilen süreçte, son derece büyük bir ekiple yola koyulduk.
Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi bu kitabımızda da, ortak aklın ürünü bir eser ortaya koymayı hedefledik. Birbirinden çok farklı birikim ve tecrübeye sahip çok sayıda bilim insanı-araştırmacı, bu hedefe yönelik olarak bir araya geldik. Bu sayede okurlarımızı günlük hayatı, toplumsal gerçekliği ve toplumsal yapıyı, çok daha geniş bir bakış açısıyla görebilme imkânı buldu. - Ali Arslan