O günkü “vukuatten” sonra hademe Ali Efendi'nin “irahatı” büsbütün kaçmıştı. Biliyordu “oldu ile öldüye çara” bulunmazdı, “emme hızmattan” atılma korkusu, sonra da 40 liranın acısı unutulmuyordu kolay kolay! Bu kırk lira, binlerin içindeki kırk lira değildi ki? Sekiz can insanın aylık geçimi 240 liranın 40 lirasıydı! Üstüne bir “on gayme” daha katsaydı bir aylık ev kirasını öderdi. Sonra efendime söyliyem, hasta karısına “illeç” alırdı, bir gara göynek yirmi gaymeydi Hergele meydanında, hemi de hiç gol dakılmamış, “Bir iki buçuk virseydi” bir “bide” yaptırırdı, ıscak ıscak “yirdi” öğretmenler gibi. “Dulumba datlısı” alırdı “datlıcıdan”, daha daha...
O günkü “vukuatten” sonra hademe Ali Efendi'nin “irahatı” büsbütün kaçmıştı. Biliyordu “oldu ile öldüye çara” bulunmazdı, “emme hızmattan” atılma korkusu, sonra da 40 liranın acısı unutulmuyordu kolay kolay! Bu kırk lira, binlerin içindeki kırk lira değildi ki? Sekiz can insanın aylık geçimi 240 liranın 40 lirasıydı! Üstüne bir “on gayme” daha katsaydı bir aylık ev kirasını öderdi. Sonra efendime söyliyem, hasta karısına “illeç” alırdı, bir gara göynek yirmi gaymeydi Hergele meydanında, hemi de hiç gol dakılmamış, “Bir iki buçuk virseydi” bir “bide” yaptırırdı, ıscak ıscak “yirdi” öğretmenler gibi. “Dulumba datlısı” alırdı “datlıcıdan”, daha daha...