İlk kitabı Kansızlık'tan sonra Selçuk Orhan, Taş Kayık'la öykülerinin gerçekçi içeriğini daha da pekiştirmiş görünüyor. Güncel ayrıntılar ve yakın tarihe açık/kapalı göndermelerle yaşanan yeni durumu kavramaya çalışıyor. Böylece başörtüsünden, müslüman aydınlara; üniversite sınavlarından, gazete köşelerindeki polemikleri kadar türlü tartışmalar öykülerinde ses buluyor.
Bu toplumsal çeşitlilik içinde kimi zaman düşse kırılmalarla gerçeklik kişilerin iç çatışmalarından beslenen bambaşka bir düzleme taşınıyor. Ayna bükülüyor, görüntü bulanıyor, akıl duruyor, korku veren acımasız bir travma başlıyor. (Arka kapaktan)
İlk kitabı Kansızlık'tan sonra Selçuk Orhan, Taş Kayık'la öykülerinin gerçekçi içeriğini daha da pekiştirmiş görünüyor. Güncel ayrıntılar ve yakın tarihe açık/kapalı göndermelerle yaşanan yeni durumu kavramaya çalışıyor. Böylece başörtüsünden, müslüman aydınlara; üniversite sınavlarından, gazete köşelerindeki polemikleri kadar türlü tartışmalar öykülerinde ses buluyor.
Bu toplumsal çeşitlilik içinde kimi zaman düşse kırılmalarla gerçeklik kişilerin iç çatışmalarından beslenen bambaşka bir düzleme taşınıyor. Ayna bükülüyor, görüntü bulanıyor, akıl duruyor, korku veren acımasız bir travma başlıyor. (Arka kapaktan)