#smrgKİTABEVİ Tasavvufi Mektuplar - 2017
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Ofis Yayın Matbaa
Dizi Adı:
Tasavvuf Serisi
ISBN-10:
6059559744
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Mustafa Tatçı
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
88
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
84,00
Havale/EFT ile:
81,48
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199037425
423509
https://www.simurgkitabevi.com/tasavvufi-mektuplar-2017
Tasavvufi Mektuplar - 2017 #smrgKİTABEVİ
84.00
18. asırda İstanbul'da yaşayan İbrahim Has, dönemine ve tasavvuf tarihine kaynaklık eden eserler kaleme almış önemli mutasavvıflarımızdan biridir. Has'ın dîvân, menâkıbnâme, tezkire, mektup, silsilename ve şerh türünde yazdığı eserler, muhteva bakımından çok güçlü olduğu kadar, dil itibariyle de 18. yüzyıl Türkçesi'nin güzel örnekleridir.
Elinizdeki kitap, İbrahim Has'ın bazı sûfîlere gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Derin bir tasavvuf kültürüyle kaleme alınan bu mektûplar, vahdet-i vücûda doğru seyr ü sülûk eden makam sahiplerine yazıldığı için tasavvuf tarihi ve edebiyatıyla uğraşanlara önemli bilgiler vermektedir. Mektuplardaki gerek sûfiyâne kavramların ve gerekse sembolik ifadelerin yorumları manevî bir idrâk olan “ledün” ilminin anlaşılmasında okuyucunun işini kolaylaştıracak mahiyettedir.
“İmdi benim nûr-ı dîdem; bu sana denilen kelâmlar ma'nâdır. Sakın sûret zannetmeyesin. Bunları anlamağa sa'y eyle. Bu ma'nâların ibâreti sensin. Bu bir kaç kelâmı taşra anlamayasın. Senin vücûdun alem-i kübradır. Bunlar insânda mevcûddur. Eğer ki bu deryâyı geçmeyip deryâda kalırsan inâyete erişemezsin.”
Elinizdeki kitap, İbrahim Has'ın bazı sûfîlere gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Derin bir tasavvuf kültürüyle kaleme alınan bu mektûplar, vahdet-i vücûda doğru seyr ü sülûk eden makam sahiplerine yazıldığı için tasavvuf tarihi ve edebiyatıyla uğraşanlara önemli bilgiler vermektedir. Mektuplardaki gerek sûfiyâne kavramların ve gerekse sembolik ifadelerin yorumları manevî bir idrâk olan “ledün” ilminin anlaşılmasında okuyucunun işini kolaylaştıracak mahiyettedir.
“İmdi benim nûr-ı dîdem; bu sana denilen kelâmlar ma'nâdır. Sakın sûret zannetmeyesin. Bunları anlamağa sa'y eyle. Bu ma'nâların ibâreti sensin. Bu bir kaç kelâmı taşra anlamayasın. Senin vücûdun alem-i kübradır. Bunlar insânda mevcûddur. Eğer ki bu deryâyı geçmeyip deryâda kalırsan inâyete erişemezsin.”
18. asırda İstanbul'da yaşayan İbrahim Has, dönemine ve tasavvuf tarihine kaynaklık eden eserler kaleme almış önemli mutasavvıflarımızdan biridir. Has'ın dîvân, menâkıbnâme, tezkire, mektup, silsilename ve şerh türünde yazdığı eserler, muhteva bakımından çok güçlü olduğu kadar, dil itibariyle de 18. yüzyıl Türkçesi'nin güzel örnekleridir.
Elinizdeki kitap, İbrahim Has'ın bazı sûfîlere gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Derin bir tasavvuf kültürüyle kaleme alınan bu mektûplar, vahdet-i vücûda doğru seyr ü sülûk eden makam sahiplerine yazıldığı için tasavvuf tarihi ve edebiyatıyla uğraşanlara önemli bilgiler vermektedir. Mektuplardaki gerek sûfiyâne kavramların ve gerekse sembolik ifadelerin yorumları manevî bir idrâk olan “ledün” ilminin anlaşılmasında okuyucunun işini kolaylaştıracak mahiyettedir.
“İmdi benim nûr-ı dîdem; bu sana denilen kelâmlar ma'nâdır. Sakın sûret zannetmeyesin. Bunları anlamağa sa'y eyle. Bu ma'nâların ibâreti sensin. Bu bir kaç kelâmı taşra anlamayasın. Senin vücûdun alem-i kübradır. Bunlar insânda mevcûddur. Eğer ki bu deryâyı geçmeyip deryâda kalırsan inâyete erişemezsin.”
Elinizdeki kitap, İbrahim Has'ın bazı sûfîlere gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Derin bir tasavvuf kültürüyle kaleme alınan bu mektûplar, vahdet-i vücûda doğru seyr ü sülûk eden makam sahiplerine yazıldığı için tasavvuf tarihi ve edebiyatıyla uğraşanlara önemli bilgiler vermektedir. Mektuplardaki gerek sûfiyâne kavramların ve gerekse sembolik ifadelerin yorumları manevî bir idrâk olan “ledün” ilminin anlaşılmasında okuyucunun işini kolaylaştıracak mahiyettedir.
“İmdi benim nûr-ı dîdem; bu sana denilen kelâmlar ma'nâdır. Sakın sûret zannetmeyesin. Bunları anlamağa sa'y eyle. Bu ma'nâların ibâreti sensin. Bu bir kaç kelâmı taşra anlamayasın. Senin vücûdun alem-i kübradır. Bunlar insânda mevcûddur. Eğer ki bu deryâyı geçmeyip deryâda kalırsan inâyete erişemezsin.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.