Tek dünya olmasına rağmen, niçin pek çok din var ? Eğer Tanrı tekse, o zaman tek bir din olmalı değil miydi ? Dünyada mevcut dinlerin hepsi Tanrı katında geçerli midir ? Tüm dinler taraftarlarının Tanrı'yla doğru ilişki kurmasını sağlayabilmekte midir ? Dinlerin çoğulluğunun ve farklılığının nedeni onların öğretilerinin farklılığı mı, yoksa söz konusu öğretilerin farklı sosyo-kültürel şartlarda ortaya çıkmış olması mıdır ? Farklı din ve inanç mensuplarının birbirleriyle ilişkisi nasıl olmalıdır? Farklı din mensupları birbirlerinin dinsel geleneklerinden istifade edebilir mi ?
Bu ve benzeri sorular, günümüz diyalog çağında farklı din mensuplarının birbirleriyle ilişkileri bağlamında kendilerini ve kendi inançlarını anlamaları için gündem oluşturmaktadır. Tek Dünya Tek İnanç, farklı din ve inanç mensupların sadece birer rakip değil, aynı zamanda aynı şehri, aynı sokağı, aynı işyerini ve hatta aynı mekanı paylaşan komşu oldukları ve bu durumun doğal sonucu olarak birbirleriyle iyi geçinmek zorunda oldukları bir dünyada farklı din mensuplarının kendi inançlarını ve diğer inançlarını nasıl algıladıklarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.