Yalnızlık üzerine düşünürken Kierkegaard, Nietzsche gibi felsefecilerin, Octavio Paz, Michel Tournier, Fyodor Dostoyevski gibi romancıların metinlerini kazıyan, modern dünyada "tek başınalığın" anlamını sorgulayan bir yazar...
Birbirinden tamamen farklı kişileri kurban seçen seri katil ya da katillerin peşindeki bilge ve sinik bir komiser...
Bu iki tuhaf adamın yolu bir cinayetle kesiştiğinde yalnızlığı ikisi de kendi pencerelerinden bir kez daha sorgulayacak ve hayat ile ölümün anlamlarını edebiyat, felsefe ve günlük hayatın ta kendisinden damıtarak yeniden oluşturacaklar.
Çağımızın kaotik dünyasındaki farklılaşan ilişkileri, varoluş biçimlerini ve paylaşımları resmeden bu roman, sade ve sahici sesini okura içtenlikle duyuruyor.
"Yürümek, uzun yollara çıkmak, düşünmek istedim. Hayatımı nasıl bu hale getirdiğimi düşündüm. Ama başka ne yapabilirdim ki? Tanrı'yı düşündüm. Yalnızların tanrısını. Çünkü mutlaka büyük kitlelerin tanrısından farklı olandı O."
Yalnızlık üzerine düşünürken Kierkegaard, Nietzsche gibi felsefecilerin, Octavio Paz, Michel Tournier, Fyodor Dostoyevski gibi romancıların metinlerini kazıyan, modern dünyada "tek başınalığın" anlamını sorgulayan bir yazar...
Birbirinden tamamen farklı kişileri kurban seçen seri katil ya da katillerin peşindeki bilge ve sinik bir komiser...
Bu iki tuhaf adamın yolu bir cinayetle kesiştiğinde yalnızlığı ikisi de kendi pencerelerinden bir kez daha sorgulayacak ve hayat ile ölümün anlamlarını edebiyat, felsefe ve günlük hayatın ta kendisinden damıtarak yeniden oluşturacaklar.
Çağımızın kaotik dünyasındaki farklılaşan ilişkileri, varoluş biçimlerini ve paylaşımları resmeden bu roman, sade ve sahici sesini okura içtenlikle duyuruyor.
"Yürümek, uzun yollara çıkmak, düşünmek istedim. Hayatımı nasıl bu hale getirdiğimi düşündüm. Ama başka ne yapabilirdim ki? Tanrı'yı düşündüm. Yalnızların tanrısını. Çünkü mutlaka büyük kitlelerin tanrısından farklı olandı O."