Teknoloji-etik ilişkisi çok geniş kapsamlı bir irdelemeyi gerektirmektedir. Toplumsal yapının altyapısal unsurları içerisinde yer alan teknoloji, bir taraftan toplumun vazgeçilmez parçalarından biri olarak toplumsal gündelik hayatta işlevsel olurken, öte yandan, toplumsal değişmeyi oluşturan en önemli öğelerden biri olma niteliği taşımaktadır. Bu bağlamda, teknolojinin etik üzerinde çok güçlü etkisi olduğu açıktır. Bununla birlikte bu ilişki tek yönlü değildir. Bir toplumun etik değerleri de teknolojinin niteliğini belirlemede etkilidir. Hangi teknolojinin üretileceği ve ne amaçla kullanılacağı toplumsal amaçlar ve toplumsal dinamiklerle iç içedir.
Daha önceleri belirli ölçülerde mesleğin yerine getirilmesinde rolü olan teknoloji, küresel nitelikte bilgisayar ağlarının oluşması ve işlerlik kazanmasıyla sadece gazetecilik işlevini gerçekleştiren profesyonelleri değil, bilgisayar ve mobil teknoloji kullanan herkesi kapsayarak yeni bir iletişim ortamı doğurmuştur. Gelişen teknolojinin sunduğu olanaklarla oluşan bu elektronik iletişim ortamı yaygın biçimde "yeni medya" olarak adlandırılmaktadır.
Etik meseleler doğurma potansiyeli taşıyan insanlar arası iletişimin önemli bir bölümü günümüzde elektronik ortamda yapılmaktadır. Bilgisayar ya da cep telefonları ile kişi ve/ya gruplar arasında gerçekleşen iletişimin yanısıra, gazete ve televizyonlar da bu ağın ve işleyişin içinde yer almaktadırlar. Dolayısıyla, daha önceleri de olup farklılaşan ya da farklı yeni etik sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Yeni dijital medya etiği ile ilgili çalışmalar, bu meseleleri irdelemekte, sorunların çözümü yönündeki bakış açılarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
İçinde bulunduğumuz zamanda dünya kapsamında insanlığın çok ciddi sorunları olduğu göz önüne alındığında, hem temel etik ilkelerde / etik anlayışta olan zedelenme, hem de iletişim ve teknolojinin bu toplumsal gerçeklik üzerindeki rolü ve sorumluluğu, her türlü çıkarsal nitelikten arınmış olarak, içtenlikle irdelenmeli, çözüm önerileri tartışılmalı ve çözümler bulunmalıdır.