#smrgKİTABEVİ Televizyon Kıskacında Çocuk ve Subliminal Mesajlar -
Elinizdeki kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır: Birinci bölüm; televizyonun tüm dünyada insanlar ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini içeriyor; ikinci bölüm ise televizyonun özellikle reklam kısmında gizlenen sübliminal (bilinçaltı) mesajlara yer veriyor.
Kitle iletişim araçlarından biri olan radyo, 50 milyon kişiye otuz sekiz yılda ulaşabilmişken televizyon bu sayıya 13 yıl gibi kısa bir sürede ulaşmıştır. Burada internetin bu sayıya 9 ayda ulaştığını ifade etmek gerekiyor. Lakin Amerika'da yapılan araştırmalarda insanların internet üzerinden televizyon seyretme oranlarında artış olduğu ortaya çıkmıştır.
Zihinsel ve ruhsal kuşatma altında olduğumuz bir gerçektir. Bu kuşatmada en büyük tehlikeyi doğal olarak çocuklar yaşıyor. Kendilerini koruma refleksinden mahrum olan çocuklar, zararlı faaliyetlere karşı koyacak güçte ve bilinçte değillerdir.
Kitabın ikinci bölümünde yer alan sübliminal mesaj ise beş duyu organlarımızla fark edemediğimiz ancak davranışlarımızı etkilemeye yönelik mesaj verme amacı taşıyan ve verilmek istenen mesajın bilinçaltımız tarafından algılanan türüdür. Bu mesaj türünün kullanımı eski olmakla beraber, geliştirilerek günümüzde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
Subliminal mesajlar daha çok insanın hassas olduğu ve kolaylıkla tepki verdiği cinsel duyguları aktif şekilde kullanır. Bunun yanında duygusal etki bırakması açısından korkularımızı ve hassas olduğumuz konuları da ihmal etmez. Bu yöntemi “sapkın” diye ifade edebileceğimiz gizli amaçları olan kuruluşlar da kullanmaktadır. Şeytanı övücü birçok görsel ve işitsel araç hiç farkında olmadan özellikle çocuklarımızın bilinçdışına sinsice yerleştirilmektedir. Tehlikenin boyutlarını kitapta yer alan görsellere bakarak daha iyi anlayabilirsiniz.
Masum bir şekilde televizyon karşısına oturan çocuklarımız, bazı programlarda açık olan bazılarında ise gizli bulunan cinsel içerikli mesajların hedefi haline gelmektedir. Bu tür programlarda ayrıca çocukların yaş düzeylerinin de dikkate alınmadığı unutulmamalıdır.
Elinizdeki kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır: Birinci bölüm; televizyonun tüm dünyada insanlar ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini içeriyor; ikinci bölüm ise televizyonun özellikle reklam kısmında gizlenen sübliminal (bilinçaltı) mesajlara yer veriyor.
Kitle iletişim araçlarından biri olan radyo, 50 milyon kişiye otuz sekiz yılda ulaşabilmişken televizyon bu sayıya 13 yıl gibi kısa bir sürede ulaşmıştır. Burada internetin bu sayıya 9 ayda ulaştığını ifade etmek gerekiyor. Lakin Amerika'da yapılan araştırmalarda insanların internet üzerinden televizyon seyretme oranlarında artış olduğu ortaya çıkmıştır.
Zihinsel ve ruhsal kuşatma altında olduğumuz bir gerçektir. Bu kuşatmada en büyük tehlikeyi doğal olarak çocuklar yaşıyor. Kendilerini koruma refleksinden mahrum olan çocuklar, zararlı faaliyetlere karşı koyacak güçte ve bilinçte değillerdir.
Kitabın ikinci bölümünde yer alan sübliminal mesaj ise beş duyu organlarımızla fark edemediğimiz ancak davranışlarımızı etkilemeye yönelik mesaj verme amacı taşıyan ve verilmek istenen mesajın bilinçaltımız tarafından algılanan türüdür. Bu mesaj türünün kullanımı eski olmakla beraber, geliştirilerek günümüzde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
Subliminal mesajlar daha çok insanın hassas olduğu ve kolaylıkla tepki verdiği cinsel duyguları aktif şekilde kullanır. Bunun yanında duygusal etki bırakması açısından korkularımızı ve hassas olduğumuz konuları da ihmal etmez. Bu yöntemi “sapkın” diye ifade edebileceğimiz gizli amaçları olan kuruluşlar da kullanmaktadır. Şeytanı övücü birçok görsel ve işitsel araç hiç farkında olmadan özellikle çocuklarımızın bilinçdışına sinsice yerleştirilmektedir. Tehlikenin boyutlarını kitapta yer alan görsellere bakarak daha iyi anlayabilirsiniz.
Masum bir şekilde televizyon karşısına oturan çocuklarımız, bazı programlarda açık olan bazılarında ise gizli bulunan cinsel içerikli mesajların hedefi haline gelmektedir. Bu tür programlarda ayrıca çocukların yaş düzeylerinin de dikkate alınmadığı unutulmamalıdır.