#smrgDERGİ Teori - Aylık Dergi; Dosya: Türk Ordusu Kuşatmayı Nasıl Yaracak ? - Sayı: 254 Mart

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Analiz Basım
Dizi Adı:
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Hazırlayan:
Genel Yayın Yönetmeni: Arslan Kılıç
Stok Kodu:
1199145580
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
96 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
30,40
Havale/EFT ile: 29,49
Stoktan teslim
1199145580
531745
Teori - Aylık Dergi; Dosya: Türk Ordusu Kuşatmayı Nasıl Yaracak ? - Sayı: 254      Mart
Teori - Aylık Dergi; Dosya: Türk Ordusu Kuşatmayı Nasıl Yaracak ? - Sayı: 254 Mart #smrgDERGİ
30.40
Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında sokulduku "Batılı olma" macerasında bütün kurumları operasyona tabi tutuldu. Ama en büyük operasyona Türk Ordusu maruz kaldı. Orduya operasyon, bir yandan NATO değerleri ve standartları dayatılarak yapıldı. Diğer yandan da, ulusun bütününün önüne konan "model' ve yüz yıl sonra yeni-den dönülen Batı taklitçiliği üzerinden, emperyalizmin içini boşaltıp tümüyle karşıtma dönüştürdirğii kendi kavram ve ölçütleri benimsetilerek yapıldı...

Bu kavram ve ölçütlerin, özel olarak askeri alana, savunmaya ve orduya dönük olanları, "hür dünyanın güvenliği", "NATO görev ve yükümlülükleri", "kolektif güvenlik", "küresel güvenlik", "globalleşme" kavranılarından oluşuyordu. Bu operasyonların gereği olarak TSK, "NATO görevleri" içinde dünyanın mazlum halkları ile karşı karşıya getirildi. Diğer yandan da Gladyohun kasap bıçağı ile hem kendisi de kesilip doğrandı; hem de kendi halkına yabancılaştmldı. Kemalist Devrime ve kendi halkına düşman görev ve konumlara sürüklendi. 1940'larda dâhil olunan ve 1980 sonrasında "Batı ile bütünleşme", "Gümrük Birliği", "AB'ye girme" projeleri ile vites yükselten Türkiye'nin "Batılı olma" süreci, Cumhuriyet Devrimi kurumlarını yok ederek ilerledi.

Bugün bu sürecin son aşamasındaya ve artık varlığı yokluğu sözkonusu olan, doğrudan doğruya Cumhuriyetin devleti ve ulusudur. O devletin temel kurumu olan Türk ordusudur. Batı'nın kasap bıçağı gelip ordunun boğazına dayarımıştir. 1999'da planlanıp 2007'de uygulamaya konan Ergenekon tertibi başladığında, ordunun komuta kademesi, bu tenibin birincil hedefleri arasında TSK olduğunu kavramadı, kavramaktan kaçındı. Böyle olduğu için de, tertibin açık savaş boyutlanna ulaşmasına kadar, dalga dalga gelen saldınlan seyretti. Kendisine yönelmiş savaşla savaşmaktan kaçındı, savaşı kabul etmedi.

11 Şubat 2011 günü 163 subayın, pervasız bir hukuk hilesi ile Silivri'de pusuya düşürülerek tutsak edilmesi, Ergenekon, Balyoz, Kafes tertipleriyle yürütülen ABD °daldı savaşın kabullenilmesinde ülke çapında bir bilinç sıçraması yarattı. Bugün gelinen noktada, TSK başta olmak üzere, bütün milli kurumlar ve güçler için temel sorun, kuşatmanın yarılmasıdır.

TEORİ bu sayısını, kuşatmayı yarrnada stratejik önem ve konuma sahip "Ordunun kuşatmayı yarma"sı görevine ayırdı. işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in yazısı, Ordu başta olmak üzere, Türkiye'nin bütün milli kurumlarının önüne, NATO'nun BOP Eşbaşkanlığı ve F tipi yapılar eliyle yürüttüğü saldırıyı püskürtmenin planlarını koymaktadır. Okurlanmızdan, bu sayımızı Türkiye'nin en geniş öncü aydın ve kitle önderleri tarafından okunması için özel bir çaba harcamalarını istiyoruz. Gelecek sayıda buluşma dileği ile...

Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında sokulduku "Batılı olma" macerasında bütün kurumları operasyona tabi tutuldu. Ama en büyük operasyona Türk Ordusu maruz kaldı. Orduya operasyon, bir yandan NATO değerleri ve standartları dayatılarak yapıldı. Diğer yandan da, ulusun bütününün önüne konan "model' ve yüz yıl sonra yeni-den dönülen Batı taklitçiliği üzerinden, emperyalizmin içini boşaltıp tümüyle karşıtma dönüştürdirğii kendi kavram ve ölçütleri benimsetilerek yapıldı...

Bu kavram ve ölçütlerin, özel olarak askeri alana, savunmaya ve orduya dönük olanları, "hür dünyanın güvenliği", "NATO görev ve yükümlülükleri", "kolektif güvenlik", "küresel güvenlik", "globalleşme" kavranılarından oluşuyordu. Bu operasyonların gereği olarak TSK, "NATO görevleri" içinde dünyanın mazlum halkları ile karşı karşıya getirildi. Diğer yandan da Gladyohun kasap bıçağı ile hem kendisi de kesilip doğrandı; hem de kendi halkına yabancılaştmldı. Kemalist Devrime ve kendi halkına düşman görev ve konumlara sürüklendi. 1940'larda dâhil olunan ve 1980 sonrasında "Batı ile bütünleşme", "Gümrük Birliği", "AB'ye girme" projeleri ile vites yükselten Türkiye'nin "Batılı olma" süreci, Cumhuriyet Devrimi kurumlarını yok ederek ilerledi.

Bugün bu sürecin son aşamasındaya ve artık varlığı yokluğu sözkonusu olan, doğrudan doğruya Cumhuriyetin devleti ve ulusudur. O devletin temel kurumu olan Türk ordusudur. Batı'nın kasap bıçağı gelip ordunun boğazına dayarımıştir. 1999'da planlanıp 2007'de uygulamaya konan Ergenekon tertibi başladığında, ordunun komuta kademesi, bu tenibin birincil hedefleri arasında TSK olduğunu kavramadı, kavramaktan kaçındı. Böyle olduğu için de, tertibin açık savaş boyutlanna ulaşmasına kadar, dalga dalga gelen saldınlan seyretti. Kendisine yönelmiş savaşla savaşmaktan kaçındı, savaşı kabul etmedi.

11 Şubat 2011 günü 163 subayın, pervasız bir hukuk hilesi ile Silivri'de pusuya düşürülerek tutsak edilmesi, Ergenekon, Balyoz, Kafes tertipleriyle yürütülen ABD °daldı savaşın kabullenilmesinde ülke çapında bir bilinç sıçraması yarattı. Bugün gelinen noktada, TSK başta olmak üzere, bütün milli kurumlar ve güçler için temel sorun, kuşatmanın yarılmasıdır.

TEORİ bu sayısını, kuşatmayı yarrnada stratejik önem ve konuma sahip "Ordunun kuşatmayı yarma"sı görevine ayırdı. işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in yazısı, Ordu başta olmak üzere, Türkiye'nin bütün milli kurumlarının önüne, NATO'nun BOP Eşbaşkanlığı ve F tipi yapılar eliyle yürüttüğü saldırıyı püskürtmenin planlarını koymaktadır. Okurlanmızdan, bu sayımızı Türkiye'nin en geniş öncü aydın ve kitle önderleri tarafından okunması için özel bir çaba harcamalarını istiyoruz. Gelecek sayıda buluşma dileği ile...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat