#smrgSAHAF Terör Kıskacında Türkiye: Oligarşi mi Demokrasi mi ? - 2006

Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Perde Arkası Dizisi
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199070668
Boyut:
14x20
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199070668
456570
Terör Kıskacında Türkiye: Oligarşi mi Demokrasi mi ? -        2006
Terör Kıskacında Türkiye: Oligarşi mi Demokrasi mi ? - 2006 #smrgSAHAF
0.00
1988 - 2003 yılları arasında Türk medyasında üst düzey yöneticilik yapan Halit Esendir'den bir yol ayrımı kitabı: 'Terör Kıskacında Türkiye Oligarşi mi Demokrasi mi'

Yazar, 19 yıl önce 27 Ekim 1987'de faili meçhul bir trafik kazası Düzce sınırları içinde E-5 Karayolu'nda kaybettiği babasına ithaf ettiği kitabında temel olarak Türkiye'nin birileri tarafından terör ve irtica(!) bahanesiyle nereye çekilmek istendiğini ortaya koyuyor. Esendir gazeteci Fehmi Koru'nun sunuşunu kaleme aldığı 'Terör Kıskacında Türkiye' isimli kitabında Türkiye'nin genel bir fotoğrafını çektikten sonra, yaklaşık on yıldır dünyayı gezen, ancak merceği hep Türkiye üzerinde olan bir göz olarak Türkiye'nin güncel siyaset meseleleri üzerine bazı çözüm önerilerini sıralıyor.

Üç bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde Osmanlı'dan günümüze siyasi yapı, Tek Parti dönemi, darbeler ve demokrasinin önünü tıkayan nedenlerin üzerinde duruluyor. İkinci bölümde ise son aylarda artan terör olayları, provokasyonlar, çeteler ve tüm bunların derin devlet ilişkileri ele alınıyor. Üçüncü bölümde ise yıllardır Türkiye'yi gözlemleyen deneyimli gazeteci Esendir, Türkiye'nin içinde bulunduğu 'ateş çemberi'nden nasıl çıkabileceğine ilişkin yurtdışı tecrübelerinden yola çıkarak öneriler sunuyor.

Gazeteci Fehmi Koru'nun kaleminden 'Terör Kıskacında Türkiye':

"Halit Esendir dünyada eşi benzeri az bulunacak müthiş meraklı insanlardan biri. Göze hemen batan ilk özelliği 'merak' olan bir insan, fen bilimleri alanında akademik eğitim yaptıktan sonra gazetecilikle tanışırsa ortaya gerçekten ilginç bir bileşim çıkıyor: Gözü açık, kulağı açık, duyduklarını ve gördüklerini sürekli tahlil edip duran bir zihin...

'Terör Kıskacında Türkiye', isminden de anlaşılacağı üzere, Türkiye'nin yakın tarihine başka bir açıdan bakmayı amaçlıyor. Terörü, kendi doğallığı içerisinde ortaya çıkmış bir ifade biçimi olarak değil de bir ülkeyi istenen istikamete doğru çekiştirmenin bir yöntemi olarak görüyor. Ne zaman kendi kanatlarıyla uçmaya kalksa Türkiye, rengi-kokusu-ağırlığıyla temel özellikleri değişse bile karşısına hep terör çıkıyor. Bir ara 'ideolojik' amaçla yapılırken, ya da 'mezhep çatışması' biçiminde kendini gösterirken, daha sonra 'etnik' bir havaya bürünüyor terör; ASALA oluyor, PKK oluyor...

Sonuç aynı: Türkiye karşısına çıkan terör yüzünden savruluyor...

Kitabın tezi, başka ülkelerde ancak romanlara konu yapılabilecek gizemde ayrıntılarla destekleniyor. Verdiği bilgilerin bir bölümünü belleğimizin en arka raflarına ittiğimizi fark ediyoruz; bir bölümüyle ise ilk kez bu kitapta karşılaşıyoruz ve bir tür 'kayıp halka' işlevi görüyor o bilgi... Bazen de, hep gözümüzün önünde olmuş, defalarca üzerinde düşündüğümüz ayrıntılara farklı bir açıdan bakmaya davet ediyor bizi Halit Esendir."

Kitaptan notlar…

Jandarma teşkilatı ikiye ayrılmalı; Sivil jandarma ve askeri jandarma ayrımına gidilmeli

Dış güçlere karşı ülke sınırlarını ve halkını savunması gereken askeri birlikler ülke içinde teröre karşı direkt güç olarak kullanılınca bölge insanına potansiyel terörist gözüyle bakabilmekte, bunun karşılığında bölge halkında da kolaylıkla askeri güçlere ya da bütünüyle askeriyeye karşı bir nefret duygusu uyanmaktadır.

Bu durumda yapılması gereken şey, askeriyenin iç terör olaylarının ilk ve tek muhatabı olarak kullanılmasından vazgeçilmesidir.

MGSB'nde Türk milleti kamplara ayrılmamalı

Ne yazık ki 15 yıl üst düzey gazete yöneticiliği yapmış birisi olarak karşıma çıkan, fakat gizlilik zırhı içerisinde bir türlü açığa çıkarılamayan nice belgeden gördüğüm kadarıyla bu ülkede laikçi ve Atatürkçü olarak ortada gezinenlerden başka hiç kimse potansiyel suçlu olmaktan kurtulamamaktadır.

Türk milleti, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ya da halk arasındaki tabirle gizli kırmızı kitapçık gibi belgelerle veya Batı Çalışma Grubu gibi 'illegal' yapılanmalarla; bölücü, terörist sempatizanı, Alevi, Sünni, ırkçı veya dinci örgüt mensubu, tarikatçı gibi kamplara bölünerek, neredeyse tümü potansiyel suçlu olarak gösterilip devletiyle karşı karşıya getirilmekten kurtarılmalıdır.

Ordunun general kadrolarının sayısı arttırılmalı; Albaylar erken emekliye ayrılmamalı

20 yıl ve daha fazla orduda hizmet veren ve tecrübesinin zirvesine çıkan albay ve kurmay albayların general kadrolarının çok sınırlı olması sebebiyle 50 yaşına gelmeden emekli olmak zorunda kaldığı görülmektedir. Yüksek Askeri Yargı'da ve GATA'da korgeneral ve orgeneral kadroları dahi yoktur. Ordudaki general kadroları 312 sayısından en az 500'e çıkartılmalıdır. General kadrolarının artması ile ordunun daha profesyonel ve demokratik bir yapıya kavuşması sağlanmış olacaktır.

Cumhurbaşkanını halk veya meclis 5+5 formülü ile seçmeli

AB ülkeleri ve çevremizdeki bütün ülkeler ve eski Sovyet bloğu da dâhil Cumhurbaşkanını halkın seçmediği tek ülke maalesef Türkiye kalmıştır. Cumhurbaşkanı seçiminde halkına bu kadar güvenmeyen bir sistem mutlaka değiştirilmelidir.

Mayıs 2007'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ya Anayasa değişikliği yapılarak Çankaya'ya ya temsili hale getirilmeli veyahut da Yarı Başkanlık sistemine göre Cumhurbaşkanı da halk tarafından seçilmelidir.

1988 - 2003 yılları arasında Türk medyasında üst düzey yöneticilik yapan Halit Esendir'den bir yol ayrımı kitabı: 'Terör Kıskacında Türkiye Oligarşi mi Demokrasi mi'

Yazar, 19 yıl önce 27 Ekim 1987'de faili meçhul bir trafik kazası Düzce sınırları içinde E-5 Karayolu'nda kaybettiği babasına ithaf ettiği kitabında temel olarak Türkiye'nin birileri tarafından terör ve irtica(!) bahanesiyle nereye çekilmek istendiğini ortaya koyuyor. Esendir gazeteci Fehmi Koru'nun sunuşunu kaleme aldığı 'Terör Kıskacında Türkiye' isimli kitabında Türkiye'nin genel bir fotoğrafını çektikten sonra, yaklaşık on yıldır dünyayı gezen, ancak merceği hep Türkiye üzerinde olan bir göz olarak Türkiye'nin güncel siyaset meseleleri üzerine bazı çözüm önerilerini sıralıyor.

Üç bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde Osmanlı'dan günümüze siyasi yapı, Tek Parti dönemi, darbeler ve demokrasinin önünü tıkayan nedenlerin üzerinde duruluyor. İkinci bölümde ise son aylarda artan terör olayları, provokasyonlar, çeteler ve tüm bunların derin devlet ilişkileri ele alınıyor. Üçüncü bölümde ise yıllardır Türkiye'yi gözlemleyen deneyimli gazeteci Esendir, Türkiye'nin içinde bulunduğu 'ateş çemberi'nden nasıl çıkabileceğine ilişkin yurtdışı tecrübelerinden yola çıkarak öneriler sunuyor.

Gazeteci Fehmi Koru'nun kaleminden 'Terör Kıskacında Türkiye':

"Halit Esendir dünyada eşi benzeri az bulunacak müthiş meraklı insanlardan biri. Göze hemen batan ilk özelliği 'merak' olan bir insan, fen bilimleri alanında akademik eğitim yaptıktan sonra gazetecilikle tanışırsa ortaya gerçekten ilginç bir bileşim çıkıyor: Gözü açık, kulağı açık, duyduklarını ve gördüklerini sürekli tahlil edip duran bir zihin...

'Terör Kıskacında Türkiye', isminden de anlaşılacağı üzere, Türkiye'nin yakın tarihine başka bir açıdan bakmayı amaçlıyor. Terörü, kendi doğallığı içerisinde ortaya çıkmış bir ifade biçimi olarak değil de bir ülkeyi istenen istikamete doğru çekiştirmenin bir yöntemi olarak görüyor. Ne zaman kendi kanatlarıyla uçmaya kalksa Türkiye, rengi-kokusu-ağırlığıyla temel özellikleri değişse bile karşısına hep terör çıkıyor. Bir ara 'ideolojik' amaçla yapılırken, ya da 'mezhep çatışması' biçiminde kendini gösterirken, daha sonra 'etnik' bir havaya bürünüyor terör; ASALA oluyor, PKK oluyor...

Sonuç aynı: Türkiye karşısına çıkan terör yüzünden savruluyor...

Kitabın tezi, başka ülkelerde ancak romanlara konu yapılabilecek gizemde ayrıntılarla destekleniyor. Verdiği bilgilerin bir bölümünü belleğimizin en arka raflarına ittiğimizi fark ediyoruz; bir bölümüyle ise ilk kez bu kitapta karşılaşıyoruz ve bir tür 'kayıp halka' işlevi görüyor o bilgi... Bazen de, hep gözümüzün önünde olmuş, defalarca üzerinde düşündüğümüz ayrıntılara farklı bir açıdan bakmaya davet ediyor bizi Halit Esendir."

Kitaptan notlar…

Jandarma teşkilatı ikiye ayrılmalı; Sivil jandarma ve askeri jandarma ayrımına gidilmeli

Dış güçlere karşı ülke sınırlarını ve halkını savunması gereken askeri birlikler ülke içinde teröre karşı direkt güç olarak kullanılınca bölge insanına potansiyel terörist gözüyle bakabilmekte, bunun karşılığında bölge halkında da kolaylıkla askeri güçlere ya da bütünüyle askeriyeye karşı bir nefret duygusu uyanmaktadır.

Bu durumda yapılması gereken şey, askeriyenin iç terör olaylarının ilk ve tek muhatabı olarak kullanılmasından vazgeçilmesidir.

MGSB'nde Türk milleti kamplara ayrılmamalı

Ne yazık ki 15 yıl üst düzey gazete yöneticiliği yapmış birisi olarak karşıma çıkan, fakat gizlilik zırhı içerisinde bir türlü açığa çıkarılamayan nice belgeden gördüğüm kadarıyla bu ülkede laikçi ve Atatürkçü olarak ortada gezinenlerden başka hiç kimse potansiyel suçlu olmaktan kurtulamamaktadır.

Türk milleti, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ya da halk arasındaki tabirle gizli kırmızı kitapçık gibi belgelerle veya Batı Çalışma Grubu gibi 'illegal' yapılanmalarla; bölücü, terörist sempatizanı, Alevi, Sünni, ırkçı veya dinci örgüt mensubu, tarikatçı gibi kamplara bölünerek, neredeyse tümü potansiyel suçlu olarak gösterilip devletiyle karşı karşıya getirilmekten kurtarılmalıdır.

Ordunun general kadrolarının sayısı arttırılmalı; Albaylar erken emekliye ayrılmamalı

20 yıl ve daha fazla orduda hizmet veren ve tecrübesinin zirvesine çıkan albay ve kurmay albayların general kadrolarının çok sınırlı olması sebebiyle 50 yaşına gelmeden emekli olmak zorunda kaldığı görülmektedir. Yüksek Askeri Yargı'da ve GATA'da korgeneral ve orgeneral kadroları dahi yoktur. Ordudaki general kadroları 312 sayısından en az 500'e çıkartılmalıdır. General kadrolarının artması ile ordunun daha profesyonel ve demokratik bir yapıya kavuşması sağlanmış olacaktır.

Cumhurbaşkanını halk veya meclis 5+5 formülü ile seçmeli

AB ülkeleri ve çevremizdeki bütün ülkeler ve eski Sovyet bloğu da dâhil Cumhurbaşkanını halkın seçmediği tek ülke maalesef Türkiye kalmıştır. Cumhurbaşkanı seçiminde halkına bu kadar güvenmeyen bir sistem mutlaka değiştirilmelidir.

Mayıs 2007'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ya Anayasa değişikliği yapılarak Çankaya'ya ya temsili hale getirilmeli veyahut da Yarı Başkanlık sistemine göre Cumhurbaşkanı da halk tarafından seçilmelidir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat