20. asrın en önemli düşünürlerinden biri olan P.D. Ouspensky'nin, Aristoteles ve Bacon'a ait olan önceki büyük felsefi sentezlerin bir üçüncüsü olarak sunduğu Tertium Organum, tüm bilgilerin cesurca yeniden düzenlenmesine dayanır. Bu öncelikle bir psikoloji çalışmasıdır, daha spesifik olarak ise yüksek zihnimizin psikolojisidir. Ouspensky için yüksek zihin diyebileceğimiz şey, kişide tamamen yeni bir anlayış biçiminin gelişimini temsil eder. “Dahice bir eser” olarak üne kavuşan bu kitap, dikkat çekici kapsamı ve inceliğiyle bize evrenimizin gerçekte ne kadar uçsuz bucaksız ve tuhaf olduğunu göstermektedir.
Ouspensky, dördüncü boyut kavramını, gerçekliğin ezoterik doğası için genişletilmiş bir metafor olarak kullanır ve dünyamız hakkında sahip olduğumuz varsayımları sorgular. Dünya ve kendimiz hakkındaki bilgimizle ilgili olarak, şayet mümkün olsaydı, hiçbir şeyi veri olarak kabul etmeyip, her şeyi tanım ve kanıt gerektiren unsurlar olarak ele almanın daha ideal olacağı kanaatindedir. Ancak bu durum bizi, bir bilinmeyeni bir başka bilinmeyen üzerinden tanımlamaya zorlayacağı için bir şeylerin bilinen olarak alınması gerektiğini belirtir, o da; içinde yaşadığımız dünyanın varlığı ve kendi içimizdeki bilincin varlığıdır.
Yazar, binlerce yıldır insan aklını hayrete sevk eden uzay, zaman, hareket, nedensellik, özgür irade gibi problemleri ortaya koyar ve bunlara ilişkin çözüm önerilerinde bulunur. Öte yandan elinizdeki bu eser modern bilim ve metafizik, psikoloji ve parapsikoloji, felsefe ve ezoterizm arasında aslında herhangi bir çelişki bulunmadığını da kanıtlamaktadır.