Hayatın, insanların yaşadığı ya da uydurduğu hikâyelerden ve kıssadan hisselerden oluştuğunu ve hatta her insanın bir hikâye olduğunu; o gün, o hikâyeciden başlayan süreçle, yaşam ve yıllar bana öğrett
Batı'dan gelen hikâyecilikten önce, bizde de bir hikâyecilik vardı; ben bunun şahidiyim.
Eğlenme araçları değişen ve eskiden eğlenirken öğrenen halkımız, dinleyerek bilgi edinmekten de uzak düştü.
20. yüzyılın ikinci yarısını yaşayan biri olarak hikâyelerimi yazarken, o yaşlı hikâyecinin anlatırkenki üslûbu, o günkü halk ve iki binli yılların başında üstümüze kâbus gibi çöken küreselleşme belâsı ve müştemilâtı, hafızamda bir yerleri kaşır durur.
Hayatın, insanların yaşadığı ya da uydurduğu hikâyelerden ve kıssadan hisselerden oluştuğunu ve hatta her insanın bir hikâye olduğunu; o gün, o hikâyeciden başlayan süreçle, yaşam ve yıllar bana öğrett
Batı'dan gelen hikâyecilikten önce, bizde de bir hikâyecilik vardı; ben bunun şahidiyim.
Eğlenme araçları değişen ve eskiden eğlenirken öğrenen halkımız, dinleyerek bilgi edinmekten de uzak düştü.
20. yüzyılın ikinci yarısını yaşayan biri olarak hikâyelerimi yazarken, o yaşlı hikâyecinin anlatırkenki üslûbu, o günkü halk ve iki binli yılların başında üstümüze kâbus gibi çöken küreselleşme belâsı ve müştemilâtı, hafızamda bir yerleri kaşır durur.