Tire'ye Safarat Yahudilerinin gelmesiyle demir ferforje kapılar, pencereler ve merdiven korkuluklarının da Tire'de yapı aksesuarı olarak kullanılmasına sebep olmuştur. Çünkü ferforjenin ilk çıktığı yer olarak Avrupa'da İspanya görülmektedir. Bugün bu eserde yer alan kapların 76 80'i 20. yy başlarında Tire'de Yahudi yerleşim bölgesindeydi.
Tire Belediyesi, kapıların dilini çözerek olası bir tahrip veya çalınma durumuna karşı tekrar restore edilmesi için kapıların teknik resimlerini çizdirdi, Tire Tarihi Kapılar adıyla bir kitap hazırladı.
Tarih kokan İzmir'in Tire ilçesi; Rumlar, Yahudiler ve Türklerden kalan tarihi evleriyle de kendine hayran bırakıyor. Tire evlerinin en önemli özelliği tarihe ışık tutan kapıları. Üzerlerindeki tokmakla, kaynak kullanılmadan el emeği ile işlenen sembollerle yıllar önce yaşamış ev sahipleri hakkında ipuçları veren kapılar aracılığı ile, ev sahibinin Rum, Yahudi veya Türk olup olmadığı, hatta askerliğini deniz askeri olarak yapıp yapmadığı bile belli oluyor. Tire Belediyesi, kapıların tarihe ışık tutan dili olduğu düşüncesiyle kültürel varlıkları korumak adına harekete geçti. Tire Tarihi Kapılar adıyla bir kitap hazırlayan belediye, ilçede bulunan tarihi evlere ait kapıları adres adres, kapı numarası kapı numarası tespit etti. Olası bir tahrip veya çalınma durumuna karşı da tekrar restore edilmesi için kapıların teknik resimlerini çizdirdi.
1922'ye kadar Tire'de Rumların, 1970'e kadar Musevilerin yaşadığını belirten Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, “Burada yaşayan kişilerin mimarileri de birbirinden etkilenmiş. Zaman içinde konutlar el değiştirince gelenek Türklere de yerleşmiş ve aynı mimari evlerde egemen olmuş. Kaynak kullanılmadan el emeği ile kapılar yapılmış. Kilolarca ağırlıktaki bu kapıları evlere monte etmişler. Biz de Tire'de mevcut olan bu kapıları adres adres, kapı numarasına kadar tespit ettik ve bunları kitaplaştırdık. Tire'de korunması gereken kültür varlıkları envanterine katkıda bulunduk” dedi.
Evlerin kapılarında çeşitli sembollerin yer aldığını ifade eden Çiçek, “Eğer bu semboller evlerin ilk sahiplerine aitse aslında onların kimliklerini de yansıtıyor. Bir kapıya baktığınızda ‘bu Rumlardan kalmış' veya ‘Yahudilerden kalmış' diyebiliyorsunuz. Kapıların, tokmakların dili var. Eğer ev sahibi askerliğini deniz askeri olarak yapmışsa kapılarda çapa görüyorsunuz. Tire'de deniz olmamasına rağmen kapıya çapa sembolü koymuşlar. Kaybolmasınlar, çalınmasınlar diye, teknik resimlerini de çizdirdik. Fotoğraf kaybolur, kapı yerinden sökülebilir. En azından hangi ölçülerde olduğu elimizde bilgi olsun diye kitap yaptık ama amacımız tabii ki çaldırmamak. Şuan izin olmadan orada tadilat, inşaat yapılamaz” diye konuştu.
Tire'ye Safarat Yahudilerinin gelmesiyle demir ferforje kapılar, pencereler ve merdiven korkuluklarının da Tire'de yapı aksesuarı olarak kullanılmasına sebep olmuştur. Çünkü ferforjenin ilk çıktığı yer olarak Avrupa'da İspanya görülmektedir. Bugün bu eserde yer alan kapların 76 80'i 20. yy başlarında Tire'de Yahudi yerleşim bölgesindeydi.
Tire Belediyesi, kapıların dilini çözerek olası bir tahrip veya çalınma durumuna karşı tekrar restore edilmesi için kapıların teknik resimlerini çizdirdi, Tire Tarihi Kapılar adıyla bir kitap hazırladı.
Tarih kokan İzmir'in Tire ilçesi; Rumlar, Yahudiler ve Türklerden kalan tarihi evleriyle de kendine hayran bırakıyor. Tire evlerinin en önemli özelliği tarihe ışık tutan kapıları. Üzerlerindeki tokmakla, kaynak kullanılmadan el emeği ile işlenen sembollerle yıllar önce yaşamış ev sahipleri hakkında ipuçları veren kapılar aracılığı ile, ev sahibinin Rum, Yahudi veya Türk olup olmadığı, hatta askerliğini deniz askeri olarak yapıp yapmadığı bile belli oluyor. Tire Belediyesi, kapıların tarihe ışık tutan dili olduğu düşüncesiyle kültürel varlıkları korumak adına harekete geçti. Tire Tarihi Kapılar adıyla bir kitap hazırlayan belediye, ilçede bulunan tarihi evlere ait kapıları adres adres, kapı numarası kapı numarası tespit etti. Olası bir tahrip veya çalınma durumuna karşı da tekrar restore edilmesi için kapıların teknik resimlerini çizdirdi.
1922'ye kadar Tire'de Rumların, 1970'e kadar Musevilerin yaşadığını belirten Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, “Burada yaşayan kişilerin mimarileri de birbirinden etkilenmiş. Zaman içinde konutlar el değiştirince gelenek Türklere de yerleşmiş ve aynı mimari evlerde egemen olmuş. Kaynak kullanılmadan el emeği ile kapılar yapılmış. Kilolarca ağırlıktaki bu kapıları evlere monte etmişler. Biz de Tire'de mevcut olan bu kapıları adres adres, kapı numarasına kadar tespit ettik ve bunları kitaplaştırdık. Tire'de korunması gereken kültür varlıkları envanterine katkıda bulunduk” dedi.
Evlerin kapılarında çeşitli sembollerin yer aldığını ifade eden Çiçek, “Eğer bu semboller evlerin ilk sahiplerine aitse aslında onların kimliklerini de yansıtıyor. Bir kapıya baktığınızda ‘bu Rumlardan kalmış' veya ‘Yahudilerden kalmış' diyebiliyorsunuz. Kapıların, tokmakların dili var. Eğer ev sahibi askerliğini deniz askeri olarak yapmışsa kapılarda çapa görüyorsunuz. Tire'de deniz olmamasına rağmen kapıya çapa sembolü koymuşlar. Kaybolmasınlar, çalınmasınlar diye, teknik resimlerini de çizdirdik. Fotoğraf kaybolur, kapı yerinden sökülebilir. En azından hangi ölçülerde olduğu elimizde bilgi olsun diye kitap yaptık ama amacımız tabii ki çaldırmamak. Şuan izin olmadan orada tadilat, inşaat yapılamaz” diye konuştu.