#smrgKİTABEVİ Tom Jones 2 Cilt TAKIM -
Çevirenin ve Linda Bree'nin önsözleri,
Nicholas Hudson'un sonsözü,
Yazar ve dönem kronolojisiyle,
Henry Fielding'in başyapıtı Tom Jones, 18. yüzyıl İngiliz hayatını, soyluları ve namussuzları, aşırılıkları ve erdemleriyle muazzam bir panorama halinde resmediyor. Kapısına bırakıldığı iyi kalpli asilzadenin malikânesinde büyüyen yetim Tom Jones, komşunun ulaşılmaz ve güzel kızı Sophia Western'e vurulur; buna rağmen çapkınlıktan ve köyün kızlarını baştan çıkarmaktan da geri kalmaz. Söz dinlemeyen genç Tom nihayet kapı dışarı edilip gerçek kimliğinin ve alın yazısının peşine düştüğünde, İngiltere'nin kırlarından Londra'ya kadar uzanacak bir serüven de başlamış olur. Yazarı Fielding'in yaşam neşesini bulaştırdığı Tom Jones, neredeyse üç asır sonra bile İngiliz romanının en keyifle okunan, eğlenceli örneklerinden biri.
“Aradan geçen iki yüzyıl Fielding'in gerçekçiliğinden bir şey götürmedi. Mizah anlayışı bizim için, bulunduğumuz asırdaki herhangi bir yazarınkinden daha tanıdıktır.” - Kingsley Amis
YAZAR Henry Fielding 1707'de Somersetshire'de doğdu. Babası general, kız kardeşi Sarah da kendisi gibi yazardı. Yoksul düşen soylu bir aileden geliyordu. Soylu ailelerin okulu bilinen Eton'da okudu. Sonra'da yunan ve latin Edebiyatını okumak üzere Leyden'e gitti. Leyden'de okuduğu sırada ailesinin parasal durumu iyice bozulduğundan, Fieloing eğitimini yarıda bırakıp, İngiltere'ye dönmek zorunda kaldı. Tiyatroya sansür koyan yasa 1737'de yürürlüğe girdikten sonra, sadece tiyatro oyunu yazarak ailesini geçindiremeyeceğini anlayan Fielding, otuz yaşından sonra başladığı hukuk öğrenimini iki buçuk yılda bitirdi. 1740'da baroya girdi ve on yıl içinde Londra'nın en saygı gören yargoçlarından biri oldu.
Bir yandan yargıç olarak, bir yandan da yazar olarak yoğun çalışmaları, kırkına doğru sağlık durumunun bozulmasına, artık ancak koltuk değnekleriyle yürüyebilecek hale gelmesine neden oldu. Daha sıcak bir iklimde biraz iyileşebileceği umuduyla, 1754 yılında Lizbon'a götürüldü ve iki ay sonra da orada öldü.
Çevirenin ve Linda Bree'nin önsözleri,
Nicholas Hudson'un sonsözü,
Yazar ve dönem kronolojisiyle,
Henry Fielding'in başyapıtı Tom Jones, 18. yüzyıl İngiliz hayatını, soyluları ve namussuzları, aşırılıkları ve erdemleriyle muazzam bir panorama halinde resmediyor. Kapısına bırakıldığı iyi kalpli asilzadenin malikânesinde büyüyen yetim Tom Jones, komşunun ulaşılmaz ve güzel kızı Sophia Western'e vurulur; buna rağmen çapkınlıktan ve köyün kızlarını baştan çıkarmaktan da geri kalmaz. Söz dinlemeyen genç Tom nihayet kapı dışarı edilip gerçek kimliğinin ve alın yazısının peşine düştüğünde, İngiltere'nin kırlarından Londra'ya kadar uzanacak bir serüven de başlamış olur. Yazarı Fielding'in yaşam neşesini bulaştırdığı Tom Jones, neredeyse üç asır sonra bile İngiliz romanının en keyifle okunan, eğlenceli örneklerinden biri.
“Aradan geçen iki yüzyıl Fielding'in gerçekçiliğinden bir şey götürmedi. Mizah anlayışı bizim için, bulunduğumuz asırdaki herhangi bir yazarınkinden daha tanıdıktır.” - Kingsley Amis
YAZAR Henry Fielding 1707'de Somersetshire'de doğdu. Babası general, kız kardeşi Sarah da kendisi gibi yazardı. Yoksul düşen soylu bir aileden geliyordu. Soylu ailelerin okulu bilinen Eton'da okudu. Sonra'da yunan ve latin Edebiyatını okumak üzere Leyden'e gitti. Leyden'de okuduğu sırada ailesinin parasal durumu iyice bozulduğundan, Fieloing eğitimini yarıda bırakıp, İngiltere'ye dönmek zorunda kaldı. Tiyatroya sansür koyan yasa 1737'de yürürlüğe girdikten sonra, sadece tiyatro oyunu yazarak ailesini geçindiremeyeceğini anlayan Fielding, otuz yaşından sonra başladığı hukuk öğrenimini iki buçuk yılda bitirdi. 1740'da baroya girdi ve on yıl içinde Londra'nın en saygı gören yargoçlarından biri oldu.
Bir yandan yargıç olarak, bir yandan da yazar olarak yoğun çalışmaları, kırkına doğru sağlık durumunun bozulmasına, artık ancak koltuk değnekleriyle yürüyebilecek hale gelmesine neden oldu. Daha sıcak bir iklimde biraz iyileşebileceği umuduyla, 1754 yılında Lizbon'a götürüldü ve iki ay sonra da orada öldü.