#smrgKİTABEVİ Topkapı Sarayı Haremi: IV. Mehmet Saltanatında, İktidar Sınırlar ve Mimari -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Mas Matbaacılık
Dizi Adı:
Tarih Coğrafya 90
ISBN-10:
9786051051239
Stok Kodu:
1199160656
Boyut:
16x21
Sayfa Sayısı:
303 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
1199160656
546810
Topkapı Sarayı Haremi: IV. Mehmet Saltanatında, İktidar Sınırlar ve Mimari -
Topkapı Sarayı Haremi: IV. Mehmet Saltanatında, İktidar Sınırlar ve Mimari - #smrgKİTABEVİ
0.00
17. yüzyılda Fransız seyyah J. B. Tavernier, Topkapı Sarayını tasvir ederken, hareme ilişkin bilgi vermesinin mümkün olmadığını, zira hareme girmenin neredeyse imkânsız olduğunu söyler. Tavernier'in, fazla görünmediklerini söylediği hareme mensup kadınların etkinlikleri, perde arkasından da olsa hiç küçümsenemeyecek ölçüdeydi ve her biri birer başrol oyuncusuydu.

17. yüzyılda gelişen olayların ve şartların tanıdığı olanaklar ölçüsünde konumları yükselen valide sultanlar her alanda etkinliklerini artırdı. Artık "saray" ve özellikle "harem" siyaset oyununun sahnelendiği yerdi. Bu oyunda sultan başrolden düşmüş, yerini başkaları almıştı.

16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Topkapı Sarayı Haremi ön plana çıkmaya başladı. Özellikle valide sultanların artan siyasi gücünün yanında darüssaade ağalarının siyasi güce kavuşmaları da bunda önemli bir rol oynadı. Ancak Harem'in asıl etkin bir rol oynamaya başlaması, 17. yüzyılın başında şehzadelerin sancaklara gönderilmeyip yerine haremde yaşamaya başlamasıyla oldu. Bu yeni durumla birlikte Osmanlı hanedanı içinde süregelen iktidar oyununun sahnelendiği yer harem oldu.

Yazar Murat Kocaaslan, Topkapı Sarayı haremini ele aldığı bu çalışmasında, Osmanlı hanedanı üyelerinin yaşadığı haremin mimari örgütlenmesini ve kadınların mimariye olası etkilerini, özellikle IV. Mehmed'in saltanat dönemi çerçevesinde tartışıyor.

Bununla birlikte haremdeki mimari örgütlenmenin beraberinde getirdiği "bilinçli" veya "bilinçsiz" olarak oluşturulan sınırlara dikkat çekiyor. Osmanlı hanedan üyelerinin yaşadığı haremde mimari şekillenmenin doğrudan statüyle ilgili olduğunu, bu örgütlenme içinde haremde yaşayan her bir bireyin sınırlarının kesin olarak çizildiğini ve bu sınırların aşılmasına izin verilmediğini ileri sürüyor.

Haremdeki bu sınırların mimariye bire bir uygulandığını ortaya koyuyor. Bu anlamda haremdeki mimari örgütlenmenin sarayın genel mimari örgütlenmesiyle de örtüştüğünü belirtiyor. Dr. Murat Kocaaslan, halen Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde çalışıyor.

17. yüzyılda Fransız seyyah J. B. Tavernier, Topkapı Sarayını tasvir ederken, hareme ilişkin bilgi vermesinin mümkün olmadığını, zira hareme girmenin neredeyse imkânsız olduğunu söyler. Tavernier'in, fazla görünmediklerini söylediği hareme mensup kadınların etkinlikleri, perde arkasından da olsa hiç küçümsenemeyecek ölçüdeydi ve her biri birer başrol oyuncusuydu.

17. yüzyılda gelişen olayların ve şartların tanıdığı olanaklar ölçüsünde konumları yükselen valide sultanlar her alanda etkinliklerini artırdı. Artık "saray" ve özellikle "harem" siyaset oyununun sahnelendiği yerdi. Bu oyunda sultan başrolden düşmüş, yerini başkaları almıştı.

16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Topkapı Sarayı Haremi ön plana çıkmaya başladı. Özellikle valide sultanların artan siyasi gücünün yanında darüssaade ağalarının siyasi güce kavuşmaları da bunda önemli bir rol oynadı. Ancak Harem'in asıl etkin bir rol oynamaya başlaması, 17. yüzyılın başında şehzadelerin sancaklara gönderilmeyip yerine haremde yaşamaya başlamasıyla oldu. Bu yeni durumla birlikte Osmanlı hanedanı içinde süregelen iktidar oyununun sahnelendiği yer harem oldu.

Yazar Murat Kocaaslan, Topkapı Sarayı haremini ele aldığı bu çalışmasında, Osmanlı hanedanı üyelerinin yaşadığı haremin mimari örgütlenmesini ve kadınların mimariye olası etkilerini, özellikle IV. Mehmed'in saltanat dönemi çerçevesinde tartışıyor.

Bununla birlikte haremdeki mimari örgütlenmenin beraberinde getirdiği "bilinçli" veya "bilinçsiz" olarak oluşturulan sınırlara dikkat çekiyor. Osmanlı hanedan üyelerinin yaşadığı haremde mimari şekillenmenin doğrudan statüyle ilgili olduğunu, bu örgütlenme içinde haremde yaşayan her bir bireyin sınırlarının kesin olarak çizildiğini ve bu sınırların aşılmasına izin verilmediğini ileri sürüyor.

Haremdeki bu sınırların mimariye bire bir uygulandığını ortaya koyuyor. Bu anlamda haremdeki mimari örgütlenmenin sarayın genel mimari örgütlenmesiyle de örtüştüğünü belirtiyor. Dr. Murat Kocaaslan, halen Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde çalışıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat