#smrgKİTABEVİ Toplu Şiirler 1. Cilt : Zaman Gergefinde Kitabeler - 2024
“ Şiir, kıskanç mı kıskanç bir sevgilidir. Nazlıdır. Yüzüne gülmezseniz sizi terk eder gider. Peşinden kovalamanız gerekir. Ya da uçurum kenarında açan bir çiçektir. Koparmak isteyen mutlaka o uçurumdan düşme tehlikesi geçirecektir. Ya da yeraltında bilinmeyen bir madendir, değerli bir maden. Elinde dedektörü olmayanın onu bulup çıkarma ihtimali yoktur. Şiir aslında bir süstür, hiç bir gerdana takı olmayan…”
Şair, şiirini kelimeler yoluyla söyler, marifet kılıcıyla keser, tin cevheriyle süsler, duygu terazisiyle tartar, yolu kısaltarak dile getirir ve simgesel nakışlarla örter, imada bulunur, humor mantığıyla ölçer…
Müştehir Karakaya'da şiir, üç önemli temel esas üzerine kuruludur: Birincisi: Cevher, Töz… İkincisi: Aşk… Üçüncüsü ise Kültür birikimi…
Ona göre şiiri kâf dağının ardında aramaya gerek yoktur, şiir gönlümüzün derinliklerinde bir yerde gizlidir, burada arayalım. Onu kalıplarının içinde bulamayanlar “zümrüdü anka”ya da binseler, “çin ü maçin”e de gitseler bulamazlar… Şiir insana bilgi sunmaz. Matematik kuralı gibi değil, deneyle, denemekle çözülemez. Çünkü kesin yargıdan ve tarihi olayları vermekten uzaktır…
Dostlarının deyimiyle: “Şiiri İyiliğe Dönüştüren Adam” için dünya üç şey içindir: “İnanmak, Bilmek ve Sevmek.”
Müştehir Karakaya'nın Mavera dergisiyle başlayan, Kardelen dergisiyle devam eden, Hazan, Beyaz Gemi ve Seyir dergisiyle ivme kazanan şiirleri ilk defa elinizdeki kitap da bir araya getirildi.
Kırk yıllık yazı hayatının en nadide, emek mahsulü Onyedi Şiir Kitabı: “Kerbela ey Kerbela, Oralarda Bir Yerde Yüreğimi Bırakıp Gelmiştim, İstanbul Sokakları, Ebced, Epopeler, Kır Çiçeklerinin Ağıtı, Gece Sağanakları, Yalnızlık Gridir Biraz, Düşlerden Aldım Adımı, Canana Şiirler, Canın Notasız Son Şarkıları, Araf Şiirleri, Kapılar Söylenceler Nirvana Yolcuları, Zilzal Manifestosu, Sessiz Şiirler, Yel, İhtiyar Şairin Ezgisi…” ilk kez 3 Cild halinde okuyucusuyla buluşuyor… Muhakkak ki her birinin ayrı bir hikâyesi var… Metropolde Bir Kelebek gibi…
“ Şiir, kıskanç mı kıskanç bir sevgilidir. Nazlıdır. Yüzüne gülmezseniz sizi terk eder gider. Peşinden kovalamanız gerekir. Ya da uçurum kenarında açan bir çiçektir. Koparmak isteyen mutlaka o uçurumdan düşme tehlikesi geçirecektir. Ya da yeraltında bilinmeyen bir madendir, değerli bir maden. Elinde dedektörü olmayanın onu bulup çıkarma ihtimali yoktur. Şiir aslında bir süstür, hiç bir gerdana takı olmayan…”
Şair, şiirini kelimeler yoluyla söyler, marifet kılıcıyla keser, tin cevheriyle süsler, duygu terazisiyle tartar, yolu kısaltarak dile getirir ve simgesel nakışlarla örter, imada bulunur, humor mantığıyla ölçer…
Müştehir Karakaya'da şiir, üç önemli temel esas üzerine kuruludur: Birincisi: Cevher, Töz… İkincisi: Aşk… Üçüncüsü ise Kültür birikimi…
Ona göre şiiri kâf dağının ardında aramaya gerek yoktur, şiir gönlümüzün derinliklerinde bir yerde gizlidir, burada arayalım. Onu kalıplarının içinde bulamayanlar “zümrüdü anka”ya da binseler, “çin ü maçin”e de gitseler bulamazlar… Şiir insana bilgi sunmaz. Matematik kuralı gibi değil, deneyle, denemekle çözülemez. Çünkü kesin yargıdan ve tarihi olayları vermekten uzaktır…
Dostlarının deyimiyle: “Şiiri İyiliğe Dönüştüren Adam” için dünya üç şey içindir: “İnanmak, Bilmek ve Sevmek.”
Müştehir Karakaya'nın Mavera dergisiyle başlayan, Kardelen dergisiyle devam eden, Hazan, Beyaz Gemi ve Seyir dergisiyle ivme kazanan şiirleri ilk defa elinizdeki kitap da bir araya getirildi.
Kırk yıllık yazı hayatının en nadide, emek mahsulü Onyedi Şiir Kitabı: “Kerbela ey Kerbela, Oralarda Bir Yerde Yüreğimi Bırakıp Gelmiştim, İstanbul Sokakları, Ebced, Epopeler, Kır Çiçeklerinin Ağıtı, Gece Sağanakları, Yalnızlık Gridir Biraz, Düşlerden Aldım Adımı, Canana Şiirler, Canın Notasız Son Şarkıları, Araf Şiirleri, Kapılar Söylenceler Nirvana Yolcuları, Zilzal Manifestosu, Sessiz Şiirler, Yel, İhtiyar Şairin Ezgisi…” ilk kez 3 Cild halinde okuyucusuyla buluşuyor… Muhakkak ki her birinin ayrı bir hikâyesi var… Metropolde Bir Kelebek gibi…