Birinci Dünya Savaşı'ndan Mütareke ve işgal yıllarına uzanan dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ile beraber, onun çok dilli-çok kültürlü sakinlerinin de hayatlarının dramatik bir şekilde altüst olmasına tanıklık etti. Yakın zaman önce, Toplumsal Tarih'in 302. ve 304. sayılarında, bu dönemin devlet-toplum ilişkilerinden kamu politikalarına ve toplumsal cinsiyet rejimine kadar birçok alanda ne derece köklü değişimlere yol açtığını tartışan kapsamlı dosya konularına yer vermiştik. Aralık sayımızda da yine bu dönemi, bu sefer bir ailenin serüveni üzerinden ele alan bir dosya sunuyoruz.
Lorans Tanatar Baruh ve Erol Ülker tarafından hazırlanan dosya, Osmanlı'nın modernleşme sürecine ve tarih sahnesinden çekilmesine tanıklık eden Köpe ailesinin bugüne dek itinayla korunmuş kişisel arşivine dayanıyor. Dosyamıza konu olan arşivde bulunan ciltler dolusu anı, karikatürler, fotoğraflar, görüntü ve ses kayıtları, hem Osmanlı ve Avusturya- Macaristan diplomatik ilişkilerinin gündelik hayata nasıl yansıdığını gösteriyor hem de imparatorluktan ulus devlete geçiş sürecinde sıradan insanların kimliklerinin ve aidiyetlerinin ne derece değişken olabildiğine bir örnek sunuyor. Köpe ailesinin arşivlerindeki bu zengin malzemeden hazırlanan sergiyi 27 Aralık tarihine kadar SALT Beyoğlu'nda görmeniz de mümkün.
Dosya dışındaki sayfalarda yer alan Selim S. Kuru, İrvin Cemil Schick ve Laura Weinstein'ın makalesi, 18. yüzyıla ait bir “iş başvurusu” mektubunun ilginç serüvenini inceliyor. Ali Akyıldız'ın makalesi ise günümüzde çok tartışılan bir konu olan yeni doğan bebekler için yapılan şaşalı kutlamaların tarihi kökenlerine dair, II. Abdülaziz'in doğumu nedeniyle haremde yapılan törenlere giderek, ilginç bir örnek sunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Gentile Bellini tarafından yapıldığı düşünülen ve Fatih Sultan Mehmet'i başka bir kişi ile resmeden portresini satın alarak Türkiye'ye getirmesi geçen yazın en çok tartışılan konularından biri oldu. Samet Budak'ın makalesi hem bu ikili portrenin macerasını hem de konu hakkında tarihçiler arasındaki bitmek bilmez tartışmaların tarihini ele alıyor. Azerbeycan ve Ermenistan arasında 30 yıldır devam eden çatışmaların ve savaşların konusu olan Karabağ sorununun tarihsel kökenlerine dair bir söyleşiyi de yine bu sayımızda bulabilirsiniz. 2021'in ilk sayısında, 1921 Anayasası'nın 100. yılı vesilesiyle hazırladığımız özel bir dosyayla tekrar görüşmek dileğiyle..