Foucault ve Deleuze-Guattari çevirileri, Baudrillard ve Lyotard'ın "postmodern" döneme bakışları siyasi olarak da sivil toplumcu olarak başlayan ve daha sonra ulusalcılar tarafından "İkinci Cumhuriyetçiler" olarak adlandırılan bir dönemde ortaya çıkan sanatsal hareket; çünkü azınlık hakları, sivilleşme, liberal kuramsal siyaset, küreselleşmeyle birlikte uluslar-aşırılan bir sanatsal ve ekonomik ortam, özel televizyonların ve radyoların getirdiği yeni özgürlük ortamı ve de bu anlamda alçak ve yüksek sanatların arasındaki hiyerarşinin zayıflayıp gitgide kopmaya başlaması -ki bu sonuç olarak popüler kültürün egemenliği altına giren bir yüksek sanatı da beraberinde getirdi- bütün bunlar İstanbul dinamiğinin içinde başlayıp sonradan daha bölgesel adlarla anılmaya başlayan bir güncel sanat hareketinin içinde gelişen olaylar.
Şener Özmen bu olayları yaşadığı şekliyle, içinde bulunduğu haliyle inceliyor ve analiz ediyor. Kimi kez eleştirel, kimi kez de dönemin öznel şahitliğini de yapmakta, bu anlamda tarihi bir belge niteliğine bürünmekte ve karakteriyle bir "kullanım değeri" oluşturmakta. - Ali Akay
Foucault ve Deleuze-Guattari çevirileri, Baudrillard ve Lyotard'ın "postmodern" döneme bakışları siyasi olarak da sivil toplumcu olarak başlayan ve daha sonra ulusalcılar tarafından "İkinci Cumhuriyetçiler" olarak adlandırılan bir dönemde ortaya çıkan sanatsal hareket; çünkü azınlık hakları, sivilleşme, liberal kuramsal siyaset, küreselleşmeyle birlikte uluslar-aşırılan bir sanatsal ve ekonomik ortam, özel televizyonların ve radyoların getirdiği yeni özgürlük ortamı ve de bu anlamda alçak ve yüksek sanatların arasındaki hiyerarşinin zayıflayıp gitgide kopmaya başlaması -ki bu sonuç olarak popüler kültürün egemenliği altına giren bir yüksek sanatı da beraberinde getirdi- bütün bunlar İstanbul dinamiğinin içinde başlayıp sonradan daha bölgesel adlarla anılmaya başlayan bir güncel sanat hareketinin içinde gelişen olaylar.
Şener Özmen bu olayları yaşadığı şekliyle, içinde bulunduğu haliyle inceliyor ve analiz ediyor. Kimi kez eleştirel, kimi kez de dönemin öznel şahitliğini de yapmakta, bu anlamda tarihi bir belge niteliğine bürünmekte ve karakteriyle bir "kullanım değeri" oluşturmakta. - Ali Akay