#smrgSAHAF Türban ve Kariyer: Evden İşe Bizden Bireye -
Sabah gazetesi editörlerinden Metin Sever, Timaş tarafından yayınlanan kitabı Türban ve Kariyer'de, başörtülü kadınların kamusal alan serüvenini farklı bir açıdan ele alıyor.
Yıllardır Doğu-Batı, gelenek-modernite, laiklik-İslamcılık, ilericilik-gericilik karşıtlığı ekseninde yürütülen tartışmalarda, en önemli referans noktası olarak, daima kadının toplumsal konumu üzerinde duruldu. Hatta kadının kamusal yaşama katılması, çalışması, görünürlük kazanması ve giderek özgürleşmesi bu tartışmaların esasını teşkil etti. Kadının başının açık olması, kılık kıyafeti, Batı tarzı eğitim alması, mesleki kariyer edinmesi, laik-modernist anlayış açısından çağdaşlığın neredeyse en temel ölçütü oldu.
Ve bu arada ıskalanan bir şey vardı. Türban ve kadın konuları, kutuplaşmanın her iki ucu tarafından da indirgemeci bir bakışla ele alınıyordu. Türbanlı kadın, bir kesim için sadece mağduriyetinin altı çizilen bir "mağdur"du; diğer kesim içinse türbanıyla kamusal alanda var olma talebinde direnen bir "sorun kaynağı."
Türban ve Kariyer, türbanlı kadınları bir başarı öznesi olarak ele alan ilk kitap. Metin Sever, "türbanlı kadın" olgusunu bu cenderenin içinden çıkarıp farklı bir yere taşıyor. Özlem Albayrak, Nihal Bengisu Karaca, Fatma Bostan Ünsal, Ayşe Böhürler, Emine Eroğlu, Merve Kavakçı, Mehtap Kayaoğlu ve Havva Sula gibi, kamusal alanda başarı ve görünürlük kazanmış kadınlara yönelttiği sorularla İslamcı kadınların kamusal alan serüvenini, modernite ve gelenek karşısındaki duruşlarını, değişen gündelik hayat pratiklerini, cemaat yapılanması içinde kuvvet kazanan biz'den ben'e, yani daha bireysel bir hayat algısına doğru yol alan bilinç akışını, İslamcı kadın hareketinin kendi içinde geçirdiği dönüşümleri ortaya seriyor.
Kitabın son bölümünde 70'lerde ve 80'lerde İslami hareketin taşıyıcısı olmuş kadınlarla bugünkü kuşağın benzeştiği ve ayrıştığı noktaların mukayeseli analizinin yapıldığı sayfalar ve kitabın bütününe hakim olan anlamacı, analitik bakış dikkat çekici.
Sabah gazetesi editörlerinden Metin Sever, Timaş tarafından yayınlanan kitabı Türban ve Kariyer'de, başörtülü kadınların kamusal alan serüvenini farklı bir açıdan ele alıyor.
Yıllardır Doğu-Batı, gelenek-modernite, laiklik-İslamcılık, ilericilik-gericilik karşıtlığı ekseninde yürütülen tartışmalarda, en önemli referans noktası olarak, daima kadının toplumsal konumu üzerinde duruldu. Hatta kadının kamusal yaşama katılması, çalışması, görünürlük kazanması ve giderek özgürleşmesi bu tartışmaların esasını teşkil etti. Kadının başının açık olması, kılık kıyafeti, Batı tarzı eğitim alması, mesleki kariyer edinmesi, laik-modernist anlayış açısından çağdaşlığın neredeyse en temel ölçütü oldu.
Ve bu arada ıskalanan bir şey vardı. Türban ve kadın konuları, kutuplaşmanın her iki ucu tarafından da indirgemeci bir bakışla ele alınıyordu. Türbanlı kadın, bir kesim için sadece mağduriyetinin altı çizilen bir "mağdur"du; diğer kesim içinse türbanıyla kamusal alanda var olma talebinde direnen bir "sorun kaynağı."
Türban ve Kariyer, türbanlı kadınları bir başarı öznesi olarak ele alan ilk kitap. Metin Sever, "türbanlı kadın" olgusunu bu cenderenin içinden çıkarıp farklı bir yere taşıyor. Özlem Albayrak, Nihal Bengisu Karaca, Fatma Bostan Ünsal, Ayşe Böhürler, Emine Eroğlu, Merve Kavakçı, Mehtap Kayaoğlu ve Havva Sula gibi, kamusal alanda başarı ve görünürlük kazanmış kadınlara yönelttiği sorularla İslamcı kadınların kamusal alan serüvenini, modernite ve gelenek karşısındaki duruşlarını, değişen gündelik hayat pratiklerini, cemaat yapılanması içinde kuvvet kazanan biz'den ben'e, yani daha bireysel bir hayat algısına doğru yol alan bilinç akışını, İslamcı kadın hareketinin kendi içinde geçirdiği dönüşümleri ortaya seriyor.
Kitabın son bölümünde 70'lerde ve 80'lerde İslami hareketin taşıyıcısı olmuş kadınlarla bugünkü kuşağın benzeştiği ve ayrıştığı noktaların mukayeseli analizinin yapıldığı sayfalar ve kitabın bütününe hakim olan anlamacı, analitik bakış dikkat çekici.