#smrgSAHAF Türk Bahçeleri -

Basıldığı Matbaa:
Milli Eğitim Basımevi
Dizi Adı:
Türk Sanat Eserleri Dizisi: 1
Stok Kodu:
1199039135
Boyut:
25x35
Sayfa Sayısı:
376 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1976
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199039135
425168
Türk Bahçeleri -
Türk Bahçeleri - #smrgSAHAF
0.00
Bu araştırmanın ele alındığı ve tamamlandığı 1930 ile 1940 seneleri arasındaki devrede, İstanbul ve civarı, sakinlerinin yüzyıllar boyunca yarattığı ve hele içinde bulunduğu doğal güzellikleri henüz kaybetmemişti. Bahçe ve peyzaj bakımından eski önemli eserler ve sitler yok olmuş, yerleri metruktu. Fakat bu yerler el'an mevcuttu, ve hatta üzerlerinde geçmişe ait bazı izler de taşıyorlardı. Yapılan resim, çekilen fotoğrafların çoğu bu zamandan kalmadır. Tanınmış bahçelerin yerleri belirli, mesirelerin ekserisinde hayat vardı.

(…)

Bundan sonraki harp senelerinde fazlasıyla ağaç kesildi. Alemdağı, Tokat, Vidos asırlık ağaçlarının çoğunu yitirdi. Fakat bütün bunlar bu bölgeleri, bu cennet gibi güzel doğayı bekleyen tufan ve afetin yanında ne imişki! Bu afet ilk defa imar namı altında kendini gösterdi. Bu uğurda nice yeşillikler, nice güzellikler yok edildi. Fakat bu varlık ve güzelliklere ölüm darbesini vuran kontrolsüz nüfus hücumu oldu. Gece kondular başlangıçta hakikaten gecekondu idi. Şimdi aleniyete kavuşmuşlardı. Spekülasyon bunların gerisinde kalmadı. Bir yağmadır oldu. Sanki başka bir milletin evlatları çıkageldi. Taş üstünde taş kalmadı. Mezar taşı, Nişantaşı, Aynataşı… hiç biri kurtulamadı. Ağaçlar aynı akibete uğradılar. Nice asırlık çınarlar yok oldu. Bu senelerde mesirelerde yağmaya uğradı. Semtler isimlerini kayıp ettiler, eski varlıkları unutuldu. Yerlerine “tepeli” bir takım yerler türedi.”

(...)

Bu kitapta yayınlanan eser ve sitlerin çoğunluğu yok olmuş veya tanınmaz hale gelmiştir. bunların yok olup unutulmadan burada tesbit edilmiş olmaları belki bir teselli sayılabilir. Yazar için eserine keskin bir mana veriyor: dokümanter belge olmak. Bu kitap başka bir şey öğretemezse, hiç olmazsa eski bir aile albümü ödevini görebilir.

Bu araştırmanın ele alındığı ve tamamlandığı 1930 ile 1940 seneleri arasındaki devrede, İstanbul ve civarı, sakinlerinin yüzyıllar boyunca yarattığı ve hele içinde bulunduğu doğal güzellikleri henüz kaybetmemişti. Bahçe ve peyzaj bakımından eski önemli eserler ve sitler yok olmuş, yerleri metruktu. Fakat bu yerler el'an mevcuttu, ve hatta üzerlerinde geçmişe ait bazı izler de taşıyorlardı. Yapılan resim, çekilen fotoğrafların çoğu bu zamandan kalmadır. Tanınmış bahçelerin yerleri belirli, mesirelerin ekserisinde hayat vardı.

(…)

Bundan sonraki harp senelerinde fazlasıyla ağaç kesildi. Alemdağı, Tokat, Vidos asırlık ağaçlarının çoğunu yitirdi. Fakat bütün bunlar bu bölgeleri, bu cennet gibi güzel doğayı bekleyen tufan ve afetin yanında ne imişki! Bu afet ilk defa imar namı altında kendini gösterdi. Bu uğurda nice yeşillikler, nice güzellikler yok edildi. Fakat bu varlık ve güzelliklere ölüm darbesini vuran kontrolsüz nüfus hücumu oldu. Gece kondular başlangıçta hakikaten gecekondu idi. Şimdi aleniyete kavuşmuşlardı. Spekülasyon bunların gerisinde kalmadı. Bir yağmadır oldu. Sanki başka bir milletin evlatları çıkageldi. Taş üstünde taş kalmadı. Mezar taşı, Nişantaşı, Aynataşı… hiç biri kurtulamadı. Ağaçlar aynı akibete uğradılar. Nice asırlık çınarlar yok oldu. Bu senelerde mesirelerde yağmaya uğradı. Semtler isimlerini kayıp ettiler, eski varlıkları unutuldu. Yerlerine “tepeli” bir takım yerler türedi.”

(...)

Bu kitapta yayınlanan eser ve sitlerin çoğunluğu yok olmuş veya tanınmaz hale gelmiştir. bunların yok olup unutulmadan burada tesbit edilmiş olmaları belki bir teselli sayılabilir. Yazar için eserine keskin bir mana veriyor: dokümanter belge olmak. Bu kitap başka bir şey öğretemezse, hiç olmazsa eski bir aile albümü ödevini görebilir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat