Eşine âşık bir kağanın kişiliğinde yiğitlik, cesaret, devlet, millet, töre, aşk ve bilgelik gibi kavramların gerçekanlamlarını görecek, taşlara kazıdığı sözleriyle çağları aşan çığlıklarını duyacaksınız. Bilge Kağan halkına hesap verirken sözlerini neden taşlara kazıdı? Onun mirası neydi? Cevaplarla birlikte bugüne dair çok şey bulacaksınız bu romanda... Hükümdar, Zamanın Oğlu, Kutlu Dağlar Ülkesi romanlarından alışık olduğunuz coşkulu anlatımıyla, Mustafa Çevik'in kaleminden...
"Bilgelik güneşini ateşleyen, kötülükleri şimşek gibi yakan, çığ gibi büyüyen halkını toplayan, güneyden esen sert rüzgârlar gibi enginleri coşturan, düşmanın üzerine ezelî kuvvetin kızgın bozkurdu gibi şiddetle atılan, kaya gibi sağlam, töre gibi temiz, ölüme aldırmayan, sevdiğinin göğsüne yattığında tir tir titreyen erdemli kağanlarının buyruğunda bir halk. Özgür ruhlu, Tanrı'dan aldıkları ilhamla ve imanla kaderin cilvelerine aldırmadan, karanlığın, kötülüklerin pençesinden kurtulmuş, hayalden gerçeğe dönüşen mutlu hayatlarına, barışın saadetine sımsıkı tutunmuş bozkıra hükmediyorlardı."
Eşine âşık bir kağanın kişiliğinde yiğitlik, cesaret, devlet, millet, töre, aşk ve bilgelik gibi kavramların gerçekanlamlarını görecek, taşlara kazıdığı sözleriyle çağları aşan çığlıklarını duyacaksınız. Bilge Kağan halkına hesap verirken sözlerini neden taşlara kazıdı? Onun mirası neydi? Cevaplarla birlikte bugüne dair çok şey bulacaksınız bu romanda... Hükümdar, Zamanın Oğlu, Kutlu Dağlar Ülkesi romanlarından alışık olduğunuz coşkulu anlatımıyla, Mustafa Çevik'in kaleminden...
"Bilgelik güneşini ateşleyen, kötülükleri şimşek gibi yakan, çığ gibi büyüyen halkını toplayan, güneyden esen sert rüzgârlar gibi enginleri coşturan, düşmanın üzerine ezelî kuvvetin kızgın bozkurdu gibi şiddetle atılan, kaya gibi sağlam, töre gibi temiz, ölüme aldırmayan, sevdiğinin göğsüne yattığında tir tir titreyen erdemli kağanlarının buyruğunda bir halk. Özgür ruhlu, Tanrı'dan aldıkları ilhamla ve imanla kaderin cilvelerine aldırmadan, karanlığın, kötülüklerin pençesinden kurtulmuş, hayalden gerçeğe dönüşen mutlu hayatlarına, barışın saadetine sımsıkı tutunmuş bozkıra hükmediyorlardı."