^#smrgSAHAF Türk Dili Tarihi 2 Cilt TAKIM -

Yüzyıllardanberi çeşitli gelişme devrelrei geçiren ve birçok tarihî sebeplerle geniş coğrafik sahalara yığılma mecburiyetinde kalan Türk dilini:, eldeki malzemeye rağmen, henüz layıkile ihata etmek imkanı elde edilememiş gibidir. Tarihi gelişmesindeki birçok amiller, çağına göre Türk dilini, yaygın- bulunduğu sahanın resmî devlet ve yazı dili, devrine göre ise durgun ve fazla ilerlemiyen bir unsur olarak kalmaya mecbur etmiştir. Bu yüzden Türk dilinin gelişme ve ilerileme devreleri, bütün isteklerimize ve elimizdeki zengin denebilecek malzeme ve araştırma bolluğuna rağmeıı, eşit şartlar altında inceleme imkânlarına malik bulunmamaktadır. Bilhassa gelişmesi hakkında, maalesef hiçbir ip ucu bulunamayan eski tarihî devreler için geleneğe dayanarak pregramatikal metotla, bazı isabetli ve isabetsiz fikirler ileri sürülebilinmekte ise de, söylenenler şimdilik faraziye sınırlarını, aşmamaktadır. Üstelik, tarih boyunca akma geleneğine sıkı sıkı bağlı kalan Türk halk ve boylarının birleşme ve dağılma eğintileri, ister istemez Türk dilini de, aynı sebeplerle, yeni yeni edebî veya canlı lehçe, şive ve ağızlara ayrılmaya, parçalanmaya kadar götürmüştür. Türk dili için çok ağır basan bir nokta teşkil eden bu hususiyet, daima göz önünde tutulmuş ve bu yüzden Türk dili gelişme meseleleri eserde, hep Türklük tarihi ile beraber, kül halinde incelenmiş ve araştırılmıştır

Konunun araştırılmasındaki bütün zorluklara ve sahanın ihmaline rağmen, Fakültemiz Türk dili ve edebiyatı bölümü öğrencilerinin gerek bugünkü öğrenci, gerek yarınki öğretici durumlarında, üzerinde önemle durmaları gereken Türklük tarihine dair, velev anahatlarile olsun, ellerinde bir kılavuzun bulundurulması, fikrimizce, hocalarına düşen bir vazife olsa gerektir. İşbu gaye ile eser kaleme alınarak meslektaşlarımızın hem öğrenme ve hem öğretme yolundaki vazifelerinin kolaylaştırılması cihetine gidilmiştir. Şunu da açıkça söylüyeyim ki, şimdiye kadar böyle bir metot ve sistemle, Türk dili tarihi ve grameri bir çatı altında ele alınmamıştır. Ve eser bu yönden, kendine mahsus bir özellik taşımaktadır. (Önsözden)