#smrgSAHAF Türk Edebiyatı Tarihi 4 Cilt TAKIM - 2007
Edebiyatı türlerin gelişim ve değişimine, yeni türlerin kullanımına ve hatta din, alfabe ve coğrafya değişimlerine göre değerlendirmek edebiyat tarihi yazarlarının belirli kriterleri olmuştur. Bu kriterleri temel alan Türk edebiyatı tarihi araştırmacıları, özellikle de İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ve İslamiyet'ten sonraki Türk edebiyatı gibi sınırları birdenbire koparan bir tasnifi esas almışlardır. Yeniden bir edebiyat tarihi yazmak neyi değiştirir? Varolan bilgileri tekrar etmek okura ne kazandırır? Bu soruları ve amacı göz önünde tutan Türk Edebiyatı Tarihi, editörleri varolanı farklı algılayış biçimleriyle değerlendirerek klasik edebiyat tarihi yazma anlayışından uzaklaşmışlardır.
Nihat Sami Banarlı'nın 2 ciltlik eserinin önsözünde belirttiği "Türk edebiyatı tarihinin tek bir imza tarafından değil, bir heyet tarafından hazırlanabilir genişlikte" olması dileği aslında yol gösterici bir açılımdır. Bu nedenle Bilkent Üniversitesi öncülüğünde yürütülen ve Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen projenin hazırlanma amacını genel editör Talat Sait Halman eserin sunuşunda şu şekilde özetlemektedir: "Bu uzun ömürlü, geniş kapsamlı, çok çeşitli edebiyatın doğuşundan günümüze kadar serüvenini inceleyen bir tarih çalışması zorunlu olmuştu. XIX. Yüzyıl sonlarından beri bu konuda değişik açılardan başarılı birçok eser yayımlandığı doğrudur. Bunların çoğu öncü ve özgün, daha sonrakilerin, bazıları da birbirinin tekrarı gibiydi. Hemen hepsinin belirgin yanı, edebiyatı anlatmaktan pek öteye geçmemesiydi. Oysa artık gerekli olan, Türk edebiyatının oluşumunu yorumsal, eleştirel yöntemlerle değerlendirmekti." İşte bu noktadan hareketle kitapta Türk edebiyatında olanı göstermekten ziyade eleştirel ve yorumsal okumalarla okura sunma kaygısı ön plana çıkar.
Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan Türk Edebiyatı Tarihi, 4 ciltten oluşmaktadır. 88 yazarın 127 yazıyla katkıda bulunduğu bu dev eser, Türk edebiyatının yüzyılın başından beri tam ve yeterli bir kaynak oluşturma kaygısını dindirme yolunda büyük bir adımdır. Eserin editörlüğünü üstlenen Talat Sait Halman, Osman Horata, Yakup Çelik, Nurettin Demir, Ramazan Korkmaz ve M. Öcal Oğuz akademik disiplin ve ciddiyetiyle bilim dünyasına çok sayıda eserler kazandırmış bilim adamlarımızdır.
Türk Edebiyatı Tarihi kronolojik bir sıra ile düzenlenmiş olup edebiyat biliminin temel çizgileri/ ana hatları konunun uzmanları tarafından titizlikle kaleme alınmıştır.
Eserin 1. cildi; genel editör Talat Sait Halman'ın "'Türk Edebiyatı Tarihi'ni sunarken" başlıklı yazısı, editörler'in "Sunuş" yazısı, "Kısaltmalar" ve yazım ilkelerinin ardından "Giriş" bölümü yer almaktadır. Giriş bölümünde Peter B. Golden'in "Türkler: Kökenleri ve yayılma alanları", Lars Johanson'un "Türk dili" adlı yazılarıyla temellendirilen çalışmanın ilk cildi 4 ana başlıktan oluşmaktadır. I. Bölüm: Epik Dönem başlığı altında destanlar, II. Bölüm: Erken Dönem başlığı altında Türk dilinin tarihi gelişimi hakkında bilgiler sunulmuştur. III. Bölüm: Osmanlı Dönemi Türk edebiyatına (XIII. Yüzyıl- 1860) giriş: Sosyal ve kuramsal bağlam başlığı altında Osmanlı dönemi Türk edebiyatının gelişimi üzerinde durulmuştur. IV. Bölüm: Batı Türk yazı dili temelinde yeni yapılanmaya doğru: Klasik Öncesi Dönem (XIII. yüzyıl-1453) başlığı altında ise Osmanlı dönemi dil ve edebiyatının Anadolu'daki görünümü ele alınmıştır.
2. cilt, iki ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden ilki olan V. Bölüm: Devletten İmparatorluğa: Klasik Dönem (1453-1800) ana başlığı altında İlk Klasik Dönem (1453-1600), Klasik estetikte yeni yönelişler: Orta Klasik Dönem (1600-1700) ve Klasik estetikte hazan rüzgârları: Son Klasik Dönem (1700-1800) alt ana başlıklarının ardından VI. Bölüm: Klasik Sonrası (1800-1860) yer almaktadır. V. Bölümde Osmanlı klasik edebiyatının ve bunun yanı sıra gelişen halk edebiyatının gelişim süreci değerlendirilmiştir. VI. Bölümde ise Tanzimat öncesi sancılı bir dönem geçiren edebi dünyamızın özel yönleri incelenmiştir.
3. cilt; 1860 sonrası Osmanlının sosyo-kültürel ve estetik temelleri üzerine kurulmuş ve VII. Bölüm: Yenileşme Dönemi veya Osmanlı Modernleşmesi (1860-1923) ana başlığı altında yeni türlerle ve batıya dönük yüzüyle gelişen Osmanlı edebiyatı üzerinde durulmuştur.
4. cilt; Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatını VIII. Bölüm: Cumhuriyet Dönemi (1923- XX1. yüzyıl) üst başlığı altında Şiir, Tiyatro, Roman ve Öykü türlerini ara başlık olarak seçip bu türlerin gelişimini sunmuştur. Özellikle bu bölümde Türk Edebiyatı tarihinin 21. yüzyıla kadar getirilmesinin yanı sıra yeni türlerin, yeni yazarların, yeni akımların ışığında ele alınması bu eserin önemli bir özelliklerinden birisi. Eserin sonunda yer alan Ekler bölümündeki Türk Edebiyatı kronolojisi, Genel Kaynakça, Yazarlar-editörler ve Dizin bölümü ile çalışma tamamlanmıştır. Özellikle Türk Edebiyatı kronolojisi adlı bölüm bir edebiyat tarihi çalışmasının kendisinden önceki süreci özetlemesi, belirli ve özel anları vurgulaması bakımından önemlidir.
Eskinin tekrarı olmaktan kurtulan bu dev çalışma, edebiyatın aslında farklı noktalardan değerlendirilmesine olan ihtiyacımızı gözler önüne sermiştir. Bununla birlikte Peter B. Golden, Lars Johanson, Walter G. Andrews, Sigrid Kleinmichel, Christine Woodhead yazılarıyla edebiyatımızın yabancıların gözünden tanımamızı sağlamıştır. Bununla birlikte Türk dilinin ve edebiyatının her alanının uzmanı tarafından değerlendirilmesi eserin bilgi ve yorum bakımından mükemmele yaklaşımını sağlamıştır. Elbette dört ciltlik eserin farklı yazarlar tarafından yazılması üslup birliği oluşturmaması bakımından dikkat çekici olmakla birlikte aynı yazarın dört cilt eser yazsa bile üslup farklılığına düşeceği gerçeği yanında bunun ne denli bir kusur sayılacağı tartışılır. Farklı bakış açılarının zenginliğini Türk edebiyatı tarihini yazmada birleştiren bu eser, özellikle yapılan özgün yorumlar ve analitik çözümlemelerle öne çıkmaktadır.
Türk edebiyatının asırlar süren birikimi ne kadar yazılsa ne kadar yorumlansa eksik kalan yönler olacaktır. Bununla birlikte bu eser alandaki bir çok eksiği dolduracak niteliktedir. Özellikle edebiyat okurlarına yorumsamacı ve eleştirel yaklaşım tarzı ile daha önce yayınlanmış edebiyat tarihlerinden farklı bir tat sunacaktır.
Çalışmanın yabancı dillere de çevrilerek yayınlanması Türk edebiyatını yalnızca Oryantalistlerin gözüyle gören içinde yararlı verecektir. - M. Fatih KANTER - Bilig Dergisi'nden.
Edebiyatı türlerin gelişim ve değişimine, yeni türlerin kullanımına ve hatta din, alfabe ve coğrafya değişimlerine göre değerlendirmek edebiyat tarihi yazarlarının belirli kriterleri olmuştur. Bu kriterleri temel alan Türk edebiyatı tarihi araştırmacıları, özellikle de İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ve İslamiyet'ten sonraki Türk edebiyatı gibi sınırları birdenbire koparan bir tasnifi esas almışlardır. Yeniden bir edebiyat tarihi yazmak neyi değiştirir? Varolan bilgileri tekrar etmek okura ne kazandırır? Bu soruları ve amacı göz önünde tutan Türk Edebiyatı Tarihi, editörleri varolanı farklı algılayış biçimleriyle değerlendirerek klasik edebiyat tarihi yazma anlayışından uzaklaşmışlardır.
Nihat Sami Banarlı'nın 2 ciltlik eserinin önsözünde belirttiği "Türk edebiyatı tarihinin tek bir imza tarafından değil, bir heyet tarafından hazırlanabilir genişlikte" olması dileği aslında yol gösterici bir açılımdır. Bu nedenle Bilkent Üniversitesi öncülüğünde yürütülen ve Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen projenin hazırlanma amacını genel editör Talat Sait Halman eserin sunuşunda şu şekilde özetlemektedir: "Bu uzun ömürlü, geniş kapsamlı, çok çeşitli edebiyatın doğuşundan günümüze kadar serüvenini inceleyen bir tarih çalışması zorunlu olmuştu. XIX. Yüzyıl sonlarından beri bu konuda değişik açılardan başarılı birçok eser yayımlandığı doğrudur. Bunların çoğu öncü ve özgün, daha sonrakilerin, bazıları da birbirinin tekrarı gibiydi. Hemen hepsinin belirgin yanı, edebiyatı anlatmaktan pek öteye geçmemesiydi. Oysa artık gerekli olan, Türk edebiyatının oluşumunu yorumsal, eleştirel yöntemlerle değerlendirmekti." İşte bu noktadan hareketle kitapta Türk edebiyatında olanı göstermekten ziyade eleştirel ve yorumsal okumalarla okura sunma kaygısı ön plana çıkar.
Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanan Türk Edebiyatı Tarihi, 4 ciltten oluşmaktadır. 88 yazarın 127 yazıyla katkıda bulunduğu bu dev eser, Türk edebiyatının yüzyılın başından beri tam ve yeterli bir kaynak oluşturma kaygısını dindirme yolunda büyük bir adımdır. Eserin editörlüğünü üstlenen Talat Sait Halman, Osman Horata, Yakup Çelik, Nurettin Demir, Ramazan Korkmaz ve M. Öcal Oğuz akademik disiplin ve ciddiyetiyle bilim dünyasına çok sayıda eserler kazandırmış bilim adamlarımızdır.
Türk Edebiyatı Tarihi kronolojik bir sıra ile düzenlenmiş olup edebiyat biliminin temel çizgileri/ ana hatları konunun uzmanları tarafından titizlikle kaleme alınmıştır.
Eserin 1. cildi; genel editör Talat Sait Halman'ın "'Türk Edebiyatı Tarihi'ni sunarken" başlıklı yazısı, editörler'in "Sunuş" yazısı, "Kısaltmalar" ve yazım ilkelerinin ardından "Giriş" bölümü yer almaktadır. Giriş bölümünde Peter B. Golden'in "Türkler: Kökenleri ve yayılma alanları", Lars Johanson'un "Türk dili" adlı yazılarıyla temellendirilen çalışmanın ilk cildi 4 ana başlıktan oluşmaktadır. I. Bölüm: Epik Dönem başlığı altında destanlar, II. Bölüm: Erken Dönem başlığı altında Türk dilinin tarihi gelişimi hakkında bilgiler sunulmuştur. III. Bölüm: Osmanlı Dönemi Türk edebiyatına (XIII. Yüzyıl- 1860) giriş: Sosyal ve kuramsal bağlam başlığı altında Osmanlı dönemi Türk edebiyatının gelişimi üzerinde durulmuştur. IV. Bölüm: Batı Türk yazı dili temelinde yeni yapılanmaya doğru: Klasik Öncesi Dönem (XIII. yüzyıl-1453) başlığı altında ise Osmanlı dönemi dil ve edebiyatının Anadolu'daki görünümü ele alınmıştır.
2. cilt, iki ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden ilki olan V. Bölüm: Devletten İmparatorluğa: Klasik Dönem (1453-1800) ana başlığı altında İlk Klasik Dönem (1453-1600), Klasik estetikte yeni yönelişler: Orta Klasik Dönem (1600-1700) ve Klasik estetikte hazan rüzgârları: Son Klasik Dönem (1700-1800) alt ana başlıklarının ardından VI. Bölüm: Klasik Sonrası (1800-1860) yer almaktadır. V. Bölümde Osmanlı klasik edebiyatının ve bunun yanı sıra gelişen halk edebiyatının gelişim süreci değerlendirilmiştir. VI. Bölümde ise Tanzimat öncesi sancılı bir dönem geçiren edebi dünyamızın özel yönleri incelenmiştir.
3. cilt; 1860 sonrası Osmanlının sosyo-kültürel ve estetik temelleri üzerine kurulmuş ve VII. Bölüm: Yenileşme Dönemi veya Osmanlı Modernleşmesi (1860-1923) ana başlığı altında yeni türlerle ve batıya dönük yüzüyle gelişen Osmanlı edebiyatı üzerinde durulmuştur.
4. cilt; Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatını VIII. Bölüm: Cumhuriyet Dönemi (1923- XX1. yüzyıl) üst başlığı altında Şiir, Tiyatro, Roman ve Öykü türlerini ara başlık olarak seçip bu türlerin gelişimini sunmuştur. Özellikle bu bölümde Türk Edebiyatı tarihinin 21. yüzyıla kadar getirilmesinin yanı sıra yeni türlerin, yeni yazarların, yeni akımların ışığında ele alınması bu eserin önemli bir özelliklerinden birisi. Eserin sonunda yer alan Ekler bölümündeki Türk Edebiyatı kronolojisi, Genel Kaynakça, Yazarlar-editörler ve Dizin bölümü ile çalışma tamamlanmıştır. Özellikle Türk Edebiyatı kronolojisi adlı bölüm bir edebiyat tarihi çalışmasının kendisinden önceki süreci özetlemesi, belirli ve özel anları vurgulaması bakımından önemlidir.
Eskinin tekrarı olmaktan kurtulan bu dev çalışma, edebiyatın aslında farklı noktalardan değerlendirilmesine olan ihtiyacımızı gözler önüne sermiştir. Bununla birlikte Peter B. Golden, Lars Johanson, Walter G. Andrews, Sigrid Kleinmichel, Christine Woodhead yazılarıyla edebiyatımızın yabancıların gözünden tanımamızı sağlamıştır. Bununla birlikte Türk dilinin ve edebiyatının her alanının uzmanı tarafından değerlendirilmesi eserin bilgi ve yorum bakımından mükemmele yaklaşımını sağlamıştır. Elbette dört ciltlik eserin farklı yazarlar tarafından yazılması üslup birliği oluşturmaması bakımından dikkat çekici olmakla birlikte aynı yazarın dört cilt eser yazsa bile üslup farklılığına düşeceği gerçeği yanında bunun ne denli bir kusur sayılacağı tartışılır. Farklı bakış açılarının zenginliğini Türk edebiyatı tarihini yazmada birleştiren bu eser, özellikle yapılan özgün yorumlar ve analitik çözümlemelerle öne çıkmaktadır.
Türk edebiyatının asırlar süren birikimi ne kadar yazılsa ne kadar yorumlansa eksik kalan yönler olacaktır. Bununla birlikte bu eser alandaki bir çok eksiği dolduracak niteliktedir. Özellikle edebiyat okurlarına yorumsamacı ve eleştirel yaklaşım tarzı ile daha önce yayınlanmış edebiyat tarihlerinden farklı bir tat sunacaktır.
Çalışmanın yabancı dillere de çevrilerek yayınlanması Türk edebiyatını yalnızca Oryantalistlerin gözüyle gören içinde yararlı verecektir. - M. Fatih KANTER - Bilig Dergisi'nden.