#smrgKİTABEVİ Türk Sinema Tarihi -
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Sinema
ISBN-10:
9789751029584
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Boyut:
21x28
Sayfa Sayısı:
854 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
598,50
Havale/EFT ile:
580,55
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199150061
536221
https://www.simurgkitabevi.com/turk-sinema-tarihi-1
Türk Sinema Tarihi - #smrgKİTABEVİ
598.50
Fikret Hakan, edebiyat öğretmeni Gaffar Hoca (Güney) ve Hemşire Fatma Belkıs Hanım'ın oğlu olarak 23 Nisan 1934'te Balıkesir'de dünyaya geldi. Bumin Gaffar Çıtanak olan adını sinemaya başlayınca değiştirdi. Annesi ile son durağın İstanbul olacağı bir Anadolu turundan sonra (Bursa, Eskişehir) edebiyata olan ilgisi sayesinde gazeteciliğe başladı. 1952 yılında Abdi İpekçi'nin yazı işleri müdürlüğünü yaptığı İstanbul Ekspres gazetesinde öyküleri yayımlandı. Ses Tiyatrosu'nda Üç Güvercin Opereti'nde palyaço olarak sahneye çıktığında daha 16 yaşındadır. Fikret Hakan, oyunculuk konusunda kendisini geliştirmeye çalışırken; tiyatro dışında sinemanın da imkânlar sunacağının farkına varmıştır. Yaş olarak daha 20'lerine gelmemiş bir gencin hevesli çabaları yansımalarını bulmakta gecikmeyecektir. Kendi tanımlamasıyla üç sıçrayış yapar: "Bab-ı âli'ye, Pera'ya, sonra da sinemaya." Fikret Hakan bu üçlü sıçrayış serüveninde 204 film, 28 televizyon dizisi, 3 şiir, 2 hikâye, bir araştırma kitabı ve 1 roman ile entelektüel yönden en donanımlı Türk oyuncularından biri olarak öne çıkmıştır. Fikret Hakan hem yıldız olarak, hem de karakter oyunculuğu ile her zaman var olmayı başarması açısından, Türk Sinema Tarihi'nde kendine özel bir kariyer oluşturmuştur. Aktör, "Hollywood star sistemi"nde uygulandığı gibi bir yıldız projesi değildir. Ancak dış görünüşü ve karizması ile sinemaya uygun bir aura'ya sahiptir. Köy delikanlısı, kent ezilmişi ya da zengin işadamı gibi geniş bir yelpazede, farklı rollerde seyirci karşısına çıkmıştır. Kendisine yapıştırılan bir "yıldız imgesi" yoktur. Ancak güç rollerin aranan oyuncusu olmuştur. Türk Sinemasının toplumsal gerçekçilik döneminin önemli filmlerinin birçoğunda Fikret Hakan başroldedir. Fikret Hakan'ın oyunculuk kariyeri 1952 tarihli Köprüaltı Çocukları ile başlar. Bu filmin öncesinde 1950'de tiyatro ile tanışır. Ses Tiyatrosu, Çığır Sahne, Cep Tiyatrosu, Küçük Sahne, Oraloğlu Saat 6 Tiyatrosu, kurucusu olduğu Sahne 8 ve Fikret Hakan Tiyatrosu gibi tiyatrolarda 1980'lerin sonuna kadar sahneye çıkar. Fikret Hakan'ın asıl çıkışı, 13'ü uğurlu rakamı olarak belirlemesine yol açan, 1955 tarihli, 13. filmi olan "Beyaz Mendil"dir. Sinema oyunculuğunun yanı sıra çeşitli edebiyat dergilerinde öykü ve şiirler yazmaya devam eden Fikret Hakan, daha sonra öykülerini Tellâk Ali kitabında bir araya getirdi. Ayrıca; İnce Müzikli Otobüsler, İmbikli Duvar ve Siyah Işık (toplu şiirler) isimli şiir kitapları, Hamalın Uşakları ve Joe Brico Masumdur (toplu öyküler) isimli iki hikâye kitabı, henüz yayımlanmamış Günahkârlar Rıhtımı adlı bir romanı Türk Sinema Tarihi adlı bir araştırma-inceleme kitabı bulunmaktadır. 1965'de 2. Antalya Film Festivali'nde Keşanlı Ali Destanı ile, l. İzmir Film Şenliği'nde yine aynı filmiyle, 1968'deki 5. Antalya Film Festivali'nde Ölüm Tarlası'yla, 1971'deki 8. Antalya Film Festivali'nde Hasret'le En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı. Ayrıca 1993'teki 30. Antalya Film Festivali'nde Yalancı'yla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü ve aynı yıl Adana Film Festivali'nde aynı film ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu armağanını aldı. 1994'te Çasod En İyi Oyuncu Armağanını Gerilla filmi ile kazandı. 1995'te 7. İzmir Uluslararası Film Festivali'nde sinemaya katkılarından dolayı Altın Artemis Ödülüne layık görüldü. Ayrıca 2002'de Ankara Sinematek Derneği Siyad (Sinema Yazarları Derneği), 2005'te Sadri Alışık Vakfı ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından onur ödülleri verildi. 1984'te Tercüman Gazetesi'nin En İyi Erkek Tiyatro Oyuncusu ödülünü Zorba ile aldı. Ayrıca oyuncuya 1998 yılında Devlet Sanatçısı ünvanı verildi. 2009 yılında Türk Sinemasına film oyuncusu ve yönetmen olarak hizmet vermesinin yanında, tiyatro ve edebiyat alanına yazar, şair, senarist, eleştirmen; basın dünyasına gazeteci, eğitim dünyasına öğretim elemanı olarak önemli katkıları ve sanatçılığı ile de Türk insanının kalbinde taht kurması nedeniyle Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı'nda fahri doktora derecesi aldı. Fikret Hakan sinemada; saf, temiz, çoğunlukla kıstırılmış Anadolu insanını başarıyla canlandırdı. Çevirdiği 204 filmi arasında başlıcaları şunlardır: Beyaz Mendil, Ak Altın, Gelinin Muradı, Kamelyalı Kadın, Dokuz Dağın Efesi, Üç Arkadaş, Yılanların Öcü, Karanlıkta Uyananlar, Keşanlı Ali Destanı, Bitmeyen Yol, Buzlar Çözülmeden, Ölüm Tarlası, Murad'ın Türküsü, Toprağın Kanı, Paralı Askerler, Köprü, Sürgün, Demiryolu, Toprağın Teri, Yalancı, Gerilla, Eğreti Gelin ve Umut. Fikret Hakan en fazla çizgi üstü, düzeyli filmde oynayan oyuncu olarak tarihe geçti. Dönemin işçisinin, göçerinin, mülkiyet konusunda ezilen köylüsünün yüzü oldu. 1950'lerde yeni olgunlaşmaya başlayan ve adını alan Türk Sinemasının, Yeşilçam'ın, daima yeni kalan oyuncularından olmayı başardı. Bir oyuncunun sansür, ekonomik zorluklar, piyasada var olabilme gibi konularla mücadelesini Fikret Hakan'ın oyunculuk serüveninde okumak mümkündür. Eskimeyen Yeşilçamlı Fikret Hakan, Türk Sinemasının çeşitli hallerine tanıklık ederken; sinema, tiyatro, şiir, öykü, roman gibi farklı alanlarda kendini ifade etmeye çalışan bir sinemacının da mücadele öyküsünün öznesi olarak alınmayı hak eden, önemli bir isim olarak adını tarihe yazdırdı. -Doç.Dr. Nigâr Pösteki-
Fikret Hakan, edebiyat öğretmeni Gaffar Hoca (Güney) ve Hemşire Fatma Belkıs Hanım'ın oğlu olarak 23 Nisan 1934'te Balıkesir'de dünyaya geldi. Bumin Gaffar Çıtanak olan adını sinemaya başlayınca değiştirdi. Annesi ile son durağın İstanbul olacağı bir Anadolu turundan sonra (Bursa, Eskişehir) edebiyata olan ilgisi sayesinde gazeteciliğe başladı. 1952 yılında Abdi İpekçi'nin yazı işleri müdürlüğünü yaptığı İstanbul Ekspres gazetesinde öyküleri yayımlandı. Ses Tiyatrosu'nda Üç Güvercin Opereti'nde palyaço olarak sahneye çıktığında daha 16 yaşındadır. Fikret Hakan, oyunculuk konusunda kendisini geliştirmeye çalışırken; tiyatro dışında sinemanın da imkânlar sunacağının farkına varmıştır. Yaş olarak daha 20'lerine gelmemiş bir gencin hevesli çabaları yansımalarını bulmakta gecikmeyecektir. Kendi tanımlamasıyla üç sıçrayış yapar: "Bab-ı âli'ye, Pera'ya, sonra da sinemaya." Fikret Hakan bu üçlü sıçrayış serüveninde 204 film, 28 televizyon dizisi, 3 şiir, 2 hikâye, bir araştırma kitabı ve 1 roman ile entelektüel yönden en donanımlı Türk oyuncularından biri olarak öne çıkmıştır. Fikret Hakan hem yıldız olarak, hem de karakter oyunculuğu ile her zaman var olmayı başarması açısından, Türk Sinema Tarihi'nde kendine özel bir kariyer oluşturmuştur. Aktör, "Hollywood star sistemi"nde uygulandığı gibi bir yıldız projesi değildir. Ancak dış görünüşü ve karizması ile sinemaya uygun bir aura'ya sahiptir. Köy delikanlısı, kent ezilmişi ya da zengin işadamı gibi geniş bir yelpazede, farklı rollerde seyirci karşısına çıkmıştır. Kendisine yapıştırılan bir "yıldız imgesi" yoktur. Ancak güç rollerin aranan oyuncusu olmuştur. Türk Sinemasının toplumsal gerçekçilik döneminin önemli filmlerinin birçoğunda Fikret Hakan başroldedir. Fikret Hakan'ın oyunculuk kariyeri 1952 tarihli Köprüaltı Çocukları ile başlar. Bu filmin öncesinde 1950'de tiyatro ile tanışır. Ses Tiyatrosu, Çığır Sahne, Cep Tiyatrosu, Küçük Sahne, Oraloğlu Saat 6 Tiyatrosu, kurucusu olduğu Sahne 8 ve Fikret Hakan Tiyatrosu gibi tiyatrolarda 1980'lerin sonuna kadar sahneye çıkar. Fikret Hakan'ın asıl çıkışı, 13'ü uğurlu rakamı olarak belirlemesine yol açan, 1955 tarihli, 13. filmi olan "Beyaz Mendil"dir. Sinema oyunculuğunun yanı sıra çeşitli edebiyat dergilerinde öykü ve şiirler yazmaya devam eden Fikret Hakan, daha sonra öykülerini Tellâk Ali kitabında bir araya getirdi. Ayrıca; İnce Müzikli Otobüsler, İmbikli Duvar ve Siyah Işık (toplu şiirler) isimli şiir kitapları, Hamalın Uşakları ve Joe Brico Masumdur (toplu öyküler) isimli iki hikâye kitabı, henüz yayımlanmamış Günahkârlar Rıhtımı adlı bir romanı Türk Sinema Tarihi adlı bir araştırma-inceleme kitabı bulunmaktadır. 1965'de 2. Antalya Film Festivali'nde Keşanlı Ali Destanı ile, l. İzmir Film Şenliği'nde yine aynı filmiyle, 1968'deki 5. Antalya Film Festivali'nde Ölüm Tarlası'yla, 1971'deki 8. Antalya Film Festivali'nde Hasret'le En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı. Ayrıca 1993'teki 30. Antalya Film Festivali'nde Yalancı'yla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü ve aynı yıl Adana Film Festivali'nde aynı film ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu armağanını aldı. 1994'te Çasod En İyi Oyuncu Armağanını Gerilla filmi ile kazandı. 1995'te 7. İzmir Uluslararası Film Festivali'nde sinemaya katkılarından dolayı Altın Artemis Ödülüne layık görüldü. Ayrıca 2002'de Ankara Sinematek Derneği Siyad (Sinema Yazarları Derneği), 2005'te Sadri Alışık Vakfı ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından onur ödülleri verildi. 1984'te Tercüman Gazetesi'nin En İyi Erkek Tiyatro Oyuncusu ödülünü Zorba ile aldı. Ayrıca oyuncuya 1998 yılında Devlet Sanatçısı ünvanı verildi. 2009 yılında Türk Sinemasına film oyuncusu ve yönetmen olarak hizmet vermesinin yanında, tiyatro ve edebiyat alanına yazar, şair, senarist, eleştirmen; basın dünyasına gazeteci, eğitim dünyasına öğretim elemanı olarak önemli katkıları ve sanatçılığı ile de Türk insanının kalbinde taht kurması nedeniyle Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı'nda fahri doktora derecesi aldı. Fikret Hakan sinemada; saf, temiz, çoğunlukla kıstırılmış Anadolu insanını başarıyla canlandırdı. Çevirdiği 204 filmi arasında başlıcaları şunlardır: Beyaz Mendil, Ak Altın, Gelinin Muradı, Kamelyalı Kadın, Dokuz Dağın Efesi, Üç Arkadaş, Yılanların Öcü, Karanlıkta Uyananlar, Keşanlı Ali Destanı, Bitmeyen Yol, Buzlar Çözülmeden, Ölüm Tarlası, Murad'ın Türküsü, Toprağın Kanı, Paralı Askerler, Köprü, Sürgün, Demiryolu, Toprağın Teri, Yalancı, Gerilla, Eğreti Gelin ve Umut. Fikret Hakan en fazla çizgi üstü, düzeyli filmde oynayan oyuncu olarak tarihe geçti. Dönemin işçisinin, göçerinin, mülkiyet konusunda ezilen köylüsünün yüzü oldu. 1950'lerde yeni olgunlaşmaya başlayan ve adını alan Türk Sinemasının, Yeşilçam'ın, daima yeni kalan oyuncularından olmayı başardı. Bir oyuncunun sansür, ekonomik zorluklar, piyasada var olabilme gibi konularla mücadelesini Fikret Hakan'ın oyunculuk serüveninde okumak mümkündür. Eskimeyen Yeşilçamlı Fikret Hakan, Türk Sinemasının çeşitli hallerine tanıklık ederken; sinema, tiyatro, şiir, öykü, roman gibi farklı alanlarda kendini ifade etmeye çalışan bir sinemacının da mücadele öyküsünün öznesi olarak alınmayı hak eden, önemli bir isim olarak adını tarihe yazdırdı. -Doç.Dr. Nigâr Pösteki-
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.