“Benim sinema, toplum ve şehir arasındaki karşılıklı ilişkiyi ve etkileşimi yorumlarken başvuracağım anahtar kavram ‘arabesk' olacaktır. Arabesk de sinema gibi bir şehir olgusudur, şehirlerde ortaya çıkmış bir popüler kültürdür.
“1990'larda başlayan ve benim ‘yenilikçi' olarak adlandırdığım sinemamızın modern yönetmenleri, örneğin Tabutta Röveşata, Kasaba, Güneşe Yolculuk gibi filmlerde ‘arabesk'i ustaca kullanarak modern imgeler yaratmış ve Türk sinemasının modernleşme deneyimine ivme kazandırmışlardır.”
(arka kapaktan)
“Benim sinema, toplum ve şehir arasındaki karşılıklı ilişkiyi ve etkileşimi yorumlarken başvuracağım anahtar kavram ‘arabesk' olacaktır. Arabesk de sinema gibi bir şehir olgusudur, şehirlerde ortaya çıkmış bir popüler kültürdür.
“1990'larda başlayan ve benim ‘yenilikçi' olarak adlandırdığım sinemamızın modern yönetmenleri, örneğin Tabutta Röveşata, Kasaba, Güneşe Yolculuk gibi filmlerde ‘arabesk'i ustaca kullanarak modern imgeler yaratmış ve Türk sinemasının modernleşme deneyimine ivme kazandırmışlardır.”
(arka kapaktan)