Avrupa Birliği'nde Türkiye'nin tam adaylık sürecinin başlatılmasıyla birlikte, bir taraftan Türklerin Müslüman ve Doğulu olmalarını, diğer taraftan Türkler ve Avrupalılar arasındaki tarihî savaşları, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için engel olarak gösteren Avrupalıların sayısında ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Bu artış, Türkiye'nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiği Avrupalılaşmanın bile, Avrupalıların Türklere ilişkin oryantalist tavır ve inançlarını yıkamadığına kanıt olur niteliktedir. Türkiye karşıtı tutum sergileyen Avrupalılar, geçmişte ve özellikle de 19. yüzyılda Türklere atfedilen oryantalist önyargı ve imgelerin bilincaltından bilinçyüzeyine çıkarılması uğraşısı ve çabasını göstermektedirler. Çünkü biliyorlar ki, önyargıları ve bilinçaltındaki toplumsal imgeleri kullanmak suretiyle kitleler çok kolay harekete geçirilebilmektedir. Ancak şu bir gerçek ki, olumlu seyreden ilişkilerin gerçeklerden uzak ve yapay bir şekilde olumsuzlaştırılması, her şeyden önce ulusların tarihinde büyük toplumsal yaralar açmakta ve her geçen gün bu yaraları sarmak daha da zorlaşmaktadır. (Arka kapaktan)
Avrupa Birliği'nde Türkiye'nin tam adaylık sürecinin başlatılmasıyla birlikte, bir taraftan Türklerin Müslüman ve Doğulu olmalarını, diğer taraftan Türkler ve Avrupalılar arasındaki tarihî savaşları, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için engel olarak gösteren Avrupalıların sayısında ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Bu artış, Türkiye'nin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiği Avrupalılaşmanın bile, Avrupalıların Türklere ilişkin oryantalist tavır ve inançlarını yıkamadığına kanıt olur niteliktedir. Türkiye karşıtı tutum sergileyen Avrupalılar, geçmişte ve özellikle de 19. yüzyılda Türklere atfedilen oryantalist önyargı ve imgelerin bilincaltından bilinçyüzeyine çıkarılması uğraşısı ve çabasını göstermektedirler. Çünkü biliyorlar ki, önyargıları ve bilinçaltındaki toplumsal imgeleri kullanmak suretiyle kitleler çok kolay harekete geçirilebilmektedir. Ancak şu bir gerçek ki, olumlu seyreden ilişkilerin gerçeklerden uzak ve yapay bir şekilde olumsuzlaştırılması, her şeyden önce ulusların tarihinde büyük toplumsal yaralar açmakta ve her geçen gün bu yaraları sarmak daha da zorlaşmaktadır. (Arka kapaktan)