Kitapta; bu “tez” ve “teori”nin neden yaratıldığı, ne gibi fonksiyonları karşılamak için geliştirildiği sorunlarından çok, bu ideolojiye temel olan düşüncelerin, toplantı ve konferansların, yazıların vs. bilim yöntemi ile ne dereceye kadar ilişkili olduğunu kritik ediyor.
Bilimde; doğrunun ölçütü olgulardır. Kişiler doğrunun ölçütü değildir. Bir ırkı ve ulusu övmek bilim yöntemiyle bağdaşmaz. Katı, şüphesiz ve eleştirilmez hiçbir şey olamaz ve her şeye her zaman şüphe ile yaklaşmak bilimsel yöntemin gereğidir. Bilim olgulara, gerçek somuta ve nesnel gerçeğe dayanır.
Bilgi teorisinin kavramları; hükümete, devlete, ulusa, kişi veya kişilere vs. “laik olan”, “olmayan” gibi ahlak teorisinin kavramları ile ele alamaz ve aynılaştıramaz.
Bu eserde; “bilimsel” diye sunulan ve Türk Devleti'nin resmi ideolojisini içeren “Türk Tarih Tezi”'nin edebiyat, kültür, siyaset, eğitim ve toplumsal yaşama nasıl yansıtıldığını ve ne kadar bilimden uzaklaştırılmış olduğunu göreceğiz.
Kitap, Türk Tarih Tezi, “Güneş Dil Teorisi”nin geliştirildiği sıralarda, ‘Türk Devleti'nin iç ve dış politikadaki gelişmeleri ve bağlantılarının ne durumda olduğu?' sorusuna cevap arayarak; “tez” ve “teori”nin siyasi hedefler için yaratıldığına işaret etmektedir.
İsmail Beşikci; bu eserinde, ele aldığı “tez”in kongrelerle adım adım nasıl şekillendirildiğini ve “Güneş Dil Teorisi” ile iç içe işlendiğini ele alır. Türk dilinin, tarihinin diğer diller üzerinde; ırkçı, şoven, sömürgeci ve dil kırımcı, egemen bir siyaset ile otokton halkları, uzun süreli bir jenosit uygulamasına tabi tutmayı izah ediyor. “Tez” ve “teori”nin siyasi hedefinin, Türk ve İslam olmayan her kesimin olduğunun sonucunu tespit ederek, bir vasıta olarak nasıl “katı zafere” vardırıldığının, tarih bilinci ve bilimsel yöntem ile eleştirisi sunulmaktadır.
Sonuç olarak; ‘Türk Tarih Tezi', “Güneş Dil Teorisi”nin Kürdler görüşü ne idi? Faşist, askeri bürokratik ve sömürgeci siyasetin ihtiyacı ve ‘resmi ideoloji' olarak ifade edilen Kemalizm'in bugüne kadar sürdürülmüş olunmasının ipuçlarını vermektedir.
Kitapta; ‘Türk Tarih Tezi', “Güneş Dil Teorisi”nin ana hatları, tarihsel kaynakları ortaya konarak, bilim yöntemiyle eleştiriye tabii tutulmuştur.
İsmail Beşikci'ye saygı, okura dostlukla!..
Kitapta; bu “tez” ve “teori”nin neden yaratıldığı, ne gibi fonksiyonları karşılamak için geliştirildiği sorunlarından çok, bu ideolojiye temel olan düşüncelerin, toplantı ve konferansların, yazıların vs. bilim yöntemi ile ne dereceye kadar ilişkili olduğunu kritik ediyor.
Bilimde; doğrunun ölçütü olgulardır. Kişiler doğrunun ölçütü değildir. Bir ırkı ve ulusu övmek bilim yöntemiyle bağdaşmaz. Katı, şüphesiz ve eleştirilmez hiçbir şey olamaz ve her şeye her zaman şüphe ile yaklaşmak bilimsel yöntemin gereğidir. Bilim olgulara, gerçek somuta ve nesnel gerçeğe dayanır.
Bilgi teorisinin kavramları; hükümete, devlete, ulusa, kişi veya kişilere vs. “laik olan”, “olmayan” gibi ahlak teorisinin kavramları ile ele alamaz ve aynılaştıramaz.
Bu eserde; “bilimsel” diye sunulan ve Türk Devleti'nin resmi ideolojisini içeren “Türk Tarih Tezi”'nin edebiyat, kültür, siyaset, eğitim ve toplumsal yaşama nasıl yansıtıldığını ve ne kadar bilimden uzaklaştırılmış olduğunu göreceğiz.
Kitap, Türk Tarih Tezi, “Güneş Dil Teorisi”nin geliştirildiği sıralarda, ‘Türk Devleti'nin iç ve dış politikadaki gelişmeleri ve bağlantılarının ne durumda olduğu?' sorusuna cevap arayarak; “tez” ve “teori”nin siyasi hedefler için yaratıldığına işaret etmektedir.
İsmail Beşikci; bu eserinde, ele aldığı “tez”in kongrelerle adım adım nasıl şekillendirildiğini ve “Güneş Dil Teorisi” ile iç içe işlendiğini ele alır. Türk dilinin, tarihinin diğer diller üzerinde; ırkçı, şoven, sömürgeci ve dil kırımcı, egemen bir siyaset ile otokton halkları, uzun süreli bir jenosit uygulamasına tabi tutmayı izah ediyor. “Tez” ve “teori”nin siyasi hedefinin, Türk ve İslam olmayan her kesimin olduğunun sonucunu tespit ederek, bir vasıta olarak nasıl “katı zafere” vardırıldığının, tarih bilinci ve bilimsel yöntem ile eleştirisi sunulmaktadır.
Sonuç olarak; ‘Türk Tarih Tezi', “Güneş Dil Teorisi”nin Kürdler görüşü ne idi? Faşist, askeri bürokratik ve sömürgeci siyasetin ihtiyacı ve ‘resmi ideoloji' olarak ifade edilen Kemalizm'in bugüne kadar sürdürülmüş olunmasının ipuçlarını vermektedir.
Kitapta; ‘Türk Tarih Tezi', “Güneş Dil Teorisi”nin ana hatları, tarihsel kaynakları ortaya konarak, bilim yöntemiyle eleştiriye tabii tutulmuştur.
İsmail Beşikci'ye saygı, okura dostlukla!..