Genelde 'Yahudi-İspanyolcası (Ladino) Basın' olarak da adlandırılabilecek gazete ve dergilere, Osmanlı İmparatorluğu'nda Sefaradların yaşadığı birçok yörede (Eski Yugoslavya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Mısır, Filistin) olduğu gibi, bir Osmanlı Sefarad cemaatinin örgütlendiği Viyana'da ve Osmanlı'dan göç eden Türk Yahudilerinin yerleştiği ABD, Fransa ve İsrail'de de rastlanmaktadır.
Bu konu ile ilgili araştırmalar, Türk Yahudileri Tarihi'nin birçok tematik konusuna oranla daha zengindir. Ancak, 'Yahudi-İspanyolcası Basın'nın özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gelişimini ayrıntıları ile toparlayan ve bu anıtın mimarları olan fedakâr gazetecilerin yaşam bilgilerini derleyen Türkçe bir eserden mahrumuz.
Yüz yetmiş üç yıl içinde yayınlanan gazete ve dergilerin, özetle de olsa, kuruluş amaçlarını, içeriklerini, sorunlarını kapsayan anlatımını bir başlık altında toplamanın artık zamanı gelmiştir, diye düşünüyorum. Söz konusu bu çalışmanın yanı sıra, bu yayınların mimarlarını, fedakâr yayıncı, yönetici, başyazar ve yazarlarının yaşam öykülerini de olanaklar oranında derleyerek, Türk Yahudiliğinin kültür mirası envanterine ekleyip gelecek kuşaklara emanet etmek toplumsal değerbilirlik borcumuzdur…
Naim A. Güleryüz
(Tanıtım Bülteninden)
Genelde 'Yahudi-İspanyolcası (Ladino) Basın' olarak da adlandırılabilecek gazete ve dergilere, Osmanlı İmparatorluğu'nda Sefaradların yaşadığı birçok yörede (Eski Yugoslavya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Mısır, Filistin) olduğu gibi, bir Osmanlı Sefarad cemaatinin örgütlendiği Viyana'da ve Osmanlı'dan göç eden Türk Yahudilerinin yerleştiği ABD, Fransa ve İsrail'de de rastlanmaktadır.
Bu konu ile ilgili araştırmalar, Türk Yahudileri Tarihi'nin birçok tematik konusuna oranla daha zengindir. Ancak, 'Yahudi-İspanyolcası Basın'nın özellikle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gelişimini ayrıntıları ile toparlayan ve bu anıtın mimarları olan fedakâr gazetecilerin yaşam bilgilerini derleyen Türkçe bir eserden mahrumuz.
Yüz yetmiş üç yıl içinde yayınlanan gazete ve dergilerin, özetle de olsa, kuruluş amaçlarını, içeriklerini, sorunlarını kapsayan anlatımını bir başlık altında toplamanın artık zamanı gelmiştir, diye düşünüyorum. Söz konusu bu çalışmanın yanı sıra, bu yayınların mimarlarını, fedakâr yayıncı, yönetici, başyazar ve yazarlarının yaşam öykülerini de olanaklar oranında derleyerek, Türk Yahudiliğinin kültür mirası envanterine ekleyip gelecek kuşaklara emanet etmek toplumsal değerbilirlik borcumuzdur…
Naim A. Güleryüz
(Tanıtım Bülteninden)