Türkçenin Sıklık Sözlüğü şu iki bölümden oluşmaktadır: Giriş ve Sözlük. Giriş bölümünün başında ters sözlüklerin tarihçesi, bunların özellikleri hakkında kısa bilgiler verilmekte ve asıl araştırma Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü üzerine yoğunlaşmaktadır. Burada Türk dilinin fonetik, morfolojik yapısına ilişkin istatistik araştırmalar bulunmaktadır. Elde edilen veriler türlü tablolarda karşılaştırılmalı olarak gösterilmiştir. Sözlük bölümü üç farklı diziden oluşmaktadır: Ters Alfabetik Dizin, Sıklık Dizini ve Alfabetik Dizin. Ters Alfabetik Dizin veya Ters Sözlük (kelime biçimlerinin son harflerine göre sıralanışı). Türk dili bitişken bir dil olduğundan kelimenin kök morfemine türlü yapım ve çekim ekleri eklenmektedir. Kelime biçimlerinin son harflerine göre dizilişi kök morfeme eklenmiş her türlü eklerin sırasıyla bir arada bulunmasını sağlamaktadır. Bunların sıklıkları hakkında da sayısal olarak bilgi verilmektedir. Sıklık Dizini veya Sıklık Sözlüğü (kelime biçimlerinin sık kullanım belirtilerine göre sıralanışı). Bu dizinde araştırılan metinlerdeki (Ters Alfabetik Dizindeki) kelime biçimleri sıklık belirtilerine göre çoktan-aza sıralanmış ve her birinin frekansı rakamlarla gösterilmiştir. Düz Sözlük veya Alfabetik Dizin (Baştaki harflerine göre kelimelerin yalın ve çekimli durumlarıyla sıralanışı). Bu dizin, baştan sadece kelime biçimleri üzerine hazırlanmış, homonimler de ayrı olarak ele alınmamıştı. Bazı uzmanların önerisiyle yeniden kaynak metinlere gidildi ve her kelime biçiminin yalın durumu belirlenerek metinlerdeki çekimli biçimleriyle birlikte alfabetik sıraya göre yazıldı. Eş sesli kelimeler de ayrı birer leksik birim olarak dizinde yer aldı. Yalın haliyle metinlerde rastlanmamış kelime biçimlerinin de yalın durumu düz sözlükte yazılarak bunların altına çekimli biçimleri dizildi. Söz gelişi, dersane kelimesi madde başı olarak koyu renk harflerle yazıldı, bunun altına da metinlerde rastlanan dersanede, dersanemizin gibi çekimli biçimleri sıralandı. Dersane kelimesinin yalın (taban) biçimine rastlanmadığı için buna istatistikî verilerde yer verilmedi. Bu eseri hazırlarken birçok zorlukları aşmak kolay olmadı. Türkçenin imla kuralları hususundaki mevcut durum bu zorlukların başında bulunuyordu, özellikle de birleşik kelimelerin bitişik veya ayrı yazılması konusundaki farklı görüşler eserlerde de görüldü. Böyle durumlarda prensip ve kriterleri uygularken L. Zasorina'nın tanımına uyuldu, orjinallerden uzaklaşmamaya özen gösterildi ve kelimelerin yazılışına müdahale edilmedi. Böylelikle 20. yüzyılın altmışlı ve yetmişli yıllarında yazıda uygulanan imla kurallarıyla günümüzde uygulanmakta olan imla kuralları arasındaki farklar da açıkca ortaya çıkmış oldu. Araştırılan metinlerde Türk alfabesinde bulunmayan W ve X harflerine ve yabancı dillerin imla kurallarına göre yazılmış kelimelere de rastlanmıştır. Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü birçok teorik ve pratik çalışmalarda ve her şeyden önce Türkçenin yapısal özelliklerini araştıran uzmanların çalışmalarında yardımcı olursa, benim için bu, büyük bir mutluluk kaynağı olacaktır. Bir ilk deneme olan bu sözlüğün bazı boşlukları olabilir. Okurlarca yapılacak eleştiriler eserin yeni bir baskısında dikkate alınacak, her türlü önerilerle de gelecekte bu tür çalışmalar yapacak olan araştırmacılara yardımcı olunabilecektir. Türkçenin sıklık ve ters sıklık sözlüğü üzerinde çalışmaya beni ilk yönlendiren ve istatistik yöntemlerin Türk dilinin söz varlığı araştırmalarında uygulanmasında bana yol gösteren Sofya Üniversitesinden Prof. Dr. Miroslav Yanakiev'e, sözlüğün hazırlanması sürecinde beni yüreklendiren dostlarıma, çalışmalarımda beni destekleyen ve eseri inceleyen Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun'a, araştırmalarımda her zaman bana yardımcı olan aileme ve Hatiboğlu Yayınevine teşekkür ederim.
Türkçenin Sıklık Sözlüğü şu iki bölümden oluşmaktadır: Giriş ve Sözlük. Giriş bölümünün başında ters sözlüklerin tarihçesi, bunların özellikleri hakkında kısa bilgiler verilmekte ve asıl araştırma Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü üzerine yoğunlaşmaktadır. Burada Türk dilinin fonetik, morfolojik yapısına ilişkin istatistik araştırmalar bulunmaktadır. Elde edilen veriler türlü tablolarda karşılaştırılmalı olarak gösterilmiştir. Sözlük bölümü üç farklı diziden oluşmaktadır: Ters Alfabetik Dizin, Sıklık Dizini ve Alfabetik Dizin. Ters Alfabetik Dizin veya Ters Sözlük (kelime biçimlerinin son harflerine göre sıralanışı). Türk dili bitişken bir dil olduğundan kelimenin kök morfemine türlü yapım ve çekim ekleri eklenmektedir. Kelime biçimlerinin son harflerine göre dizilişi kök morfeme eklenmiş her türlü eklerin sırasıyla bir arada bulunmasını sağlamaktadır. Bunların sıklıkları hakkında da sayısal olarak bilgi verilmektedir. Sıklık Dizini veya Sıklık Sözlüğü (kelime biçimlerinin sık kullanım belirtilerine göre sıralanışı). Bu dizinde araştırılan metinlerdeki (Ters Alfabetik Dizindeki) kelime biçimleri sıklık belirtilerine göre çoktan-aza sıralanmış ve her birinin frekansı rakamlarla gösterilmiştir. Düz Sözlük veya Alfabetik Dizin (Baştaki harflerine göre kelimelerin yalın ve çekimli durumlarıyla sıralanışı). Bu dizin, baştan sadece kelime biçimleri üzerine hazırlanmış, homonimler de ayrı olarak ele alınmamıştı. Bazı uzmanların önerisiyle yeniden kaynak metinlere gidildi ve her kelime biçiminin yalın durumu belirlenerek metinlerdeki çekimli biçimleriyle birlikte alfabetik sıraya göre yazıldı. Eş sesli kelimeler de ayrı birer leksik birim olarak dizinde yer aldı. Yalın haliyle metinlerde rastlanmamış kelime biçimlerinin de yalın durumu düz sözlükte yazılarak bunların altına çekimli biçimleri dizildi. Söz gelişi, dersane kelimesi madde başı olarak koyu renk harflerle yazıldı, bunun altına da metinlerde rastlanan dersanede, dersanemizin gibi çekimli biçimleri sıralandı. Dersane kelimesinin yalın (taban) biçimine rastlanmadığı için buna istatistikî verilerde yer verilmedi. Bu eseri hazırlarken birçok zorlukları aşmak kolay olmadı. Türkçenin imla kuralları hususundaki mevcut durum bu zorlukların başında bulunuyordu, özellikle de birleşik kelimelerin bitişik veya ayrı yazılması konusundaki farklı görüşler eserlerde de görüldü. Böyle durumlarda prensip ve kriterleri uygularken L. Zasorina'nın tanımına uyuldu, orjinallerden uzaklaşmamaya özen gösterildi ve kelimelerin yazılışına müdahale edilmedi. Böylelikle 20. yüzyılın altmışlı ve yetmişli yıllarında yazıda uygulanan imla kurallarıyla günümüzde uygulanmakta olan imla kuralları arasındaki farklar da açıkca ortaya çıkmış oldu. Araştırılan metinlerde Türk alfabesinde bulunmayan W ve X harflerine ve yabancı dillerin imla kurallarına göre yazılmış kelimelere de rastlanmıştır. Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü birçok teorik ve pratik çalışmalarda ve her şeyden önce Türkçenin yapısal özelliklerini araştıran uzmanların çalışmalarında yardımcı olursa, benim için bu, büyük bir mutluluk kaynağı olacaktır. Bir ilk deneme olan bu sözlüğün bazı boşlukları olabilir. Okurlarca yapılacak eleştiriler eserin yeni bir baskısında dikkate alınacak, her türlü önerilerle de gelecekte bu tür çalışmalar yapacak olan araştırmacılara yardımcı olunabilecektir. Türkçenin sıklık ve ters sıklık sözlüğü üzerinde çalışmaya beni ilk yönlendiren ve istatistik yöntemlerin Türk dilinin söz varlığı araştırmalarında uygulanmasında bana yol gösteren Sofya Üniversitesinden Prof. Dr. Miroslav Yanakiev'e, sözlüğün hazırlanması sürecinde beni yüreklendiren dostlarıma, çalışmalarımda beni destekleyen ve eseri inceleyen Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun'a, araştırmalarımda her zaman bana yardımcı olan aileme ve Hatiboğlu Yayınevine teşekkür ederim.