#smrgKİTABEVİ Türkiye - İtalya Sosyal ve Kültürel İlişkileri (1923 - 1939) - 2022

Kapak Tasarım:
Emine Çakır
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
IV/A-2-3.5. Dizi- Sayı:7
ISBN-10:
9751753151
Kargoya Teslim Süresi:
7&15
Hazırlayan:
Cilt:
İplik Dikişli
Stok Kodu:
1199201928
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
677
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Sert Kapak
Kağıt Türü:
Ivory Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
256,50
Havale/EFT ile: 248,81
Siparişiniz 7&15 iş günü arasında kargoda
1199201928
587923
Türkiye - İtalya Sosyal ve Kültürel İlişkileri (1923 - 1939) -        2022
Türkiye - İtalya Sosyal ve Kültürel İlişkileri (1923 - 1939) - 2022 #smrgKİTABEVİ
256.50
20. yüzyılın ilk yarısında Türkiye-İtalya İlişkileri inişli çıkışlı bir seyir takip etmiştir. Trablusgarp'ı işgal ederek Osmanlı Devleti'nin dağılmasında rol oynayan İtalya, Milli Mücadele döneminde müttefikleri İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden ayrı bir politikayı benimsemiştir. Kendi yararı için olsa da Türklere adeta "gizli müttefik" gibi davranan İtalya, Türkiye'yi yönetenler ve halkı için "teoride düşman, pratikte dost" ülke olarak olumlu bir iz bırakmıştır.

Lozan Barış Antlaşması'nı onaylayan ilk İtilaf Devleti olan İtalya'nın bu hareketi, dostane bir tavır olarak görülmüş ve takdir edilmiştir. Görünüşe göre iki ülke arasında var olan iyi ilişkileri daha ileriye götürmek için bütün şartlar uygundur. Ne var ki, Faşist İtalya, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye için bir tehdit haline gelmiştir. Türkiye, çağdaşlaşma hareketinde model olarak gördüğü İtalya ile "tam bağımsızlık" anlayışı doğrultusunda her alanda iş birliği yapmak için samimi bir çaba göstermiştir. Ancak, Benito Mussolini liderliğinde iktira gelen Faşistler, Roma İmparatorluğu'nun egemen olduğu coğrafya yeniden söz sahibi olmayı hedeflemişlerdir. Bu siyaset, Romalıların "mare nostrum" (Bizim Deniz) olarak isimlendirdikleri Akdeniz ve Adriyatik'te hakim olma arzusudur. Bu saldırgan tavır, Balkanlardan Doğu Akdeniz'e Afrika'dam Orta Doğu'ya kadar geniş bir coğrafyayı etrkilemiştir. İtalya'nın bu revizyonist siyasetinin bir ayağı da Türkiye'yi işgal etme planıdır. Bu yayılımcı ve tehdikar siyaset, Musul sorununun Türkiye aleyhine sonuçlanmasında rol oynamıştır.

Türkiye-İtalya siyasi ilişkilerinde 1927'ye kadar olan dönem "kriz dönemi" , 1928-1933 arası "göreceli barış dönemi " ve 1934'ten sonrası da "güvensizlik, belirsizlik ve gerginlik dönemi" olarak adlandırılabilir. İniş çıkışlara rağmen, Türkiye-İtalya ilişkileri sadece siyassi işikilerden ibaret değildir. Söz konusu dönemde iki ülke arasında spordan sanata, ekonomiden kültüre kadar çeşitli alanlarda ilişkiler mevcuttur. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'nin ciddi sorunlar yaşadğı İngiltere ve Fransa ile ilişkileri bir ittifak antlaşması imzalayacak kadar düzelirken İtalya ile neredeyse "düşman" noktasına gelmesi incelenmeye değer bir konudur. Bu çalışmada sadece siyasi ilişkiler birinci elden Türk ve İtalyan kaynaklarından faydalanılarak incelenmiştir. Devamı olan sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerde hazırlanmaktadır.

20. yüzyılın ilk yarısında Türkiye-İtalya İlişkileri inişli çıkışlı bir seyir takip etmiştir. Trablusgarp'ı işgal ederek Osmanlı Devleti'nin dağılmasında rol oynayan İtalya, Milli Mücadele döneminde müttefikleri İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden ayrı bir politikayı benimsemiştir. Kendi yararı için olsa da Türklere adeta "gizli müttefik" gibi davranan İtalya, Türkiye'yi yönetenler ve halkı için "teoride düşman, pratikte dost" ülke olarak olumlu bir iz bırakmıştır.

Lozan Barış Antlaşması'nı onaylayan ilk İtilaf Devleti olan İtalya'nın bu hareketi, dostane bir tavır olarak görülmüş ve takdir edilmiştir. Görünüşe göre iki ülke arasında var olan iyi ilişkileri daha ileriye götürmek için bütün şartlar uygundur. Ne var ki, Faşist İtalya, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye için bir tehdit haline gelmiştir. Türkiye, çağdaşlaşma hareketinde model olarak gördüğü İtalya ile "tam bağımsızlık" anlayışı doğrultusunda her alanda iş birliği yapmak için samimi bir çaba göstermiştir. Ancak, Benito Mussolini liderliğinde iktira gelen Faşistler, Roma İmparatorluğu'nun egemen olduğu coğrafya yeniden söz sahibi olmayı hedeflemişlerdir. Bu siyaset, Romalıların "mare nostrum" (Bizim Deniz) olarak isimlendirdikleri Akdeniz ve Adriyatik'te hakim olma arzusudur. Bu saldırgan tavır, Balkanlardan Doğu Akdeniz'e Afrika'dam Orta Doğu'ya kadar geniş bir coğrafyayı etrkilemiştir. İtalya'nın bu revizyonist siyasetinin bir ayağı da Türkiye'yi işgal etme planıdır. Bu yayılımcı ve tehdikar siyaset, Musul sorununun Türkiye aleyhine sonuçlanmasında rol oynamıştır.

Türkiye-İtalya siyasi ilişkilerinde 1927'ye kadar olan dönem "kriz dönemi" , 1928-1933 arası "göreceli barış dönemi " ve 1934'ten sonrası da "güvensizlik, belirsizlik ve gerginlik dönemi" olarak adlandırılabilir. İniş çıkışlara rağmen, Türkiye-İtalya ilişkileri sadece siyassi işikilerden ibaret değildir. Söz konusu dönemde iki ülke arasında spordan sanata, ekonomiden kültüre kadar çeşitli alanlarda ilişkiler mevcuttur. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'nin ciddi sorunlar yaşadğı İngiltere ve Fransa ile ilişkileri bir ittifak antlaşması imzalayacak kadar düzelirken İtalya ile neredeyse "düşman" noktasına gelmesi incelenmeye değer bir konudur. Bu çalışmada sadece siyasi ilişkiler birinci elden Türk ve İtalyan kaynaklarından faydalanılarak incelenmiştir. Devamı olan sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilerde hazırlanmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat